İsrail, Suriye’yi vurdu ya, yağdanlıklar sanki uçaklardan ilâç ve ekmek atılmış gibi “İsrail bu saldırıyı Esad için yaptı” diyebildiler.
Neymiş efendim, vurulan yeri muhalifler ele geçirecekmiş, İsrail de orada ne var ne yok muhaliflerin eline geçmesin diye bu saldırıyı yapmış. İsrailli eski Komutanlardan Moşe Elad’ın “Arap Baharı, en çok İsrail’in işine yaradı. Bir mermi dahi atmadan, Suriye’nin işini bitiriyoruz” demiş olmasına rağmen.
6 yıl süren İran-Irak Savaşı sırasında da İsrailli yetkililer, “İki Müslüman ülkenin savaşını televizyonlardan zevkle seyrediyoruz!” dememişler miydi?
Condelazza Rice 2003 yılında yazdığı bir makalede Erdoğan’ın Eş Başkanı olduğu Büyük Ortadoğu Projesi için aralarında Türkiye’nin de bulunduğu aşikâr olan 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini açıkça söylemişti. 2006 yılına gelindiğinde Büyük Orta doğu Projesi’ni hayata geçirmek için İsrail tuttu Lübnan’a saldırdı. O gün ABD Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Condelazza Riche apar topar Tel-Aviv’e inerek, “Ortadoğu’da artık yeni haritaların oluşma zamanı geldi” deyiverdi.
Çünkü İsrail’in Lübnan’ı çiğneyeceğinden emindi. Lâkin hesap etmediği bir güç vardı ve o güç Suriye-İran-Rusya ittifakıydı. Suriye, İsrail’e karşı direnen güçleri destekledi ve İsrail kuyruğunu kıstırıp geldiği yere döndü.
Bugün Suriye’den alınan intikam işte bu BOP haritasını Esad’ın geciktirmesi sebebiyledir. Türkiye’ye yerleştirilen Patriot bataryalarının koruması altında İsrail Suriye’yi yine vurdu.
“Yine” diyoruz çünkü daha önce de vurmuş, utanmadan da füze kalıntılarını Türkiye toprakları içersine bırakmıştı.
İsrail’in Suriye’ye son saldırısı karşısında Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ne dese beğenirsiniz:
“Suriye ordusu İsrail’in bu saldırısına niye cevap vermedi. İsrail’e bir çakıl taşı bile atamadı!”
Hayret bir şey...
Sen önce Suriye’nin Türk uçağını nasıl düşürdüğünü ve aynı Suriye’nin İsrail uçaklarını nasıl görmediğinin hesabını ver.
Ve sen önce 9 Türk vatandaşını katlettiğinde aynı İsrail’e çakıl taşını bırak, bir tükürük atabildin mi, onu söyle? Hiçbirini yapmadın. Yapmadığın gibi İsrail’i korumak için ülkeni yabancı askerler ve Patriot bataryaları ile doldurdun. O da yetmedi, İsrail’le olan ticari ilişkilerin artarak devam etti.
O da yetmedi, İsrail’in NATO tatbikatlarına katılmasına onay verdi.
Oysa Türkiye’nin Suriye’nin soğukkanlı tutumu karşısında yatıp kalkıp dua etmesi gerekirdi.
Suriye İsrail’e misillemede bulunsa, devreye İran girse ve bölge karışsa, İran, İsrail’e yapacağı saldırıların önünü açabilmek için Türkiye’deki Patriot bataryalarını hedef alsa, PKK da bu fırsatı âzemi şekilde değerlendirse bu işin sonu yeni bir dünya savaşına doğru gitmez miydi?
Bir de...
Türkiye bu işlere karışmasın diyenleri Esad’çı olmakla suçlayan Erdoğan’a muhalifleri şimdi “Her zaman olduğu gibi İsrail’le aynı saftasın!” dese, iftira mı atmış olur?
“Hiiç görülmemiş bir şey!”
“Türkiye zarar görmeyecekmiş!” yazımız üzerine okurlarımızdan Adnan ACAN Bey’in dikkat çeken bir tepkisi var:
“Saygıdeğer Hasan Bey, Bugünkü (dünkü) yazınızla belki biraz ilgili ama son günlerde herkesi meşgul eden bir olayla ilgili görüşlerimi sizinle paylaşmak istedim:
Biliyorsunuz bir Amerikalı turist İstanbul’da kayboldu ve maalesef öldürüldüğü ortaya çıktı, elbette üzgünüz kimsenin kılına zarar gelsin istemeyiz, hele hele bu kişi bizim misafirimiz ise.
Ama olayın bir başka yönü de var:
Basından öğrendiğimize göre, Türkiye’de 16 Aralık 2012 tarihi itibariyle, 2245’i çocuk olmak üzer 6416 yurttaş kayıp. Kayıp Amerikalı Turist için 260 emniyet mensubu görevlendirilmiş ve neredeyse attığı her adım takip edilerek aranmış, her akşam ana haber bültenlerinde ilk haber olarak gündemde tutulmuş, ve kısa sürede netice alınmıştır. Merak ediyorum, önemli bir kısmı çocuk olan bizim kayıp vatandaşlarımız için bu televizyonlar ve gazeteler neden aynı hassasiyeti göstermez?
Acaba bizim bir yurttaşımız ABD’de kaybolsa, onların bütün Televizyonları bunu ilk haber yapıp, FBI 260 kişi görevlendirir ve hatta uydulardan yapılan takipler yayınlarlar mı?
Hiiiç sanmıyorum çünkü bugüne kadar hiiç görmedim. Saygılarımla.”
