Son yıllarda glütensiz diyet, sağlıklı yaşam trendlerinin başında geliyor. Ancak, bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri, sürekli ve devamlı glütensiz beslenmenin herkes için uygun olmadığını ortaya koydu.

Çölyak hastalığı veya glüten hassasiyeti olmayan bireylerin bu diyeti benimsemesi, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Yeni çalışmalar, glütensiz beslenmenin besin eksikliklerinden kalp hastalıklarına kadar pek çok risk taşıyabileceğini gösterdi.

BİLİMSEL BULGULAR NE DİYOR?

Harvard Üniversitesi T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu’ndan Dr. Daniel Leffler, glütensiz diyetin gereksiz yere uygulanmasının beslenme dengesizliklerine yol açabileceğini belirtti.

British Medical Journal’da yayımlanan bir çalışma, glütensiz diyetle beslenen bireylerde tam tahıl tüketiminin azalması nedeniyle kalp hastalığı riskinin arttığını ortaya koydu.

Tam tahıllar, lif, B vitaminleri ve demir gibi temel besin maddeleri açısından kritik bir rol oynadı.

Dr. Leffler, “Glüten, çölyak hastaları dışında çoğu insan için zararlı değil. Glütensiz ürünleri tercih etmek, genellikle daha az besleyici ve daha işlenmiş gıdalar tüketmek anlamına geliyor” dedi.

İngiltere’deki Newcastle Üniversitesi’nden beslenme uzmanı Prof. Chris Seal, glütensiz diyetin popülerliğinin ticari bir trendden kaynaklandığını vurguladı.

Seal, “Glütensiz ürünlerin çoğu, şeker ve yağ içeriği yüksek işlenmiş gıdalardan oluşuyor. Bu, uzun vadede obezite ve diyabet riskini artırabilir” dedi. Ayrıca, The Lancet dergisinde yayımlanan bir meta-analiz, glütensiz diyetin bağırsak mikrobiyomunu olumsuz etkileyerek bağışıklık sistemini zayıflatabileceğini gösterdi.

UZMANLAR UYARIYOR: HERKES İÇİN UYGUN DEĞİL

Glüten, buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan bir protein. Çölyak hastalığı veya glüten hassasiyeti olan bireyler için glüten tüketimi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ancak, dünya nüfusunun yalnızca %1-2’sinin çölyak hastası olduğu tahmin edildi.

Glüten hassasiyeti ise daha az yaygın. ABD’deki Mayo Clinic’ten gastroenterolog Dr. Joseph Murray, “Glütensiz diyet, tıbbi bir gerekçe olmadan uygulandığında besin eksikliklerine, özellikle B vitamini, demir ve magnezyum kayıplarına neden olabilir” dedi.

Murray, glütensiz diyetin psikolojik etkilerine de dikkat çekerek, “Kişiler, glütensiz beslenerek daha sağlıklı olduklarını düşünse de, bu genellikle bir plasebo etkisi. Kısıtlayıcı diyetler, sosyal izolasyon ve yeme bozuklukları riskini artırabilir” dedi.

Avrupa Beslenme Derneği’nin raporuna göre, glütensiz diyeti benimseyen bireylerin %60’ı, diyetin sağlık üzerinde olumlu bir etkisi olmadığını fark ettikten sonra eski beslenme düzenine döndü.

SAĞLIKLI ALTERNATİFLER VE ÖNERİLER

Uzmanlar, glütensiz diyetin yalnızca tıbbi bir tanı ile uygulanması gerektiğini vurguladı.

Sağlıklı bir beslenme düzeni için tam tahıllı gıdalar, sebzeler, meyveler ve dengeli protein kaynakları önerildi.

Dr. Leffler, “Eğer glütenle ilgili bir sorununuz yoksa, tam tahılları diyetinizden çıkarmak yerine çeşitlendirin. Kinoa, esmer pirinç ve yulaf gibi glütensiz tam tahıllar sağlıklı alternatifler sunar” dedi.

BİLİNÇLİ BESLENME ŞART

Glütensiz diyetin popülerliği, sosyal medya ve ünlü isimlerin etkisiyle hızla artarken, bilimsel veriler bu trendin herkes için uygun olmadığını gösterdi.

Uzmanlar, bireylerin diyet değişiklikleri yapmadan önce bir doktora veya diyetisyene danışmasını önerdi.

Sağlıklı bir yaşam için moda diyetler yerine, bilimsel temellere dayalı, dengeli bir beslenme düzeni benimsenmesi gerektiği vurgulandı.