İsrail’deki muhaliflerin ve dünya kamuoyunun 7 Ekim saldırılarından sonra en çok dikkat çektiği konulardan biri Hamas’ın bu saldırıyı nasıl bu kadar kolay gerçekleştirdiği olmuştu. Kullandığı son teknoloji ile sınırlarında sinek uçsa haberdar olan İsrail hükumeti, kepçelerle sınır tellerinin ortadan kaldırılmasını ve Kassam Tugaylarının adeta bir kır gezisine çıkmış gibi İsrail topraklarında ilerlemesini tiyatro izler gibi izlemiş, bütün her şey olup bittikten sonra da Filistin’e karşı büyük çaplı bir taarruz başlatmıştı.
7 Ekim’den bu yana bütün dünyanın anbean takip ettiği İsrail - Filistin savaşının etkinlik sahası çeşitli bahanelerle genişletilirken son durak Suriye’deki İran Elçilik Binası olmuştu. İran’ın önemli askerlerinin bir kısmının öldürüldüğü geriye kalanların ise şans eseri yaralı olarak kurtulduğu bu son saldırıdan sonra İran dini lideri Seyyid Ali Hüseyni Hameney ve Devrim Muhafızları’ndan gelen intikam çığlıkları, bütün dünyada gergin bir bekleyişe neden olmuştu.
İran gerçekten İsrail’i vuracak mı yoksa her zamanki gibi tehditler savurup sessizliğe mi bürünecek tartışmaları sürerken İran, dün akşam saatlerinde İsrail’e hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırı her ne kadar İran ve Filistin başta olmak üzere İslam dünyasının belli bir kesiminde coşku yaratsa da saldırılardan alınan sonuç, İran’ın sert söylemlerini tatmin edecek türden olmadı. Bu sabah saatlerinde İsrail Savunma Kuvvetleri, Tahran’da halkın sokaklara çıkarak kutladıkları saldırıları başarıyla etkisiz hale getirdiklerini ve bir kişinin bile burnunun kanamadığını açıkladı. Bu açıklamanın şuana kadar İran ajansları tarafından haberleştirilmemesi de dikkate değer.
Uluslararası siyaset hakkında dikkat çeken analizleriyle tanınan Prof. Dr. Sadat Laçiner dün şahsi Youtube kanalı üzerinden yayınladığı bir videoda İsrail - Hamas - İran üçgeninde cereyan eden olaylar hakkında çarpıcı yorum ve analizlerini takipçileriyle paylaştı.
"İSRAİL GERİLİM ÜRETEMEZSE AĞIR SORUNLAR YAŞAR"
Laçiner uzun uzadıya yaptığı analizlerin bir kısmını İsrail ve İran tarafından sürdürülen safları sıklaştırma politikasına ayırdı. Bazı ülkelerin barış ortamı ürettiğini fakat bazı ülkelerin ise güvensizliksiz, çatışma ve gerilim ürettiğini hatta üretmek zorunda olduğunu belirten Laçiner “Mesela İsrail böyle bir devlettir. İsrail gerilim üretir ve varlığını bu gerilim üzerine inşa eder. Nasıl bu gerilim üzerine inşa eder? Bu bölgede etrafının kuşatılmış olduğu hissini içeride kendi kamuoyuna pompalar, içeride bir birlik tesis eder; dışarıda ise Batı kamuoyuna bunu yansıtır ve Avrupa'dan özellikle de ABD'den askeri mali destek temin eder” dedi.
İsrail’in mevcudiyetini gerilim üzerinden tesis ettiğinin altını çizen uluslararası siyaset uzmanı “İsrail bu gerilimi üretemez ise çevresinde savaş ve çatışmayı devam ettiremez ise dışarıdan kendisine gelecek destekte bir azalma olur. Kendi içinde ise daha ağır sorunlar yaşar” yorumunda bulundu.
Laçiner’in açıklamalarında en dikkat çeken nokta ise İsrail – Filistin arasındaki gerginliğin sonlanması durumunda yaşanacaklara değindiği bölüm oldu. Laçiner, İsrail’in Filistin sorununu çözmek istemediğini zira böyle bir durumun İsrail'in içeriden bölünmesine, ülkede iç çatışmaların çıkmasına neden olacağını belirtti.
"İSRAİL İÇ BÖLÜNMEYİ HAMAS SALDIRILARIYLA AŞTI"
Hamas’ın 7 Ekim saldırılarından önce İsrail halkının dinci ve laik olmak üzere ikiye ayrıldığını da sözlerine ekleyen Laçiner “Netenyahu karşıtları, dini devrim diyebileceğimiz yasa değişiklikleri karşısında sokaklara dökülmüşlerdi. Yüz binlerce insan Telaviv caddelerinde, meydanlarda, otobanlarda güvenlik güçleriyle karşı karşıya geldiler, İsrail'de çok ciddi bir bölünme meydana gelmişti” diye konuştu.
7 Ekim saldırılarının İsrail’de milli birliği sağlama işlevi gördüğüne vurgu yapan Laçiner “İsrail o bölünmeyi nasıl aştı? Hamas saldırısıyla aştı. Hamas'ın yapmış olduğu saldırı pek çok açıdan Netanyahu'yu da İsrail hükümetini de genel olarak İsrail'in kendisini de kurtaran bir hareket oldu. İsrail'de milli birlik ve beraberlik bu şekilde tesis edildi” yorumlarında bulundu.
İsrail’in saldırı alanını Filistin dışına taşımasının temelinde de yine “çatışma ve korku yaratma stratejisi"nin yattığını savunan Laçiner “O günden bugüne kadar da İsrail bir Lübnan'a saldırıyor lübnan'dan ona saldırı oluyor Yemen'den etkisiz iki füze gönderiliyor havada patlatılıyor ama İsrail için içerisindeki insanlar şu duyguya kapıldılar, şu duyguya sahipler şu anda: ‘Efendim herkes bize saldırıyor: İran, Yemen, Suriye, Irak, Lübnan… Herkes bize düşman, bir zayıf düşersek Mısır da tekmeyi vurur, Ürdün de üzerimizden geçer. O yüzden biz milli birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeliyiz.’ Bu duygu sürekli pompalanıyor. Öte yandan da bu olaylar Hamas saldırısı ile birlikte Amerika İsrail birlikteliği zirve noktasına taşındı” dedi.
Laçiner ayrıca Hamas saldırılarının İsrail'i kurtaran bir eylem olduğuna da vurgu yaparak "Amerika iki tane uçak gemisi gönderdi uçaklar gönderdi gemiler gönderdi silahlar gönderdi İsrail'e kesenin ağzını iyice açtılar Hamas'ın saldırısı bunu meşrulaştırıcı kaynağı temin etti Geçmişte de bu destekler vardı ama bu kadar aleni ve bu kadar yüksek büyüklüklerde değildi. yani Hamas saldırısı İsrail'in dış desteği açısından çok Hayati bir işlev görmüş oldu" iddiasında bulundu.
