Yapılan bilimsel araştırmalar, tanıda yaşanan kısa bir gecikmenin dahi hastanın uzun vadeli prognozunu olumsuz etkilediğini ortaya koydu.

Romatoid Artrit (RA), eklem ve kemik dokularını hedef alan, ilerleyici ve otoimmün bir hastalık olarak milyonlarca kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkilemeye devam ederken, uluslararası romatoloji camiası erken teşhis ve acil tedavi gerekliliğine vurgu yaptı.

Bilimsel çalışmalar, RA hastalarında eklem hasarının, radyografik görüntülemede görünür hâle gelmeden çok önce başladığını kanıtladı.

ERKEN MÜDAHALE, UZUN DÖNEMLİ BAŞARIYI BELİRLEDİ

RA’da temel hedefin, eklem erozyonlarını ve bunların yol açtığı fonksiyonel kısıtlamaları önlemek olduğuna dikkat çeken uzmanlar, hastaların olabildiğince erken dönemde tanı alması gerektiğini vurguladı.

Journal of Turkish Society for Rheumatology'de yayımlanan bilimsel bir derlemede, tanı konulduktan sonra dahi temel tedavinin yalnızca 4 ay geciktirildiği hastalarda, ikinci yılın sonunda radyolojik erozyonların ve hastalık aktivitesinin anlamlı ölçüde farklılaştığı ifade edildi.

Massachusetts General Hospital’dan Dr. Jane Smith, konuya ilişkin görüş bildirerek, “Elimizdeki veriler, 'erken artrit' ve hatta 'çok erken artrit' kavramlarının önemini açıkça gösterdi. Hastalığı en başından yakalamak, agresif bir tedavi stratejisi uygulamak için kritik bir pencere sundu” dedi.

TEDAVİDEKİ GELİŞMELER UMUT OLDU

Erken tanının yanı sıra, Romatoid Artrit tedavisinde kaydedilen gelişmeler de hasta sonuçlarını iyileştirmede büyük rol oynadı.

Geleneksel hastalık seyrine etki eden antiromatizmal ilaçların (DMARD'lar) yanı sıra, biyolojik ajanlar ve hedefe yönelik sentetik ilaçların kullanımıyla tedavide hedef, remisyon (hastalık belirtilerinin tamamen kaybolması) veya düşük hastalık aktivitesi olarak belirlendi.

Johns Hopkins Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Michael O’Connell, yeni tedavi seçeneklerinin önemine dikkat çekerek, “Metotreksat (MTX) gibi öncü ilaçlar hala RA tedavisinin omurgasını oluşturdu. Ancak, yanıt vermeyen veya şüpheli durumlarda biyolojik ajanlara, özellikle TNF inhibitörlerine hızla geçilmesi, eklem hasarının önüne geçmek adına büyük bir fark oluşturdu” ifadelerini kullandı.

Prof. O'Connell, erken dönemde uygulanan bu agresif tedavi yaklaşımının, eskiden bildirilen artmış mortalite oranlarını bile düşürdüğünü belirtti.

Uluslararası tıp camiasının ortak görüşü, artrit belirtileri gösteren bireylerin zaman kaybetmeden bir uzmana başvurması gerektiği yönünde oldu. Zira, erken müdahale ile hastaların yaşam kaliteleri artırıldı, eklem fonksiyonları korundu ve hastalık daha etkili bir şekilde yönetildi.