Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) California Üniversitesi'nden (University of California) araştırmacılar, Dünya'ya kozmik ölçekte oldukça yakın sayılan 18 ışık yılı mesafede, yeni bir Süper-Dünya ötegezegenini keşfetti. Bu kütlesel dünya, ana yıldızının etrafındaki yaşanabilir bölgenin hemen sınırında yer almasıyla bilim camiasında büyük heyecan uyandırdı.
BİLİMSEL VERİLER VE ÖNEMİ
Keşfedilen bu gezegenin, kütlesinin Dünya'nınkinden birkaç kat daha büyük olduğu, bu nedenle Süper-Dünya sınıflandırmasına girdiği belirtildi.
Araştırma ekibinin lideri olan ve bulguları Nature Astronomy dergisinde yayımlayan Dr. Andrew Vanderburg, gezegenin ana yıldızının önünden geçerken sebep olduğu hafif karartı (geçiş yöntemi) ve yıldızın yalpalaması (radyal hız yöntemi) analiz edilerek varlığının doğrulandığını ifade etti.
Dr. Vanderburg, gezegenin kendi yıldızına olan yakınlığının, yüzey sıcaklığının yaşam için kritik olan sıvı suyu barındırma ihtimalini artırıp artırmadığına dair yoğun çalışmalar başlattıklarını kaydetti.
UZMANLARDAN İLK DEĞERLENDİRMELER
Bu çığır açan keşif, alanın önde gelen yabancı uzmanları tarafından da değerlendirildi.
Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden (Harvard-Smithsonian Center for Astrophysics) ünlü gökbilimci Prof. Dr. Sara Seager, bu yakın mesafedeki Süper-Dünya'nın atmosferik analizler için bir altın madeni teşkil ettiğini belirtti.
Prof. Seager, "18 ışık yılı, teleskoplarımızın biyolojik işaretler arayabileceği bir 'komşu' mesafesidir. Bu, sadece bir keşif değil, aynı zamanda yeni bir araştırma döneminin kapısını araladı" şeklinde konuştu.
MIT'den (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) Gezegen Bilimleri uzmanı Dr. David Charbonneau, bu tür Süper-Dünya'ların gezegen oluşum mekanizmaları hakkında benzersiz ipuçları sunduğunu ifade etti.
Dr. Charbonneau, bu yeni gezegenin yoğunluğunu ve çekirdek yapısını belirlemenin, Güneş Sistemi dışındaki gezegenlerin çeşitliliğini anlama çabalarında önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Amerikalı araştırmacılar, şimdi bu yakın mesafedeki gezegenin atmosferindeki gaz bileşenlerini tespit etmek amacıyla yeni nesil uzay teleskoplarını, özellikle de James Webb Uzay Teleskobu'nu (JWST) kullanmak için gözlem taleplerini iletti.