“Kepçe kulak” olarak bilinen kulak kepçesi deformitesinin, özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde bireylerin ruh sağlığı üzerindeki yıkıcı etkileri bilimsel araştırmalarla ortaya konuldu.
Kulak ile kafa arasındaki açının normalden fazla olmasıyla ortaya çıkan bu durumun, sadece fiziksel bir görünüm bozukluğu olmaktan öte, sosyal anksiyete, içe kapanıklık ve kalıcı özgüven eksikliğine yol açtığı kaydedildi.
İngiltere'de yürütülen kapsamlı bir çalışma, kepçe kulağa sahip çocukların akran zorbalığına ve alay edilmeye maruz kalma olasılığının, normal kulak yapısına sahip yaşıtlarına göre belirgin şekilde daha yüksek olduğunu gösterdi. Bu durumun neticesinde, çocukların okuldan kaçınma, sosyal aktivitelere katılmama ve kendilerini izole etme eğiliminde oldukları saptandı.
ERKEN MÜDAHALE, PSİKOLOJİK TRAVMAYI ÖNLEDİ
ABD’li uluslararası üne sahip plastik cerrahi uzmanı Dr. Rod J. Rohrich, erken yaşta yapılan düzeltme operasyonlarının (otoplasti), bu psikolojik sorunları önlemedeki kritik rolünü ifade etti.
Dr. Rohrich, "Kulak gelişiminin büyük ölçüde tamamlandığı 5-6 yaş civarı, cerrahi müdahale için en ideal dönemdir. Çocuğun okula başlamadan önce bu durumun giderilmesi, akran travması riskini ortadan kaldırır ve sağlıklı bir benlik algısı oluşturmasına izin verir" değerlendirmesinde bulundu.
Amerikan Estetik Cerrahi Derneği'nin verilerine göre de, otoplasti operasyonu geçiren hastaların, operasyon sonrası yaşam kalitelerinde ve sosyal etkileşimlerinde dikkate değer bir artış gözlendi.
Araştırmalar, estetik düzeltmenin ardından bireylerin özgüvenlerinin yükseldiğini ve saç stilleri gibi daha önce gizlemek için kullandıkları yöntemlerden vazgeçtiklerini ortaya koydu.
YETİŞKİNLİKTE BİLE İLİŞKİLERİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
Kepçe kulak sorununun etkileri sadece çocukluk dönemiyle sınırlı kalmadı. Bilim insanları, yetişkinlik döneminde de bu durumun süregelen psikolojik etkilerine dikkat çekti.
ABD'deki Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden uzmanlar, görünümünden memnun olmayan yetişkinlerin ikili ilişkiler kurmakta zorlandıklarını ve kariyer basamaklarında dahi özgüven eksikliğinden ötürü çekingen kaldıklarını belirten raporlar yayımladı.
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Barry E. Eppley de bu durumu destekler nitelikte konuştu. Dr. Eppley, "Birçok hastamız, düğünlerinde istedikleri saç modelini yapamadıkları ya da basit bir rüzgârlı günde bile kulaklarını saklama ihtiyacı hissettikleri için bize başvurdu. Bu, basit bir estetik kaygı değil; kişinin kendini sosyal olarak ifade etme özgürlüğünün kısıtlanmasıdır" ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, cerrahi yöntemlerin yanı sıra erken bebeklik döneminde uygulanan cerrahi olmayan kulak şekillendirme tekniklerinin de bu durumun kalıcı hale gelmesini önlemede umut vaat ettiğini bildirdi.