Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Hem üçüncü parti hem 'ortak' oldular

1 Kasım 2015 genel seçimlerinin hemen ardından özellikle 'havuz' içerisinde yer alan bir kısım medya tarafından pompalanan şu haber, özellikle dikkatlerden kaçmadı:

- "HDP kaybetti, AKP kazandı."

Hiçbir ilmi veriye dayanmadan 'masa başında' kafalarına göre seçim analizi yapan bir kısım kalem erbabı da 'maksadı belli' haberin üzerine balıklama atlayıverdiler:

- "Evet, evet Güneydoğu'da yeniden toparlanmaya başlayan AKP, ülkede yeniden birliğin, bütünlüğün, beraberliğin çimentosu haline geldi. Bölücüler, bölgede halk arasında güç kaybetmeye başladı."

Haberleri ve yorumları okuyan sokaktaki vatandaş da, kendisine 'vicdanını rahatlatacak' yeni bir gerekçe bulmuş oldu:

- "İyi ki oyumu AKP'ye vermişim. Demek ki memlekette güzel şeyler olacak."

Acaba gerçekten de öyle mi?

Bu bakış açısı, 1990'lı yıllarda bölgede halk arasında kendisine taban oluşturmaya başlayan bölücü terör örgütünü "üç beş çapulcu" diye küçümseyen bir takım 'çapsız' siyasetçileri akla getiriyor.

Bu bakış açısının daha sonra, memleket için 'neye patladığını' hep birlikte gördük. Dileriz ki, "AKP kazandı" aymazlığı da kısa bir süre içerisinde 'siyasi çözüm' isteği doğrultusunda yeni bir 'toplu kalkışmanın' kapısını aralamasın.

***

Gerçek bütün çıplaklığı ile ortadayken, iş birlikçi medyanın kamuoyunu sürekli bir şekilde aynı istikamette yönlendirmeye çalışması, 'ihale edilen yeni bir görevi' yerine getirdiği yolunda kuşkular uyandırıyor.

Düşünebiliyor musunuz?

'Baskı' ve 'şiddetin' kol gezdiği, bazı partilerin 'miting yapmaya' bile cesaret edemediği, hatta bir takım isimlerin bölgede yeniden aday olmaktan korkup büyükşehirlere kapak attığı bir ortamda, bazı kişiler terör örgütünün tehditlerine rağmen AKP'den milletvekili adayı olup seçilecekler.

Sonra HDP'den şu açıklama gelecek:

- "AKP, bütün planlarımızı bozdu."

Seçimden önce 'buzdolabına' kaldırılan 'çözüm sürecinin' yeniden masaya sürülmesi ister istemez "İktidar partisi AKP, kayıkçı kavgası yürüttüğü DTP ile gizlice yeniden masaya mı oturdu?" kuşkularını gündeme getirdi.

Sonuçlar, AKP ile HDP birlikte bölgeyi semt semt, mahalle mahalle, sokak sokak paylaştığını ortaya koyuyor.

Öyle görülüyor ki 12 Haziran 2011 seçimlerinde 'İstanbul-Ankara-İzmir' üçgeninde estirilen "Sağcılar CHP'ye, solcular MHP'ye oy versin" rüzgârı, 1 Kasım 2015 seçimlerinde Güneydoğu'da şu şekilde yankı buldu:

- "Sağcılar AKP'ye, solcular HDP'ye."

***

Seçimlerin hemen ardından HDP'nin Güneydoğu bölgesindeki bir il başkanının yanına yanaşan yaşlı bir vatandaş, sırtını sıvazlayarak şöyle diyordu:

- "Hadi gözümüz aydın başkan, Meclis'te üçüncü büyük parti haline geldik."

Cevap, tüyler ürpertici:

 - "He valla, barajı yıkıp seçime damgamızı vurduk. Hem üçüncü parti, hem de iktidar ortağı olduk."

İnanılmaz, ama ne yazık ki gerçek.

Bölücü örgüt yandaşları hem Meclis'te üçüncü parti haline gelecek kıvama ulaştılar, hem de AKP içerisinde daha da güç kazanarak, bir anlamda 'iktidar ortağı' oldular.

AKP listelerine yeniden çekidüzen verilirken 'örgütün istemediği' bir takım adayların tıraşlanması, bölgedeki mitinglerde sık sık "Oyları bölmeyin" çağrılarının yapılması ve 'çözüm sürecine' karşı çıkan MHP'nin 'her şeye hayır diyen' bir parti pozisyona düşürülmesi boşuna mı zannediyorsunuz?

'Seçimden önce' peş peşe patlamaya başlayan bombaların ve mayınların, 'seçimin ardından' bıçak gibi kesilmesi yoksa garip bir tesadüf mü?

Seçimlerden önce stratejik ortaklarını, "bölücü örgüte karşı ortak bir operasyon yapabiliriz" diye uyutan Sam Amca, seçimin ardından yeniden taktik değiştirdi:

- "Sorunu siyasi yollar ile halledin."

***

İhanetin 'mevzi' kazandığı bir Meclis'in artık ülke hayrına bir karar alması imkânsız.

Bölücü örgüt, bir taraftan Meclis'te 'üçüncü parti' haline gelen uzantıları vasıtasıyla dış kamuoyunu ayağa kaldıracak, diğer taraftan 'ortağı olduğu' iktidar vasıtasıyla iç kamuoyunu 'siyasi çözüm' istekleri doğrultusunda hazırlamaya devam edecek.

Gündemin ilk sırasında 'genel af' var.

İşte bu noktada, daha önce AKP kurmaylarına yapılan teklif yeniden gündeme geldi:

- "Leyla Zana'yı Cumhurbaşkanı yapın, ülkenizi bölünmekten kurtarın."

O günlere de gidiyoruz hamdolsun.

Yazarın Diğer Yazıları