Kronik sırt ağrısı, modern yaşamın kaçınılmaz bir parçası gibi görünse de, son bilimsel çalışmalar bu sorunun çözümünün omurgada değil, beyinde olabileceğini gösterdi.
Depresyon, anksiyete ve öfke gibi psikolojik faktörlerin sırt ağrısını tetiklediği ortaya çıkarken, uzmanlar bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve mindfulness temelli yaklaşımların ağrı yönetiminde devrim yaratabileceğini savundu. Geleneksel ağrı kesicilere yanıt vermeyen hastalar için bu yöntemler umut vadetti.
Modern yaşam tarzı, sırt ağrısının en büyük tetikleyicilerinden biri. Uzun saatler masa başında çalışmak, kötü duruş alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam, her beş kişiden birinin hayatında en az bir kez sırt ağrısı yaşamasına neden oluyor. Ancak, son araştırmalar bu fiziksel faktörlerin ötesine işaret ediyor.
Uzman Klinik Psikologlar, “Depresyon ve anksiyete, sırt ağrısının hem nedeni hem de şiddetlenme faktörü olabilir. Çözüm, omurgayı değil, beyni hedef almakta yatıyor” dedi.
BİLİMSEL ÇALIŞMALAR NE DİYOR?
Yakın zamanda yapılan bir klinik deney, sekiz haftalık mindfulness veya BDT programlarının, ağrı kesicilere yanıt vermeyen hastalarda sırt ağrısını önemli ölçüde azalttığını gösterdi.
ABD’deki Johns Hopkins Üniversitesi’nden nörolog Dr. Daniel Cherkin’in liderliğinde yürütülen bu çalışma, psikolojik terapilerin kronik ağrı yönetiminde fiziksel tedaviler kadar etkili olabileceğini kanıtladı. Cherkin, “Ağrı algısı, beynin duygusal ve bilişsel süreçleriyle yakından bağlantılı. Düşünce yapısını değiştirerek ağrıyı yeniden şekillendirebiliriz” dedi.
Özellikle erkeklerde öfkenin sırt ağrısıyla güçlü bir ilişkisi olduğu ortaya çıktı. Harvard Tıp Fakültesi’nden psikiyatrist Dr. John Sarno’nun araştırmaları, bastırılmış öfkenin kas gerginliğini artırarak sırt ağrısını tetiklediğini gösterdi. Sarno, “Öfke, bilinçaltında kaslara sinyal göndererek gerginlik yaratıyor. Bu gerginlik, kronik ağrıya dönüşebiliyor” diye açıkladı. Bu bulgular, duygusal durumların fiziksel sağlık üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.
DOĞA VE NEFESLE AĞRIYA KARŞI
Bilimsel çalışmalar, doğayla temasın da sırt ağrısını hafifletmede etkili olduğunu ortaya koydu.
İngiltere’deki Exeter Üniversitesi’nden çevre psikoloğu Dr. Mathew White, yeşil alanlarda geçirilen zamanın ağrı algısını azalttığını ve yaşam kalitesini artırdığını belirterek, “Açık hava, zihni gelecek kaygılarından uzaklaştırarak stresi azaltıyor. Bu da ağrıyı hafifletiyor” dedi.
Araştırmalar, günde üç kez beş dakikalık derin nefes egzersizlerinin bile ağrı yönetiminde etkili olduğunu gösterdi.
PRATİK ÇÖZÜMLER VE ÖNERİLER
Uzman Klinik Psikologlar, sırt ağrısını yönetmek için beş pratik öneri sundu:
Düşünceleri Yazıya Dökün: Ağrıyı tetikleyen olumsuz düşünceleri not ederek zihinsel yükü hafifletin.
Duyguları Yönetin: Öfke, korku veya anksiyete gibi duyguların farkına varın ve bunları kontrol altına almaya çalışın.
Doğayla Bağ Kurun: Yeşil alanlarda yürüyüş yaparak hem zihni hem bedeni rahatlatın.
Nefes Egzersizleri Yapın: Günde üç kez derin nefes alarak kas gerginliğini azaltın.
Hareket Edin: Düzenli esneme ve yürüyüşle fiziksel gerginliği önleyin.
FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK DENGE
Sırt ağrısının yalnızca fiziksel nedenlere bağlı olmadığını vurgulayan uzmanlar, bütünsel bir yaklaşımın önemine dikkat çekti.
Örneğin, stres altındaki bireylerin istemsizce sırt kaslarını kasması, sinir sıkışmalarına ve ağrıya yol açabildi.
Uzman fizyoterapistler, “Kötü duruş ve hareketsizlik kadar, zihinsel stres de kas gerginliğini artırıyor. Bu yüzden hem fiziksel hem de psikolojik dengeyi sağlamak kritik” dedi.
Kronik sırt ağrısı, yalnızca fiziksel bir sorun değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal bir mesele. Bilimsel çalışmalar ve uzman görüşleri, beynin bu denklemdeki kilit rolünü ortaya koydu.
Mindfulness, BDT ve doğayla iç içe geçirilen zaman, ağrı kesicilere alternatif olarak umut vadetti.
Uzmanlar, şiddetli veya uzun süren ağrılarda bir sağlık uzmanına başvurulmasının önemini vurguladı.
Sırt ağrısıyla mücadelede belki de en büyük adım, zihni ve bedeni birlikte iyileştirmekten geçti.