Yaz mevsiminin kavurucu sıcaklarında havuz ve deniz, serinlemek isteyenlerin ilk tercihi. Ancak, uzmanlar, ortak kullanılan havuz ve kirli deniz sularının bakteri, virüs ve parazitler için adeta bir üreme alanı olabileceğini vurguladı.
Bilimsel araştırmalar, bu sularda gizlenen sağlık risklerinin ishalden cilt hastalıklarına, hatta solunum yolu problemlerine kadar geniş bir yelpazede tehdit oluşturduğunu ortaya koydu.
Uzman görüşleri ve bilimsel veriler ışığında, havuz ve deniz keyfini güvenli hale getirmenin yollarını derlendi.
ORTAK HAVUZLARDA GÖRÜNMEZ TEHLİKE
Sidney Üniversitesi’nden çevre sağlığı uzmanı Prof. Dr. Stuart Khan, havuzların uygun şekilde dezenfekte edilmediğinde enfeksiyon yuvasına dönüşebileceğini belirtti. Khan, “Cryptosporidium gibi parazitler, klora karşı yüksek direnç gösteriyor ve ishal, karın ağrısı gibi sindirim sistemi sorunlarına yol açabiliyor” dedi.
The Journal of Pediatrics’te yayımlanan bir çalışma, halka açık havuzlarda her 10 örnekten 6’sında Cryptosporidium tespit edildiğini ve bu parazitin özellikle kalabalık havuzlarda yaygınlaştığını gösterdi.
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Prof. Dr. Jen Gunter, klorun vajinal florayı bozarak idrar yolu enfeksiyonları ve sistit riskini artırdığını vurgulayarak, “Sık idrara çıkma, yanma hissi gibi belirtiler ciddiye alınmalı. Erken müdahale, komplikasyonları önler” uyarısında bulundu. Gunter, havuz sonrası duş almanın önemine dikkat çekti.
Dış kulak yolu enfeksiyonları, yani “yüzücü kulağı” da havuz kaynaklı yaygın sorunlardan biri.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) verilerine göre, her bin yüzücüden 10’u bu rahatsızlıktan etkilendi. Uzun süre suya maruz kalan kulaklarda bakteri üremesi, ağrı, şişlik ve akıntıya neden olabildi.
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanları ise deniz suyunun da enfeksiyon kaynağı olabileceğini, özellikle kulak kirinin suyla şişerek ağrıya yol açabileceğini belirtti.
KLORUN GÖRÜNMEZ TEHLİKELERİ
Havuzların temizliğinde kullanılan klor, mikropları öldürmede etkili olsa da her zaman yeterli olmadığının altı çizildi.
Purdue Üniversitesi’nden Kimya Profesörü Ernest Blatchley III, havuz suyuna karışan idrarın klorla reaksiyona girerek trikloramin gibi toksik kimyasallar oluşturduğunu ve bunların solunum yolu irritasyonları ile astım krizlerini tetikleyebileceğini söyledi. Environmental Science & Technology dergisinde yayımlanan bir araştırma, bu kimyasalların özellikle kapalı havuzlarda ciddi sağlık riskleri oluşturduğunu ortaya koydu. Ayrıca, klorun kendisi de cilt ve göz sağlığını tehdit edebildi.
Enfeksiyon hastalıkları uzmanları, “Havuzlardaki sıcaklık ve nem, mantar ve bakterilerin üremesi için ideal bir ortam. Genital siğiller ve molluskum kontagiozum gibi cilt hastalıkları, ortak havlu kullanımıyla kolayca bulaşabilir” dedi.
DENİZ DAHA GÜVENLİ Mİ?
Uzmanlar, deniz suyunun doğal antibakteriyel etkisi nedeniyle havuzlara kıyasla daha güvenli olduğunu belirtti. Ancak, kirli sahillerde bu avantaj ortadan kalktı.
Uzmanlar, “Mavi bayraklı plajlar, düzenli denetimlerle güvenli bir seçenek sunar. Vatandaşlar, denize girmeden önce il sağlık müdürlüklerinin veya belediyelerin internet sitelerinden suyun temizlik durumunu kontrol etmeli” dedi.
İtalya’da yapılan bir çalışma, yaban mersini, probiyotik ve C vitamini kombinasyonunun idrar yolu enfeksiyonlarını azalttığını gösterdi. Ancak, kirli sularda bu önlemler bile yeterli olmayabilir.
ÇOCUKLAR VE BEBEKLER İÇİN EKSTRA DİKKAT
Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanları, çocuk havuzlarının enfeksiyon riski açısından daha tehlikeli olduğunu vurgulayarak, “Çocukların su yutma olasılığı daha yüksek ve dışkı kontrolü daha az. Bu nedenle, temiz su sirkülasyonu olmayan havuzlar riski artırıyor” dedi.
Uzmanlar, 1 yaşından küçük bebeklerin havuz ve denize girmesinin bağışıklık sistemi, cilt sağlığı ve solunum yolları açısından riskli olduğunu belirtti.
DİŞ SAĞLIĞINA GÖRÜNMEZ TEHDİT
Havuz sularındaki pH dengesizliği, diş sağlığını da olumsuz etkiledi. Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanları, klorlu havuzların diş minesinde erozyona yol açtığını ve özellikle genç yüzücülerde çürük riskini artırdığını belirtti.
Sağlık Bakanlığı raporlarına göre, Türkiye’deki birçok havuzda pH değerleri diş minesi için güvenli sınırların dışında.
Uzmanlar, yüzme sonrası diş fırçalama için en az 30 dakika beklenmesini ve florürlü diş macunu kullanılmasını önerdi.
SAĞLIKLI HAVUZ VE DENİZ KEYFİ İÇİN ÖNERİLER
Uzmanlar, havuz ve deniz keyfini güvenli hale getirmek için şu önerilerde bulundu:
Havuz Seçimi: Klor seviyesi düzenli kontrol edilen, su sirkülasyonu iyi olan ve berrak havuzları tercih edin. Deniz suyuyla doldurulan havuzlar daha güvenli bir alternatif.
Kişisel Hijyen: Havuza girmeden ve çıktıktan sonra duş alın. Islak mayo ile uzun süre oturmayın.
Su Yutmama: Özellikle çocuklara, havuz suyunu yutmama konusunda dikkatli olmaları öğretilmeli.
Koruyucu Ekipman: Yüzme gözlüğü ve kulak tıkacı kullanmak, konjonktivit ve yüzücü kulağı riskini azaltır. CDC, gözlük kullanımının konjonktivit vakalarını %60 oranında azalttığını belirtiyor.
Doktor Kontrolü: Ciltte kaşıntı, kızarıklık, sık idrara çıkma veya kulak ağrısı gibi belirtilerde vakit kaybetmeden bir uzmana başvurun.