"İstanbul kaç oydan aşağı kazanılamaz diye yasa maddesi mi var?"

"İstanbul kaç oydan aşağı kazanılamaz diye yasa maddesi mi var?"
Gazeteci Murat Yetkin, 1994 seçimlerinde Melih Gökçek'in 6 bin oy fakla kazandığını hatırlatarak, "İstanbul kaç oydan aşağı kazanılamaz diye yasa maddesi mi var?" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ziyareti öncesinde "13-14 bin oyla kimsenin kazandım deme hakkı yok" açıklamaları için 1994 yerel seçimlerinde eski Ankara Büyükşehir Başkanı Melih Gökçek'in seçimi 6 bin 473 oy farkla kazandığını hatırlatan Gazeteci-yazar Murat Yetkin, "İstanbul’da şu kadar oydan az farkla kazanılan seçimler geçersiz sayılır' diye bir madde var mı?" diye sordu. 

Yetkin, Erdoğan’ın Rusya’ya giderken yaptığı açıklamanın siyaset kulislerinde “YSK’ya seçim iptali siparişi verdi” diye değerlendirilmesini "abartılı" olarak nitelendirdi.

Yetkin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Gökçek 1994’te, CHP, DSP ve SHP’nin, soldaki üç partinin birden aday göstermesi sonucu kaç oyla aradan sıyrılıp Başkent’in Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştu, biliyor musunuz? Sadece 6 bin 473 oyla; başka deyişle Binde 45 (Yüzde 0.45) farkla. (Ayrıca o seçimde DSP’ye SHP’ye verilen oyların imha edilip çöpe atıldığını ortaya çıkarıp, o zaman muhabir/programcı olarak çalıştığım Kanal-D’ye yayınlayan bendim.) Peki, o zaman kimse çıkıp “Bu kadar az oyla seçim kazanılması rahatsızlığa neden olur” dedi mi? Hayır. Seçimin tekrarını istedi mi? Hayır.
Çünkü ne Anayasa, ne yasalarda “Ankara’da şu kadar oydan az farkla kazanılan seçimler geçersiz sayılır” diye bir madde yoktu.

Çoğulcu demokrasinin “gizli oy, açık sayım” yapılan seçimlerinde sandıktan kim bir oy farkla çıkmışsa, mührü o alır. Nitekim seçim sonuçlarının AK Parti’yi bu kadar zora sokacağı belli olmadan az önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli de “Bir oy fazla alan seçimi kazanır” diyerek bu gerçeğe işaret etmişti.
Seçimi CHP adayı Mansur Yavaş’ın 124 bin 489 oy ve yüzde 3 farkla kazandığı İl Seçim Kurulunca tescil edilince Yavaş mazbatasını aldı, “Darısı İstanbul’un başına” dileğiyle birlikte.

İstanbul’da durum hala sürüncemede. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun “13-14 bin oyla” kazanmasının “rahatsızlık” nedeni olacağını söyledi. Ne Anayasa, ne yasalarda “İstanbul’da şu kadar oydan az farkla kazanılan seçimler geçersiz sayılır” diye bir madde var mı? Hayır, yok.

Erdoğan’ın Rusya’ya giderken yaptığı açıklama, siyaset kulislerinde “YSK’ya seçim iptali siparişi verdi” diye abartılı yorumlara neden oluyor. Torba yasaya bir madde eklenerek görev süreleri bir yıl uzatılan Yüksek Seçim Kurulu üyeleri dahi bir “gariplik var” diye bir gerekçeyi hukuka sığdıramayarak İstanbul’un 31 ilçesindeki yeniden sayım taleplerini geri çevirdi. Hukukçu Bahadır Erdem 9 Nisan sabahı Fox TV’de İsmail Küçükkaya’ya “İstediğiniz her şeye hukuki bir kulp takamazsınız” dedi. 10 Nisan itirazların, 12 Nisan değerlendirmenin son günü; YSK Başkanı Sadi Güven’in 13 Nisan’da açıklama yapması bekleniyor. İstanbul, Erdoğan için çok önemli. Siyasette yükselişi orada başladı. İstanbul 15 milyon nüfusuyla orta büyüklükteki bir Avrupa ülkesinin ekonomisine ve imkânlarına sahip.

Peki diyelim Erdoğan’ın isteği buysa, seçim 2 Haziran’da tekrarlandı ve Binali Yıldırım, AK Parti İl Başkanı Bayram Şenocak’ın seçim gecesi açıkladığı üzere 4-5 bin oyla kazandı. Belki Erdoğan o zaman rahat edecek ama İstanbul o zaman rahat edecek mi? Türkiye rahat edecek mi? Dahası, artık bu işin kendisine de bıkkınlık verdiğini tahmin ettiğim Binali Yıldırım rahat edecek, İstanbul’u rahatlıkla yönetecek mi?
Erdoğan, şu günlerde yaptığı her hareketin İmamoğlu’na ve CHP’ye yaradığını görmüyor mu?"

İlgili Haberler