Ocak.2010: 30 yıllık diplomatlarımıza her yıl Ocak'ta hepiniz Ankara'ya gelecek, istişareye katılacaksınız denildi. İlkin, karşılarına emekli astsubay dikip diplomasi nedir dersi aldılar. Aldılar çünkü ~800 diplomatımız "Ergenekon” sanık sopasıyla korkutuldu. Yüzlercesi istifa edip gitti.
D. Easton, devlet bir yerde bellek/hafızadır der. Hele ki Türk Devleti. Devletler, kabaca, saf akıl ve tecrübî akıl yürütmeyle iş görür. Bizde tecrübe daima önde, mekaniği hafıza, dışişlerindeydi, çökertildi. Devletin aslanı genelkurmaysa, tilkisi dışişleriydi. Açıkta popo maymun? O daima, hazinedir.
Ha, dışişlerinde de çürüme/yoldan çıkma vardı. ASALA’nın “kendince yarım bıraktığını” bilahare içerden derdest ya da yok etmek suretiyle tamamladılar. Başta "sinirli" olanlar güvenlik ve istihbarata el atmış, çözüm sürecini olmazsa olmaz diye set etmişlerdi.
Askeriye vesayetçi denilip paketlenecek, özünde anti-demokrat dindarlar liberal/muhafazakâr demokrat diye sunulacak, çözüm süreci devreye alınacaktı. Başlangıç kaldıraç/rahatlığını K. Derviş-IMF programıyla AB sunî süreci temin etti.
Milli politik zekâ güya merkezi MHP? Güne bakın, güldürmeyin. Zaman ayarlı kalp pili deyip geçelim. BBP-Yazıcıoğlu? Katledildi. Bugüne gelin; Ü. Özdağ içeride.
Bunlar öylesine tesadüflerin bir araya getirdiği eşanlı süreçlerden değil. Araya yozlaşı sos ya da yağlı kemiği katılmış asıl hedeflemesiyle devlet yıkım ekibi; bilinçli bir araya getirilmiş çoğu çift-kişilikli, geçmişi müphem aktörlerleydi.
Altını çizelim; kalıcı işleyişte iktidar iktisadi networkları ve örgütlü soygun, devlet yıkım ekibinin ödülü. Asıl odaklanmamızı, esas hedefin devlet yıkımı olduğunu katiyen unutmamalıyız.
Bu tür kötücül süreç devlet hayatında maalesef görülebilmekte. 2003-2025; Moğol istilasıyla, fetret devriyle, Celâlilerle, Balkan bozgunuyla, 12.Eylül önce anarşi dönemiyle mukayese edilebilirdir.
Kötücül süreçlerin devamlılık/nesillere devri için kısaca; ideolojik/inanç sistemi sair fikri alt-yapısı olmalı. Yok, olamaz da zaten. Türkün karakteri zeki ve çalışkan, kanı asildir.
Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kandadır. Kan ve irfanımız kötülüğü muhakkak derdest edecektir. Kötücül süreç henüz bitmemiş ama sonu da görünmüştür.