Siz!..

Siz ey ABD ve AB ile kapalı kapılar arkasında 'üniter devletin' temellerine dinamit konulurken gıklarını dahi çıkarmayıp yıllar boyunca ülke gündemini 'sanal öcüler' ile oyalayan; 28 Şubat süreci ile 'ihanetin önünü' açan omuzu kalabalıklar;

Siz ey 'beraber' yürüdükleri dönemlerde 'ölüleri' dahi mezarlarından kaldırmaya kalkışan, 'paralel' ilan edilince yaylım ateşine başlayan cemaat misyonerleri;

Siz ey 'milliyetçiliği' asli unsurlarından biri olan 'inançtan' soyutlayarak 'Amerikan tarzı' bir ulusalcılığı empoze etmeye çalışan kafası karışık vatanseverler;

Siz ey rakipleri birer birer çökertilip 'havuza' dahil edilirken tespih çekip bıyık altından gülen, sıra kendilerine geldiğinde 'paçaları' tutuşan ikiyüzlü medya baronları;

Siz ey arpayı görünce "Uçuyoruz", "Gelişiyoruz", "İlerliyoruz" yıkama yağlamaya başlayan, tekmeyi yiyince de 'en baba muhalif' kesilen eski tüfek liboşlar;

Siz ey millete 'şişenin dibinden' bakarak 'kutsalları' ile alay eden; 'çağdaş' uygarlık hedefinden 'Batı'nın kokuşmuş değerlerini' anlayan ezik yobazlar;

Siz ey önlerine konulan 'birkaç balya' saman karşılığında 'mayın eşeği' gibi kullanılıp atılmayı adeta bir hayat düsturu haline getiren eskimiş mankurtlar.

***

Ve sen!..

İktidarın karşısında 'alternatif' olabilecek yegane güç olan Milliyetçi Hareket Partisi'ni varlık sebebi olan 'ideolojik misyonundan' uzaklaştıran, ancak bir 'kitle partisi' haline de getirmeyi beceremeyen;

'Küçük olsun benim olsun' zihniyeti ile hareket eden; 'tek adam' dürtüsü ile 'parti içi demokrasiyi' rafa kaldıran, 'ileride rakip olurlar' korkusuna kapılıp 'isimleri ön plana çıkan' herkesin üzerini çizen;

'Siyaset ilmini' bilmeyen, 'algı yönetimini' kavrayamayan, 'medyanın gücünün' farkına varamayan, 'dış dünyayı' iyi okuyamayan, 'hitabet yeteneğini' geliştiremeyen, 'vücut dilini' kullanamayan;

'Loş odasından' dışarı çıkıp 'halkın arasına' girmeyen; 'sokaktaki' vatandaşı 'dizi film' karakterleri ile karıştıran; 'ebcet' hesapları arasında 'muhakeme' yeteneğini kaybeden; 'vehimlerini' aklının önüne geçiren;

Millete 'umut' ve 'güven' vermeyen, teşkilata 'heyecan' aşılayamayan, 'parti içerinde' iktidarı muhafaza etmeyi, 'ülke genelinde' iktidar olmaya tercih eden;

Başı her sıkıştığında adeta bir 'yaşam destek ünitesi' misali AKP'nin imdadına yetişen; önüne gelen her fırsatı adeta 'altın tepsi' içerisinde AKP'ye sunan;

Hareketin engeli Dr. Devlet Bahçeli.

***

Ve sizler!..

Hiç öyle suratlarınızı ekşiterek, kaşınızı gözünüzü oynatarak, sağa sola bakınmayın.

Kendi şahsi 'menfaatleri' ve 'beklentileri' uğruna, 'devletin' ve 'milletin' bekasının teminatı 'ulvi davayı' temsil eden bir partiyi 'bir kişinin varlığına' mahkûm eden;

'Doktrine' küfredenlere, 'teşkilata' saldıranlar karşısında 'kınalı kuzu' postuna girip, 'lidere' karşı en ufak bir eleştiri getirenlere karşı 'yırtıcı aslan' pozlarına bürünen;

'Kendisine' dahi hayrı olmayan bir kişiyi ölünceye kadar 'değişmez genel başkan', 'doğal lider', 'millî şef' olarak gören ve bunu herkese dayatmaya kalkışan;

'Parti içi demokrasi' talep edenlerin, partinin 'iktidar yolunda' yeniden yapılanmasını savunanların, kongrelerde 'aday' olarak ortaya çıkanların üzerine 'hain', 'Truva Atı', 'CIA ajanı', 'cemaatçi' diye çullanan;

'Liyakatı' ve 'ehliyeti' esas alan "Başarılı olamayanlar yerini yeni kadrolara bıraksın" düsturunu bir kenara bırakıp "Ülke şartları böyle gerektiriyor", "Dereyi geçerken at değiştirilmez" diye çemkiren;

Dr. Devlet Bahçeli'yi tam '17 yıl' boyunca o koltukta tutarak gerek 'yaptıkları' ile gerekse 'yapmadıkları' ile sürekli 'AKP değirmenine' su taşımasını sağlayan;

Hareketin engelinin 'kurşun' askerleri;

***

Terörün 'tırmanışa' geçtiği, devletin 'parçalanma' tehlikesine girdiği, milletin 'iç çatışmaya' sürüklendiği, ekonominin 'iflas eşiğine' geldiği, yolsuzlukların 'altın çağını' yaşadığı, hak ve hürriyetlerin 'baskı altına' alındığı bir dönemde;

Ne yapıp ettiniz, neticede kendilerini 'denize' düşmüş hisseden 'her iki vatandaştan birinin' nihai bir sığınak olarak yeniden 'AKP limanına' demir atmasını başardınız.

Bu başarı sizin eserinizdir.

Övünme vaziyetiiiii al!..

YARIN: Ölene dek Bahçeli, ölene dek AKP mi?