Göz sağlığı, yaşam kalitesini doğrudan etkileyen en önemli unsurlardan biri. Özellikle retina ve vitreus hastalıkları, erken teşhis edilip tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına yol açabilen ciddi sağlık sorunları olarak karşımıza çıktı.
Retina, gözün ışığı algılayarak görüntüyü beyne ileten sinir tabakasıyken, vitreus ise göz küresini dolduran jel kıvamındaki sıvı yapı. Bu iki yapı, birbirine yakın konumları nedeniyle hastalıklarında sıkça birbiriyle ilişki gösterdi.
Uzmanlar, düzenli göz muayenesinin ve erken müdahalenin görme kaybını önlemede kritik rol oynadığını belirtti.
RETİNA VE VİTREUSUN ÖNEMİ
Retina, gözün arka duvarını kaplayan ve yaklaşık 200 mikron kalınlığındaki ışığa duyarlı bir tabaka.
Görme siniri aracılığıyla beyne görüntü aktarımı yapan retina, adeta bir fotoğraf makinesinin sensörü gibi çalıştı.
Vitreus ise gözün içini dolduran, yumurta akı kıvamındaki jel yapı. Bu iki yapının hastalıkları, görme kaybından sinek uçuşmalarına, ışık çakmalarından perdeleme hissine kadar geniş bir yelpazede belirtilerle kendini gösterdi.
Uzmanlar, “Retina ve vitreus hastalıkları, erken dönemde fark edilmezse geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Özellikle diyabet ve hipertansiyon gibi sistemik hastalıklar, bu yapıları ciddi şekilde tehdit ediyor” dedi.
YAYGIN HASTALIKLAR VE BELİRTİLER
Retina ve vitreus hastalıkları arasında en sık rastlananlar arasında yaşa bağlı maküla dejenerasyonu (YBMD), diyabetik retinopati, retina dekolmanı, vitreus kanaması, maküla deliği ve epiretinal membran yer aldı.
Uzmanlar, “YBMD’nin yaş tipinde, göz arkasında kanama ve ödem ciddi görme kayıplarına yol açıyor. Kuru tip ise daha yavaş ilerlese de erken teşhis her iki durumda da kritik” dedi.
Diyabetik retinopati ise şeker hastalığına bağlı retina damarlarında hasar oluşturarak kanamalara neden oldu.
Dr. Sunir Garg, Amerikan Oftalmoloji Akademisi Retina/Vitreus Bölümü Editör-in-Chief’i, “Bu belirtiler acil bir göz muayenesini gerektirir. Özellikle retina dekolmanı gibi durumlarda saatler bile tedavide fark yaratabilir” uyarısında bulundu.
BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR IŞIĞINDA YENİ UFUKLAR
Son yıllarda retina ve vitreus hastalıklarının tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedildi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Beren Karaosmanoğlu’nun liderliğinde yürütülen bir araştırma, kalıtsal retinal distrofilerin tedavisinde RNA tabanlı anti-sense oligonükleotidlerin (ASO) potansiyelini ortaya koydu.
Experimental Eye Research dergisinde yayımlanan bu çalışma, ASO’ların hedeflenen genetik mutasyonları etkili bir şekilde tedavi edebileceğini gösterdi.
İntravitreal enjeksiyonlar gibi yenilikçi tedaviler, özellikle yaş tip YBMD ve diyabetik retinopati gibi hastalıklarda devrim oluşturdu.
Anti-VEGF ilaçlar (bevacizumab, ranibizumab, aflibercept) ve kortikosteroidler, retina damarlarında sızıntıyı azaltarak görme kaybını önleyebiliyor.
Uzmanlar, “İntravitreal enjeksiyonlar, ofis şartlarında uygulanabilen ve yüksek başarı oranına sahip bir tedavi yöntemi. Ancak düzenli takip şart” dedi.
CERRAHİ MÜDAHALELER VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Retina ve vitreus hastalıklarının tedavisinde cerrahi yöntemler de sıkça kullanıldı. Pars plana vitrektomi (PPV), vitreus kanaması, retina dekolmanı ve maküla deliği gibi durumlarda başvurulan bir yöntem.
Göz içine küçük deliklerden girilerek vitreus jelinin temizlenmesi ve gerekli onarımların yapılması esasına dayanıyor. PPV sonrası hastaların belirli bir süre özel baş pozisyonunda yatması gerekebildi.
Dr. Jay C. Wang, Kuzey California Retina Vitreus Associates’ten, “Vitreoretinal cerrahi, tıbbın en hassas müdahalelerinden biri. Teknolojik ilerlemeler, başarı oranlarını artırıyor” dedi.
Skleral çökertme ve pnömatik retinopeksi gibi yöntemler ise belirli retina dekolmanı vakalarında tercih edildi.
Lazer fotokoagülasyon ve fotodinamik tedavi, maküla ödemi ve yaş tip YBMD gibi durumlarda etkili sonuçlar veriyor. Ayrıca, AREDS 2 formülüne uygun göz vitaminleri, kuru tip YBMD hastalarında hastalığın ilerlemesini yavaşlatmada önerildi.
UZMANLARDAN ÖNERİLER
Uzmanlar, retina ve vitreus hastalıklarının önlenmesi ve erken teşhisi için düzenli göz muayenesinin önemini vurguladı.
Diyabet ve hipertansiyon gibi sistemik hastalıkların kontrol altında tutulması, retina sağlığını korumada kritik bir rol oynadı.
Uzmanlar, “Özellikle diyabetik retinopati hastalarının kan şekeri, tansiyon ve lipid seviyelerini düzenli takip ettirmesi gerekiyor” dedi.
Retina ve vitreus hastalıkları, görme kaybına yol açabilen ciddi sağlık sorunları olsa da, erken teşhis ve modern tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabiliyor.
Bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri, bu alanda umut verici gelişmelerin devam ettiğini gösterdi.