Dünya genelinde hızla yayılan ve genellikle belirti vermeden ilerleyen alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD), birçok kronik rahatsızlık için zemin hazırlayarak küresel bir halk sağlığı sorununa dönüştü.

Bilimsel araştırmalar, karaciğerde fazla yağ birikiminin siroz ve karaciğer kanserine yol açmasının yanı sıra kalp ve damar hastalıkları, tip 2 diyabet ve kronik böbrek rahatsızlıkları riskini de önemli ölçüde yükselttiğini ortaya koydu.

KÜRESEL YÜKSELİŞ: HER DÖRT KİŞİDEN BİRİ RİSK ALTINDA

NAFLD'nin, özellikle Batı ve Orta Doğu ülkelerinde obezite salgınına paralel olarak yükselen yaygınlığı dikkat çekti.

Mayo Clinic'ten yapılan bir bilimsel değerlendirmeye göre, ABD'deki yetişkinlerin yaklaşık %24'ünde NAFLD görüldü.

Dünya çapındaki bazı bölgelerde, bu oranın %30'u aştığı gözlemlendi. Metabolik disfonksiyonla ilişkili yağlı karaciğer hastalığı (MAFLD) olarak yeniden adlandırılması da gündeme gelen bu durumun, basit yağlanmadan (steatoz), iltihaplanma ve hücre hasarıyla seyreden daha tehlikeli formu olan steatohepatite (NASH) ilerleyebildiği bildirildi.

UZMANLAR: NAKİL LİSTELERİNİN BAŞINA YERLEŞİYOR

Konuyla ilgili görüş bildiren yabancı uzmanlar, hastalığın ciddiyetine vurgu yaptı.

ABD'deki Cleveland Clinic'ten Hepatoloji Uzmanı Dr. Kenneth Cusi, "NAFLD artık sadece bir karaciğer problemi değil; kalp krizi, inme ve diyabet riskini artıran sistemik bir metabolik bozukluktur. Hastaların büyük çoğunluğunda asıl ölüm nedeni karaciğer yetmezliği değil, kardiyovasküler hastalıklardır" ifadelerini kullandı.

Öte yandan, karaciğer nakli alanındaki kaygıları dile getiren İngiliz Karaciğer Vakfı'ndan (British Liver Trust) bilim insanları, alkole bağlı olmayan steatohepatitin (NASH) özellikle Batı ülkelerinde karaciğer nakli gerektiren ikinci en yaygın neden haline geldiğini ve önümüzdeki 20 yıl içinde en yaygın sebep olacağının tahmin edildiğini açıkladı.

Bilimsel araştırmalar, karaciğer yağlanmasının temelinde insülin direnci ve metabolik sendromun yattığını kesinleştirdi. Tip 2 diyabet hastalarının %55.5'inde, obez bireylerin ise daha yüksek oranlarında NAFLD'ye rastlandığı bildirildi.

Risk Faktörleri: Araştırmacılar, fazla kilo veya obezitenin yanı sıra yüksek kan şekeri, yüksek trigliserit ve düşük HDL (iyi kolesterol) seviyelerinin başlıca risk faktörleri olduğunu belirledi.
İlerleyiş: Yapılan çalışmalarda, NAFLD hastalarının %10-20'sinin siroza ilerleyebileceği ve bunun karaciğer kanseri riskini artırdığı saptandı.

Tedaviye Yönelik İpuçları: Bilim insanları, vücut ağırlığının sadece %7 ila %10'unun kaybedilmesinin bile karaciğerdeki yağ ve iltihaplanma üzerinde anlamlı bir iyileşme sağladığını rapor etti.

Uzmanlar, karaciğer yağlanmasını "basit" bir durum olarak görmekten kaçınılması ve erken teşhis ile yaşam tarzı değişikliklerinin kritik önem taşıdığını ifade etti.

Erken müdahale edilmeyen vakalarda tablonun kronikleşerek karaciğer naklini zorunlu kılabileceği uyarısı yapıldı.