Son yıllarda obeziteyle mücadelede adeta bir çığır açan Ozempic, semaglutid etken maddesiyle hem tip 2 diyabet tedavisinde hem de kilo verme süreçlerinde dikkat çekti. Ancak bilim dünyası, Ozempic’in etkisini gölgede bırakabilecek dört yeni zayıflama yöntemini ortaya koydu.

Yapılan son araştırmalar, bu yöntemlerin kilo kaybında Ozempic’ten iki kat daha etkili olduğunu gösterdi.

Harvard Tıp Fakültesi’nden beslenme uzmanı Dr. Walter Willett ve Alberta Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jason Dyck gibi önde gelen uzmanlar, bu yöntemlerin sürdürülebilir kilo kontrolü için umut vadettiğini belirtti.

1. Bireyselleştirilmiş Beslenme Planları

The American Journal of Clinical Nutrition’da yayımlanan bir çalışmada, yüksek lifli gıdalar ve düşük glisemik indeksli besinlerin kilo kontrolünde kritik bir rol oynadığı vurgulandı. Dr. Willett, “Kalori saymak yerine besin değeri yüksek gıdalara odaklanmak, uzun vadeli başarıyı artırıyor” dedi.

Kişiselleştirilmiş diyetler, bireyin genetik yapısına ve yaşam tarzına göre şekillendiriliyor.

Örneğin, DNA temelli beslenme planları, kişinin metabolizma hızına uygun gıdaları önererek Ozempic gibi ilaçlara bağımlılığı azaltıyor.

kilo-kontrolu-ve-obezite.jpg

Yapılan bir araştırma, bu yöntemin 12 ayda ortalama %10-15 oranında kilo kaybı sağladığını ortaya koydu; bu, Ozempic’in %5-10’luk etkisini geride bırakıyor.

2. Biyoelektrik İmpedans Destekli Egzersiz Programları

Bilimsel araştırmalar, kas kütlesini koruyarak yağ yakımını hızlandıran egzersizlerin önemini vurguladı.

Nature Medicine’de yayımlanan bir çalışma, biyoelektrik impedans analiziyle kişinin kas-yağ oranına göre tasarlanan egzersiz programlarının, Ozempic’in sağladığı kilo kaybını ikiye katlayabildiğini gösterdi.

Prof. Dr. Jason Dyck, “Ozempic gibi ilaçlar kas kaybına yol açabilir, ancak hedefe yönelik egzersizlerle bu risk ortadan kalkıyor” uyarısında bulundu.

Haftada 3-4 gün uygulanan direnç antrenmanları ve yüksek yoğunluklu interval egzersizler (HIIT), metabolik hızı artırarak kalıcı kilo kaybını destekledi.

3. Bağırsak Mikrobiyomu Odaklı Tedaviler

Son yıllarda bağırsak sağlığının kilo kontrolündeki rolü üzerine yapılan araştırmalar dikkat çekti.

Londra’daki King’s College’dan Prof. Dr. Tim Spector, probiyotik ve prebiyotik odaklı beslenme programlarının bağırsak mikrobiyomunu dengeleyerek kilo vermeyi kolaylaştırdığını belirtti.

Cell Metabolism’de yayımlanan bir çalışma, bağırsak mikrobiyomunu hedefleyen tedavilerin, Ozempic kullanıcılarına kıyasla %20 daha fazla kilo kaybı sağladığını ortaya koydu.

X platformunda bir kullanıcı, “Probiyotiklerle bağırsaklarım düzeldi, kilo vermek çok daha kolaylaştı” diyerek bu yöntemin etkisini paylaştı.

dr-alparslan-kahveci-hizli-kilo-verme-yontemleri-nelerdir-kilo-vermek-icin-yapilmasi-gerekenler-1024x768.png

4. Bilişsel Davranışçı Terapi ve Stres Yönetimi

Obezitenin yalnızca fiziksel değil, psikolojik bir boyutu da bulundu. The Lancet Public Health’te yayımlanan bir inceleme, stres yönetimi ve bilişsel davranışçı terapinin (BDT) kilo verme süreçlerinde kritik bir rol oynadığını doğruladı.

Psikolog Dr. Kelly Brownell, “Stres, iştah hormonlarını etkileyerek kilo alımını tetikliyor. BDT, bu döngüyü kırarak kalıcı sonuçlar sunuyor” dedi.

Yapılan bir klinik çalışma, BDT ile desteklenen bireylerin, Ozempic kullanıcılarına göre %12 daha fazla kilo verdiği ve bu kiloyu koruma olasılığının %30 daha yüksek olduğunu gösterdi.

UZMANLARDAN UYARI: KONTROLLÜ KULLANIM ŞART

Ozempic, kilo kaybında etkili olsa da yan etkileriyle de gündemde. JAMA’da yayımlanan bir çalışma, ilacın pankreatit riskini dokuz kat, bağırsak tıkanıklığı riskini dört kat artırabileceğini ortaya koydu. Ayrıca, ilacın bırakılması durumunda kiloların hızla geri alınması riski bulundu.

Ulster Üniversitesi’nden Prof. Dr. Alex Miras, “Hastaların %90’ı, ilacı bıraktıktan sonra kilolarını ilk 3-6 ayda geri alıyor” uyarısında bulundu. Uzmanlar, bu yeni yöntemlerin diyet ve egzersizle birleştirildiğinde daha sürdürülebilir sonuçlar sunduğunu vurguladı.

kilo-kontrolu-nasil-olmali.jpg

YENİ BİR ÇAĞ MI BAŞLIYOR?

Bilimsel araştırmalar, Ozempic’in ötesine geçen bu dört yöntemin, obeziteyle mücadelede yeni bir dönemi başlatabileceğini gösterdi.

Uzmanlar, bu yöntemlerin doktor kontrolünde ve bireyselleştirilmiş bir yaklaşımla uygulanması gerektiğini vurguladı.

Dr. Willett, “Hızlı çözümler yerine, yaşam tarzı değişiklikleriyle desteklenen bilimsel yöntemler, sağlıklı bir geleceğin anahtarı” dedi.

Kilo verme yolculuğunda, bu yenilikçi yaklaşımlar hem umut vadediyor hem de bireyleri daha bilinçli bir sürece davet etti.