Küresel çaptaki son bilimsel çalışmalar ve önde gelen yabancı uzmanların değerlendirmeleri, kahvenin bilinen enerji verici etkilerinin çok daha ötesinde, insan sağlığı üzerindeki dört çarpıcı faydasını gözler önüne serdi.
Geçmiş zaman dilimlerinde kahveye dair var olan olumsuz algıların, yeni araştırmalarla ciddi ölçüde değiştiği belirtildi.
1. Beynin Sessiz Koruyucusu: Nörolojik Hastalıklara Kalkan
Kahvenin en dikkat çekici etkilerinden biri, sinir sistemi üzerindeki koruyucu rolü olarak kaydedildi. Yapılan bilimsel çalışmalar, düzenli kahve tüketiminin Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların riskini azaltabileceğini ortaya koydu.
Harvard Tıp Fakültesi'nden Nöroloji Uzmanı Dr. David Sinclair, kahvenin içerdiği kafeinin, beyindeki adenozin reseptörlerini bloke ederek sadece uyanıklığı artırmakla kalmayıp, aynı zamanda dopamin aktivitesini de tetiklediğini ifade etti.
Annals of Neurology dergisinde yayımlanan kapsamlı bir meta-analiz, kafeinin Parkinson semptomlarını hafifletmede potansiyel bir tedavi ajanı olarak değerlendirilebileceğini işaret etti.
2. Kalbin Ritmini Düzenleyen Antioksidan Gücü
Kahve, güçlü bir antioksidan kaynağı olarak kalp ve damar sağlığına beklenmedik katkılar sağladı. Daha önceki yıllarda kafeinin kalp çarpıntısını artırabileceği endişesi yaygınken, son araştırmalar tam tersi bir tablo çizdi.
Avrupa Kardiyoloji Derneği tarafından sunulan büyük ölçekli bir araştırma, günde 2 ila 4 fincan kahve içen bireylerin kalp ve damar hastalıklarına yakalanma oranında, hiç içmeyenlere kıyasla önemli bir düşüş gözlendiğini bildirdi.
ABD'deki Johns Hopkins Tıp Merkezi'nden Kardiyolog Prof. Dr. Elizabeth Klodas, kahvenin içerdiği polifenoller ve klorojenik asit gibi antioksidan bileşenlerin, damarları çevreleyen endotel hücrelerinin sağlığını destekleyerek kan akışını kolaylaştırdığını ve kalp üzerindeki yükü azalttığını belirtti.
3. Tip 2 Diyabet Riskinde Şaşırtıcı Düşüş
Kahvenin, kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesindeki etkisi, bilim dünyasını şaşırttı. Düzenli kahve tüketiminin, küresel bir sağlık sorunu olan Tip 2 Diyabet riskini azalttığına dair güçlü veriler elde edildi.
Hollanda'da yürütülen bir kohort çalışması, günde 3-5 fincan kahve tüketiminin, Tip 2 diyabet riskini %25'e kadar düşürdüğünü gösterdi.
Imperial College London'dan Metabolizma Uzmanı Dr. Alan J. Kelly, kahvenin insülin duyarlılığını artırarak ve glikoz metabolizmasını olumlu yönde etkileyerek bu koruyucu rolü üstlendiğini açıkladı.
4. Karaciğerin En Yakın Dostu
Kahvenin en az bilinen ancak en güçlü faydalarından biri de karaciğer sağlığı üzerindeki etkileri oldu. Özellikle alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması (NAFLD) ve siroz gibi ciddi karaciğer hastalıkları riskini azalttığı tespit edildi.
İngiliz BMC Public Health dergisinde yayınlanan bir çalışma, düzenli kahve içenlerde karaciğere bağlı hastalıklardan ölüm oranının, içmeyenlere göre %49 daha düşük olduğunu saptadı.
Mayo Clinic Gastroenteroloji Bölümü'nden Dr. Christopher E. Forsmark, kahvenin sirozu önlemede etkili olabilen, karaciğerde fibrozis oluşumunu yavaşlatan bileşenler içerdiğini ve bu etkinin dozla birlikte arttığını kaydetti.