Diz ve kalça eklemlerini hedef alan kireçlenme, yani osteoartrit, dünya genelinde en yaygın eklem rahatsızlıklarından biri olarak öne çıktı.
Yaşlı nüfusta görülme oranı yüzde 30'ları aşan bu dejeneratif hastalık, kronik ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açarak hastaların yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürdü.
Geleneksel tedaviler ilaçlar, fizik tedavi veya en kötüsü eklem protezi ameliyatı geçici rahatlama sunsa da, hasarlı kıkırdağı tamir etmekte yetersiz kaldı. Ancak son yıllardaki bilimsel atılımlar, ameliyatsız kök hücre enjeksiyonlarının bu tabloyu değiştirebileceğini işaret etti.
Uzmanlar, mezankimal kök hücrelerin (MKH) eklem içine enjekte edilerek doğal onarım sürecini tetiklediğini vurguladı. Bu yöntem, cerrahi masasına yatmadan hastaları ayağa kaldırma potansiyeli taşıdı. Osteoartritin temelinde, eklem kıkırdağının aşınması ve iltihaplanmanın yatması yattı.
Amerikan Romatoloji Vakfı'na göre, 65 yaş üstü bireylerin yarısından fazlası bu sorunla boğuştu.
Klasik yaklaşımlar, non-steroid anti-enflamatuar ilaçlar veya kortikosteroid enjeksiyonları gibi semptom odaklı çözümler sunarken, kök hücre tedavisi hastalığın köküne inerek rejeneratif bir etki vaat etti. Bu hücreler, hastanın kendi kemik iliğinden veya umbilikal kordon dokusundan elde edilerek çoğaltılıyor ve ekleme zerk ediliyor; burada kıkırdak hücrelerine dönüşerek hasarı onarıyor ve iltihabı baskıladı.
Son bilimsel çalışmalar, bu yöntemin etkinliğini somut verilerle destekledi. Duke Üniversitesi'nde yürütülen Multicenter Osteoartrit için Kök Hücre Tedavisi Denemesi (MILES), 480 katılımcı üzerinde gerçekleştirildi ve mezankimal kök hücre enjeksiyonlarının, geleneksel kortikosteroidlere kıyasla bir yıl boyunca benzer ağrı azalması sağladığını ortaya koydu.
Araştırmada, MR görüntülemelerinde bazı hastalarda eklem yapısında iyileşme gözlendi; hiçbir advers reaksiyon rapor edilmedi. Duke Sağlık Merkezi'nden ortopedi uzmanı Brian Boggess, "Kök hücreler, reklamlarda vaat edildiği gibi 'gençlik pınarı' değil, ancak güvenli bir seçenek olarak hastaların beklentilerini yöneterek gerçekçi faydalar sunuyor" dedi. Benzer bulgular, Emory Üniversitesi'nde Scott D. Boden önderliğinde yürütülen bir çalışmada da doğrulandı.
Yayımlanan araştırma, kök hücre enjeksiyonlarının bir yıl içinde diz osteoartritinde ağrı şiddetini kortikosteroidlerden üstün kılmadığını, ancak bireysel yaklaşımlarla kişiselleştirildiğinde kaliteli bir alternatif olabileceğini belirtti. Boden, "Kök hücre tedavisi, rejeneratif potansiyeliyle heyecan verici olsa da, her hastaya uyan sihirli değnek değil; kişiye özel seçimler kritik" şeklinde konuştu. Cochrane Kütüphanesi'nin sistematik incelemesi ise, düşük kaliteli kanıtlara rağmen kök hücrelerin plaseboya göre ağrı ve fonksiyonda hafif iyileşme sağladığını, ancak yaşam kalitesi üzerindeki etkisinin belirsiz kaldığını vurguladı.
İnceleme, 25 randomize kontrollü denemeyi kapsıyor ve eklem yapısındaki ilerlemeyi radyografik olarak takip etmeyi öneriyor.Uluslararası alanda da yankı bulan bu gelişmeler, Mayo Kliniği'nde test edilen RECLAIM protokolü gibi yeniliklerle pekişti. Bu tek adımlı kıkırdak onarım yöntemi, hastanın kendi kıkırdak hücrelerini donör kök hücrelerle birleştirerek uygulandı.
Kliniğin rejeneratif tıp uzmanı, Dr. Aaron J. Krych, "Kök hücreler, osteoartriti sadece yönetmekle kalmayıp, potansiyel olarak tersine çevirebilir; ancak klinik denemelerimiz, uzun vadeli verileri bekliyor" dedi.
Bir meta-analiz ise, Stem Cell Research & Therapy dergisinde yayımlandı ve 10'dan fazla randomize denemeyi sentezleyerek, MKH enjeksiyonlarının ameliyatsız osteoartrit tedavisinde non-steroid ilaçlara üstünlüğünü kanıtladı; ağrı skorlarında yüzde 20-30 azalma gözlendi, yan etki riski minimaldi.
Emory Ortopedi ve Omurga Merkezi'nden Kenneth Mautner, yaklaşık 200 hastayı takip ettikleri seride, kök hücre enjeksiyonlarının eklem fonksiyonunu yüzde 40 oranında iyileştirdiğini belirterek, "Hastalarımız, ameliyat korkusu olmadan günlük aktivitelerine dönüyor; platelet-rich plasma ile kombine edildiğinde etki daha da artıyor" dedi. Mautner, yöntemin sigorta kapsamına girmesi için FDA düzenlemelerinin hızlandırılması gerektiğini ekledi.
The Conversation'da yayımlanan bir derleme, kök hücre enjeksiyonlarının maliyetli olduğunu ve Avustralya Terapötik Ürünler İdaresi gibi kurumlarca henüz onaylanmadığını hatırlattı.
Yazarlar, fizyoterapi ve kilo kontrolü gibi kanıtlanmış yöntemlerin öncelikli tutulmasını savundu.