FETÖ'nün halen süren kumpası: 28 Şubat. Savcılar, hakimler FETÖ'den tutuklu, deliller sahte

FETÖ'nün halen süren kumpası: 28 Şubat. Savcılar, hakimler FETÖ'den tutuklu, deliller sahte
28 Şubat davasında sanıklar için verilen müebbet hapis cezalarının kesinleşmesinin ardından sanıklar hakkında infaz süreci başladı. Ancak davanın çıkış noktasında FETÖ’cü savcı ve hakimler ile sahte delilerin yer alması tartışılmaya devam ediyor.

28 Şubat davasındaki müebbet hapis cezası kararları Yargıtay tarafından onandı. Hükmün kesinleşmesinin ardından yargılanan 14 sanık hakkında infaz sürecine geçildi.

Emekli Orgeneraller Çevik Bir ve Çetin Doğan''ın da aralarında bulunduğu sanıklar gözaltına alınarak cezaevine gönderildi. Cezaevine gönderilen generallerin rütbeleri de sökülecek.

28 Şubat davasında yaşanan bu gelişmeler, davanın meşruluğu ile tartışmaları da beraberinde getirdi. Bir çok gazeteci ve emekli asker 28 Şubat davasının FETÖ kumpası olduğuna dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

28 Şubat davasını açan Savcı Mustafa Bilgili FETÖ üyeliğinden, soruşturma aşamasında savcılığa bilgi ve belge gönderen Genelkurmay Eski Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse FETÖ üyeliği ve 15 Temmuz Darbe girişimini planlaması sebebiyle tutuklu bulunuyor.

Davanın duruşma savcısı Kemal Çetin ile soruşturma hakimi Mustafa Karatay da FETÖ tutuklusu.

Diğer yandan davanın ana delili olan CD5 içerisinde yer alan 1997 yılına ait belgelerde evrak güvenlik numarası bulunduğu, ancak evrak güvenlik numarasının 5 Kasım 2002 yılında Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayınlanan emirle uygulanmaya başlandığına yönelik tespit ve sahteliklere ilişkin birçok iddia bulunuyor. CD5’in sahteliği ODTÜ Bilirkişileri tarafından kanıtlanmış olduğu da mahkeme kayıtlarında sabit.

Dönemin Adalet Bakanı, Refah Partili Şevket Kazan 18 Şubat 2015 tarihinde davanın 75. duruşmasında verdiği ifade de sanıklardan şikayetçi olmadığına ve tehdit edilmediğine yönelik beyanda bulunmuş, Mahkeme başkanının "Size yönelik tehdit oldu mu?" sorusuna, "Hayır, maruzatım bundan ibaret" yanıtını vermiş, "Şikayetçi misiniz?" sorusu üzerine, "Hayatımın en zor kararıdır, bu dosya için şikayetçi olmak. Ben şikayetçi değilim" "Her insanda vicdan var. Ben de insanım, şikayetçi değilim" demiştir.

Dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, "Kendimi mağdur görmediğim için şikayetçi değilim" sözleri ile şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.

Davada tanık olarak dinlenen 55. Hükumet Başbakanı Mesut Yılmaz ise dava dosyasında yer alan belgelerin düzmece olduğunu iddia ederek "Böyle bir davada tanık olmaktan hicap duydum. Düzmece belgelerle devlete hizmet eden komutanların rahatsız edilmesi devlet adına ayıptır. Hükumetten ayrılmak için baskı olmadı" demiş, mahkeme başkanının Refah Partisi’nin istifasını kast ederek sorduğu "Onların istifasına zorlayıcı birtakım düzenlemeler, baskılar oldu mu?" sorusunu yanıtlarken Yılmaz, Türk Silahlı Kuvvetlerinin baskı yapmadığına atıfla "Bildiğim herhangi bir baskı söz konusu değil." demiştir.

28 Şubat dönemindeki türban olaylarıyla ilgili olarak Mesut Yılmaz''ın "İyi de bunun için niye bu sanıkları suçluyorsunuz? Bunlar asker kişiler... Yasaları askerler mi çıkarıyor? Yasaları Meclis çıkarır. Bu söyledikleriniz yasal düzenlemelerle ilgili hususlardır ve bunun bir muhatabı ve sorumlusu varsa siyasetçiler olarak biziz; askerlere değil bize sormanız lazım!" şeklinde beyanda bulunduğu ancak mahkeme kayıtlarından silindiği iddia edilmiştir.

İlgili Haberler