Tarsus, sadece coğrafi konumuyla değil, aynı zamanda barındırdığı zengin tarih ve doğal güzelliklerle de ziyaretçilerini büyüleyen bir yer. Antik çağlardan bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bu topraklar, bugün de aynı büyülü atmosferi koruyor.

Neden Tarsus'a Giden Ayrılamıyor?

  • Tarihin Derinliklerinde Bir Yolculuk: Tarsus, adeta açık hava müzesi gibi. Kleopatra Kapısı, Roma Yolu, St. Paul Kuyusu ve Kilisesi, Eshab-ı Kehf Mağarası gibi onlarca tarihi yapı, ziyaretçileri binlerce yıl öncesine götürüyor. Her sokağında, her taşında farklı bir hikaye fısıldayan Tarsus, tarih meraklıları için eşsiz bir durak.

  • Doğal Güzelliklerin Kalbi: Tarsus sadece tarihiyle değil, göz alıcı doğal güzellikleriyle de öne çıkıyor. Serin sularıyla ünlü Tarsus Şelalesi, yaz aylarında serinlemek ve doğayla iç içe olmak isteyenler için birebir. Berdan Nehri'nin yemyeşil kıyıları, piknik ve yürüyüş yapmak için ideal. Ayrıca çevredeki yaylalar, şehir gürültüsünden uzaklaşmak isteyenlere huzur dolu anlar sunuyor.

  • Lezzet Durakları: Tarsus mutfağı, Akdeniz ve Anadolu'nun zengin tatlarını bir araya getiriyor. Humus, içli köfte, tantuni ve tabii ki meşhur kerebici gibi yöresel lezzetler, damaklarda unutulmaz tatlar bırakıyor. Yemek yemek için Tarsus'a gelenlerin bile ayrılamadığı söylenir!

  • Misafirperver İnsanlar: Tarsus'un sıcakkanlı ve misafirperver insanları da ilçenin cazibesini artıran önemli faktörlerden. Ziyaretçiler, burada kendilerini evlerinde gibi hissediyor, esnafın ve yöre halkının samimiyetiyle karşılaşıyorlar.