Tüm dünyada en büyük sağlık sorunlarından biri olmaya devam eden kanser, genellikle ilk aşamalarda belirti vermeden ilerlemesiyle biliniyor. Bu "sessiz ilerleyiş," teşhis konulduğunda hastalığın ileri seviyelere ulaşmasına ve tedavi şansının düşmesine neden oldu.
Son yıllarda uluslararası alanda yapılan kapsamlı epidemiyolojik çalışmalar ve klinik araştırmalar, durumun tersine çevrilebilir olduğunu güçlü bir şekilde kanıtladı.
ERKEN TANI, TEDAVİ ŞANSINI YÜZDE 90'A TAŞIDI
Amerikan Kanser Derneği (ACS) tarafından yayımlanan güncel veriler, erken evrede saptanan birçok kanser türünde, hastalıksız beş yıllık sağkalım oranlarının yüzde 90'ı aştığını gösterdi. Uzmanlar, bu çarpıcı başarının temelinde, özellikle mamografi, kolonoskopi ve servikal smear gibi rutin tarama programlarının yattığını vurguladı.
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden halk sağlığı uzmanları, düzenli tarama programlarının uygulandığı popülasyonlarda, kansere bağlı ölüm oranlarında belirgin bir düşüş gözlemlendiğini rapor etti.
Yayınlanan bir makalede, bu durumun, hastalığın henüz prekanseröz lezyonlar (kanser öncesi oluşumlar) aşamasındayken bile tespit edilerek tamamen tedavi edilebilmesine olanak sağladığı ifade edildi.
YAPAY ZEKA VE BİYOBELİRTEÇLER YENİ UMUT OLDU
Geleneksel tarama yöntemlerinin yanı sıra, bilim dünyası daha az invaziv (girişimsel) ve daha hassas yöntemlere odaklandı.
İngiltere Kanser Araştırmaları kurumu tarafından finanse edilen son çalışmalar, sıvı biyopsi olarak adlandırılan kan testlerinin erken teşhiste çığır açma potansiyeli taşıdığını ortaya koydu. Bu testler, kanser hücrelerinden kana sızan DNA parçacıklarını (ctDNA) yakalayarak, henüz tümörün oluşmadığı veya çok küçük olduğu evrelerde dahi tespit yapabilme yeteneği gösterdi.
Avrupa Onkoloji Enstitüsü'nden bir araştırmacı grup, yapay zekâ (YZ) destekli görüntüleme sistemlerinin, radyoloji taramalarındaki gözden kaçabilecek küçük anormallikleri tespit etme konusunda insan gözünden daha yüksek bir doğrulukla çalıştığını ifade etti. Bu teknolojik ilerlemelerin, tarama hassasiyetini artırarak daha fazla hayatın kurtarılmasına katkıda bulunacağı belirtildi.
KÜRESEL UZMAN GÖRÜŞÜ: TARAMA BİR İHTİYAÇ DEĞİL, BİR ZORUNLULUKTUR
Uluslararası Kanser Kontrol Birliği (UICC) eski başkanı ve küresel sağlık politikaları danışmanı, düzenli taramaların sadece bireysel bir sağlık tercihi olmaktan çıkıp, kamu sağlığı için bir zorunluluk haline geldiğini dile getirdi.
Uzmanlar, "Kanserin sessizliğini kırmak, onu en zayıf noktasında yakalamaktır" şeklinde bir değerlendirmede bulundu.
Uzmanlar, ulusal sağlık sistemlerinin, bireylere özgü risk faktörlerini (yaş, aile öyküsü, yaşam tarzı) göz önünde bulunduran kişiselleştirilmiş tarama protokollerini benimsemesinin, kanser yükünü azaltmada kritik bir adım olacağını ifade etti.
Bilimsel kanıtlar, kapsamlı ve erişilebilir tarama programlarının, kanserden ölümleri önlenebilir hale getirdiğini net bir şekilde gösterdi.