Güney Afrika, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan gergedanları korumak için çığır açan bir yönteme imza atıyor.

Witwatersrand Üniversitesi'nden bilim insanları, gergedan boynuzlarına radyoaktif izotoplar enjekte ederek kaçak avcılığı önlemeyi hedefleyen yenilikçi bir proje başlattı. Bu yöntem, gergedan boynuzlarının uluslararası kaçakçılık ağlarında tespitini kolaylaştırarak, hem hayvanları hem de ekosistemi koruma altına aldı.

BİLİMSEL BİR DEVRİM: RADYOAKTİF İZOTOPLARLA KAÇAKÇILIĞA SET

Witwatersrand Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü'nden Prof. James Larkin liderliğinde yürütülen Rhizotop Projesi, gergedan boynuzlarına düşük dozda radyoaktif izotoplar yerleştiriyor. Bu izotoplar, hayvanlar ve çevre için zararsız olmasının yanı sıra, dünya genelindeki havaalanları ve limanlarda bulunan 11 binden fazla radyasyon dedektörü tarafından kolayca tespit edilebildi.

Prof. Larkin, “Bu yöntem, kaçak avcıların boynuzları yasa dışı yollardan taşımalarını neredeyse imkânsız hale getiriyor. Amacımız, gergedanları korumak ve bu vahşi ticareti bitirmek” dedi.

Proje, yalnızca teknolojik bir yenilik değil, aynı zamanda uluslararası iş birliğinin bir örneği.

Rusya’nın devlete ait nükleer şirketi Rosatom ile ABD ve Avustralya’daki araştırma merkezlerinin desteğiyle geliştirilen bu yöntem, gergedan boynuzlarının Asya pazarlarındaki talebini azaltmayı amaçladı.

Özellikle Vietnam ve Çin’de, geleneksel tıpta kullanılan boynuzların afrodizyak veya tedavi edici olduğuna dair yanlış inanışlar, gergedan popülasyonunu tehdit ediyor.

BİLİM İNSANLARINDAN UYARI: EKOSİSTEM TEHLİKEDE

Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) verilerine göre, dünya genelindeki gergedan popülasyonu son 50 yılda dramatik bir şekilde azaldı.

Güney Afrika, dünya gergedanlarının yaklaşık %80’ine ev sahipliği yaparken, sadece 2021’in ilk yarısında 249 gergedan kaçak avcılar tarafından öldürüldü. Bu rakam, bir önceki yıla göre 83 vaka artışı anlamına geldi.

Oxford Üniversitesi’nden vahşi yaşam uzmanı Dr. Samuel Wasser, “Gergedan kaçakçılığı, yalnızca bir türün yok olmasıyla sınırlı değil; bu, tüm ekosistemin dengesini tehdit eden bir kriz. Radyoaktif izotop yöntemi, bu mücadelede umut verici bir adım” dedi.

Dr. Wasser, yöntemin kaçakçılığı caydırmada etkili olabileceğini, ancak uzun vadeli koruma için eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarının da kritik olduğunu vurguladı.

RADYOAKTİF İZOTOPLAR GÜVENLİ Mİ?

Projenin en çok tartışılan yönü, radyoaktif maddelerin kullanımı. Ancak bilim insanları, kullanılan izotopların düşük dozda olduğunu ve gergedanlar, insanlar veya çevre için herhangi bir sağlık riski taşımadığını belirtti.

Witwatersrand Üniversitesi’nden Dr. Nithaya Chetty, “Radyoaktif izotoplar, gergedanların boynuzlarına dikkatlice enjekte ediliyor ve bu işlem, hayvanların sağlığını etkilemiyor. Ayrıca, dedektörler bu izotopları kapalı konteynerlerde bile tespit edebiliyor” açıklamasında bulundu.

Projenin deneme aşamasında, radyoaktif olmayan izotoplar kullanılarak iki gergedanda testler yapıldı.

Bilgisayar modellemeleri ve 3D yazıcıyla üretilen gergedan kafası modelleri, uygun dozajın belirlenmesinde kullanıldı. Bu titiz süreç, yöntemin hem güvenli hem de etkili olduğunu kanıtladı.

ULUSLARARASI DESTEK VE GELECEK PLANLARI

Rhizotop Projesi, Dünya Nükleer Birliği’nin de dikkatini çekti. Birlik, projenin kaçakçılıkla mücadelede küresel bir model olabileceğini belirtti.

Güney Afrika Çevre Bakanlığı, yöntemin ülke genelinde yaygınlaştırılması için ek finansman sağlama sözü verdi.

Bakan Barbara Creecy, “Gergedanlar, biyolojik çeşitliliğimizin bir parçası. Onları korumak, sadece doğaya değil, gelecek nesillere de borcumuz” dedi.

Projenin bir sonraki aşamasında, daha fazla gergedana izotop enjeksiyonu yapılması ve uluslararası sınır kontrolleriyle iş birliğinin artırılması planlandı. Ayrıca, Asya’daki yanlış inanışları ortadan kaldırmak için farkındalık kampanyaları düzenlenecek.

EKOSİSTEMİN GELECEĞİ İÇİN BİR UMUT

Gergedan kaçakçılığı, yalnızca bir türün değil, tüm ekosistemin geleceğini tehdit etti. Radyoaktif izotop yöntemi, bilimsel araştırmaların ve uluslararası iş birliğinin gücüyle bu krize karşı etkili bir çözüm sundu.

Uzmanlar, bu yenilikçi yaklaşımın, diğer nesli tükenmekte olan türlerin korunmasında da ilham kaynağı olabileceğini düşünüyor.

Gergedanları kurtarma mücadelesi, bilim ve doğanın el ele verdiği bir zafer hikâyesine dönüşebilir.