Dünya genelinde milyonlarca insanın günlük rutininin bir parçası olan araç kullanma eylemi, sadece bir ulaşım metodu değil, aynı zamanda karmaşık ve sürekli bilişsel yük gerektiren bir aktivite olarak nörolojik araştırmaların odağına yerleşti.
İlk bulgulara göre, direksiyon başında geçirilen zaman, özellikle şehir içi veya yoğun trafikte, beynin yürütücü fonksiyonlarını aktif tutarak Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların riskini azaltma potansiyeli taşıdı.
BİLİMSEL VERİLER VE BEYİN EGZERSİZİ TEORİSİ
Araç kullanmak, çoklu görev yönetimi, görsel-mekansal algı, hızlı karar verme ve sürekli dikkat gerektirir. Bu süreçler, beynin ön lobu ve parietal korteks gibi karmaşık bilişsel işlemlerden sorumlu bölgelerini sürekli uyardı.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Bilişsel Nöroloji Laboratuvarı'ndan Prof. Dr. Sarah J. Krikorian'ın yürüttüğü kapsamlı bir boylamsal çalışma, düzenli araç kullanan orta yaşlı yetişkinlerin bilişsel testlerde, benzer demografik özelliklere sahip araç kullanmayan bireylere kıyasla daha yüksek performans sergilediğini ortaya koydu.
Prof. Krikorian, "Sürüş, beyin için adeta bir 'gündelik simülasyon oyunu' gibi. Sürekli değişen yol ve trafik koşulları, beynin adaptasyon ve problem çözme mekanizmalarını keskinleştiriyor" şeklinde konuştu.
UZMAN GÖRÜŞÜ: NÖROPLASTİSİTE VE REZERV KAPASİTESİ
Konuya ilişkin görüşlerini aktaran Londra Üniversitesi Nörobilim ve Psikoloji Bölümü'nden Prof. Dr. David A. Sterling, bu durumun ardındaki ana mekanizmanın nöroplastisite ve bilişsel rezerv kavramları olduğunu belirtti.
Prof. Sterling, "Uzun yıllar boyunca sürekli bilişsel talep altında kalan beyin, daha güçlü sinaptik bağlantılar inşa ederek 'bilişsel rezerv' kapasitesini yükseltiyor. Bu rezerv, yaşlılıkta veya bir hastalığın başlangıcında beynin hasarı tolere etme ve işlevlerini sürdürme yeteneği anlamına geliyor. Şoförler, farkında olmadan günlük bir zihinsel çeviklik antrenmanı yapıyorlar" sözlerini kullandı.
MESLEK ŞOFÖRLERİNDE 'KORUYUCU ETKİ' İDDİASI
Özellikle taksi, kamyon veya otobüs şoförleri gibi mesleği gereği günde uzun saatler direksiyon başında olan profesyonellerde bu etkinin daha belirgin olabileceği öne sürüldü.
Uzmanlar, bu durumun stres, düzensiz uyku ve fiziksel hareketsizlik gibi mesleki risklerle dengelenmesi gerektiği konusunda uyadı.
Dr. Krikorian, tüm faydalara rağmen, güvenli ve sağlıklı bir sürüş ortamının sağlanmasının, bilişsel faydaların sürdürülebilirliği için hayati önem taşıdığını vurguladı.