Kemik deyip geçmeyin!
Arnavutluk Başbakanı Sali Berişa, II.Mahmut döneminde 1822 yılında kafası kesilerek idam edilen ve kesik başı bir tepside İstanbul’a getirilen Arnavut asıllı Tepedelenli Ali Paşa’nın kesilen başını Türkiye’den resmî bir yazı ile niye istedi? İstedi çünkü millet olmak işte böyle bir şey!
Çok netameli bir süreçten geçiyoruz ve bu çirkin sürecin aktör ve faktörleri Arnavutluk hükümetinin Arnavutluk için pek bir şey yapmamış Tepedelenli Ali Paşa’nın sadece baş kısmı için gösterdiği sahiplenmeyi bu millet için neredeyse yapmadık şey bırakmamış Mustafa Kemal Atatürk için yapmayı istiskal ediyor. Atatürk’e ve arkadaşlarının kurdukları Türkiye Cumhuriyeti’ne sürekli saldıran bu güruhun ortak özelliklerine bakınız; cümlesi, PKK’nın hamisi ve yine cümlesi adeta Ermeni diyasporası gibi, “Soykırım yaptık, tanıyalım kurtulalım” ittifakı içerisinde.
Tarih bilgisi ve şuuru olmayan insanımız da bunları sureti haktan zannetmekte’85
Oysa mâzisi olmayanın âtisi olmaz.
Çanakkale savaşlarında Mehmetçiğe ağır topları ile ölüm kusan Golyat zırhlısı 13 Mayıs 1915, saat 00.45’te Türk savaş gemisi Muavenet tarafından baş taret, komuta köprüsü ve kıç taret olmak üzere üç yerinden vurularak Boğazın girişinde 750 kişilik mürettebattan 567 kişi ile birlikte 74 metre derinliğe gömmüştü. Ölenler arasında gemi komutanı da vardı.
Tam 67 yıl sonra..
2 Ekim 1992.
Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait “TCG Muavenet” Muhribi, katıldığı NATO tatbikatının ara safhası bittikten sonra, intikal seyri esnasında iki güdümlü mermi ile vuruldu.
Muavenet’i vuran ABD’ye ait Saratoga uçak gemisi idi. Gemiden atılan iki adet “Sea Sparrow” füzesi geminin köprü üstüne isabet ederek havaya uçurdu. Geminin beyni konumundaki köşk onarılamayacak derecede hasar gördü. Bu saldırıda başta gemi komutanı olmak üzere beş Türk denizcisi hayatını
kaybetti.
“Su uyur düşman uyumaz” diye boşuna söylenmemiştir.
Düşman da tıpkı “ölüm” gibidir.
Sen onu unutsan da o seni unutmaz.
Saratoga, Muavenet’i kaza ile değil, kasten vurdu ve Çanakkale’deki Muavenet’in intikamını aldı. Çok çirkin, çor arsız bir saldırıydı bu. Mazisi ancak Türk itfaiye teşkilatının mazisi kadar olan ABD, devlet ve millet olmak için Arnavutluk’un Tepedelenli’nin başını Türkiye’den istemesi gibi tam 67 yıl sonra geldi, Muavenet’i vurdu.
Güya müttefiktik, güya ortaktık, güya NATO idik.
Uluslar arası hukuka göre gemiler tıpkı elçilik toprağı gibi vatan statüsündedir. Elçiliğe saldırmak nasıl o ülke toprağına saldırmak ise bir ülkenin gemisine saldırmak da o ülkenin toprağına saldırmakla eşdeğerdir. Saratoga’yı vuran NATO işte budur.
Türkiye “NATO toprağı” ise siz, biz hepimiz yabancı topraklarda vizesiz kişileriz. NATO inisiyatifindeki Patriot Bataryaları da, Muavenet’i vuran Amerikalıların belindeki tabancadan farksızdır. Bu NATO’nun, bu ABD’nin aklı ile çözülecek PKK meselesi, Türkiye’nin çözülmesi ile eşdeğerdir. “Kan duracaksa her şeye razıyız” mantığı ile akılların çelinmesi, Karadenizli Temel’in ticaretine benziyor.
105 lira 3 kuruşa aldığı malı 95 lira 15 kuruşa satınca olup biteni seyreden arkadaşı sormuş:
“-Temel, şimdi sen bu işten kâr mı ettin, zarar mı?”
Temel düşünmüş..
“-Liradan 10 zarar, kuruştan 12 kâr ettim!”
Öyleyse Arnavutluk Başbakanı Berişa’nın Türkiye’den sadece bir kafa kemiği istediği hissine kapılmayın. Adam, kendisine bir mâzi inşa ediyor..
Devlet ve millet olabilmesi için buna ihtiyacı var...