Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

HDP’ye can veren CHP mi, AKP mi?

AKP iktidarının, ‘çeyrek asır’ boyunca ‘ABD/AB/İsrail’ ekseninde uygulamaya koyduğu teslimiyetçi politikalar, PKK’nın siyasi kanadı HDP’nin önünü iyice açtı.

Meydanlarda “Biji Tayyip”, “Serok Ahmet” diye alkış tutan ihanet şebekeleri, sandıklarda kol saatlerini göstererek AKP’ye tekmeyi bastı.

‘Okyanus ötesi’ talimatlar paralelinde ‘millî birlik ve beraberlik projesi’ adı altında tedavüle sokulan ‘çözüm süreci’ sayesinde AKP birçok vilayette büyük oranda oy kaybederken, HDP oyları ‘yüzde 13’ sınırına dayandı.

Seçimler öncesinde “Kürt sorunu yoktur” diye çark ederek yeniden ‘milliyetçi kesimleri’ kandırmaya soyunan Sultan hazretlerinin üstün gayretleri neticesinde AKP, elindeki milletvekillerinin neredeyse tamamını HDP’ye kaptırdı.

HDP, bir zamanlar ‘millî duyarlılığın’ kaleleri olarak görülen Iğdır’dan sonra Ardahan ve Erzurum’da da etkinlik sağlayarak Ermenistan sınırına kadar dayandı.

Terör örgütünün uzantıları, korkarız ki ‘AKP sayesinde’ aldıkları oyları dışarıda ‘kendilerini pazarlamak’ için bir araç olarak kullanacaklar; içeride ise taleplerini kabul ettirebilmek için ‘Demokles’in kılıcı’ gibi sallandıracaklar.

* * *

Bir zamanlar, ‘terör örgütü’ ile bağlantısı yüzünden çoğunluk tarafından kabul görmeyen HDP, ne yazık ki ‘AKP’nin açtığı gediklerde’ palazlanarak, ‘Kürtlerin temsilcisi’ olma yolunda hızla ilerliyor.

‘İkiyüzlü’ politikalar sayesinde ‘kafaları’ karışan ve ‘ne yapacaklarını’ şaşıran vatandaşlar, adeta bir ‘ara istasyon’ vazifesi gören AKP teşkilatlarında ‘uyum seanslarına’ tabi tutulduktan sonra HDP saflarında yerlerini alıyor.

Düne kadar ‘yüzde 3.5’ oyu bile ‘başarı’ olarak gören HDP, Sultan hazretlerinin “Kürt kimliğini tanıyoruz” diye buyurup ‘alt kimlik’, ‘üst kimlik’, ‘Türkiyelilik’, ‘Anayasal vatandaşlık’ tartışmalarını başlatmasının ardından tırmanışa geçti.

Oslo’da gizlice eşkıya ile ‘müzakere’ masasına oturan, İmralı’da bebek katili ile ‘yol haritası’ çalışmaları yapan; Habur’da ‘savaş üniformalı’ hainleri davul zurna ile karşılayıp ‘çadır mahkemelerde’ aklayan; Diyarbakır’da Peşmerge Ağaları ile ‘halaya tutuşan’ hazretin attığı her adım, terör örgütünün ‘halk yığınları’ arasında her geçen gün biraz daha fazla ‘taban bulmasına’ zemin hazırladı.

‘Terörün gerekçelerini’ ortadan kaldırma bahanesi ile verilen her taviz, ‘etnik ırkçılığın’ değirmenine odun taşımaktan başka bir işe yaramadı.

Bölgedeki sıradan vatandaş, AKP’nin ‘iktidar’ partisi olarak ‘devlet adına’ ortaya koyduğu her icraatı, ‘PKK tarafından kazanılan bir zafer’ gibi algıladı.

* * *

HDP, AKP sayesinde her geçen gün biraz daha ‘yelkenlerini’ şişirmeye devam etti.

Örgüt uzantıları, kendilerine daha önce “PKK’ya terör örgütü demezseniz elinizi sıkmam” diye dayılanan Sultan hazretlerini, sonunda kuzu kuzu ‘müzakere’ masasına oturtup, ‘cini şişeden çıkartacak’ taleplerini eline tutuşturdular.

Kendilerini daha önce ‘hainlikle’, ‘bölücülükle’ suçlayan partilerin ileri gelenlerine, ellerini sıktırıp sırtlarını sıvazlattırarak, ‘meşruiyetlerini’ tescil ettirdiler.

Şimdi, kendileri yüzünden TBMM’nin açılışına bile gelmeyen kuvvet komutanlarına “açılıma devam” mealindeki ‘MGK tavsiye kararlarının’ altına imza attırmanın mutluluğu içerisinde, ‘Onursal’ Genel Başkanları Abdullah Öcalan tarafından resmi makamlara teslim edilen ‘yol haritasının’ uygulamaya geçirilmesi için bastıracaklar.

Haritanın götüreceği nihai hedef belli:

1-) Önce ‘özerklik’ adı altında, ‘kendi bayrağı’, ‘kendi meclisi’, ‘kendi güvenlik teşkilatı’, ‘kendi spor ve din kuruluşları’ olan ayrı bir devletçik oluşturmak.

2-) Daha sonra bu devletçiği Türkiye’den koparıp Irak’ın kuzeyindeki ‘kukla’ oluşuma dahil ederek ‘Büyük Kürdistan’ devletini kurmak.

* * *

AKP’nin, terör faaliyetlerden uzak duran vatandaşların ‘ırkçılığa’ itilmesinde ve HDP’ye transferlerinde bir ‘ara istasyon’ haline gelmesini gözlerden kaçıran bir takım şebekler, utanmadan hâlâ geviş getirmeye devam ediyorlar:

- “HDP, CHP oyları ile barajı geçti.”

Peki, HDP’nin her geçen gün biraz daha ‘geniş halk yığınları’ arasında taban bularak ‘baraj sınırına’ ulaşmasının asli sorumlusu kim?

CHP mi, yoksa AKP mi?

YARIN: CHP o kafa ile çok başarılı mı olurdu?

------------------------------------------------------

DÜZELTME: Dün bu köşede yayınlanan yazının başlığı teknik bir hatadan dolayı “Devletin denizinde gemisini yürütenler”‘ şeklinde çıkmıştır. Başlık “Taze Türkiye’ni de, başkanlığı da al git” olacaktı. Düzeltir, özür dileriz.

Yazarın Diğer Yazıları