Kanada’nın Manitoba eyaletinde, Hudson Körfezi’nin kıyısında yer alan Churchill kasabası, “Dünya’nın Kutup Ayısı Başkenti” olarak biliniyor. Bu küçük kasaba, her yıl binlerce turisti, gezegenin en büyük kara etoburlarından biri olan kutup ayılarını yakından görmek için kendine çekiyor. Ancak bu büyüleyici hayvanlarla iç içe yaşamak, hem yerel halk hem de bilim insanları için ciddi bir mücadele anlamına geliyor.

İklim değişikliği nedeniyle deniz buzlarının hızla erimesi, kutup ayılarını karaya ve insan yerleşimlerine daha sık yönlendirirken, bu hassas dengeyi korumak için yenilikçi çözümler geliştirildi.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KUTUP AYILARININ YENİ GERÇEĞİ

Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzlarının erimesi, kutup ayılarının doğal yaşam alanlarını tehdit ediyor. Toronto Üniversitesi’nden çevrebilimci Dr. Steven Amstrup, “Kutup ayıları, avlanmak, üremek ve dinlenmek için deniz buzlarına bağımlı. Buzların erimesi, onları karada daha fazla zaman geçirmeye zorluyor, bu da insanlarla temas riskini artırıyor” dedi.

Nature Climate Change dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, karbon emisyonlarının mevcut hızda devam etmesi durumunda, bu yüzyılın sonuna kadar kutup ayısı popülasyonlarının büyük bir kısmının yok olabileceği öngörüldü.

Churchill’de bu gerçek, günlük yaşamın bir parçası. Kasabada, kutup ayıları her an bir sokaktan ya da evin önünden çıkabiliyor. Yerel halk, bu durumla başa çıkmak için hem geleneksel yöntemlere hem de modern teknolojilere başvuruyor. Polar Bears International (PBI) uzmanı Geoff York, 30 yılı aşkın süredir bölgede çalışıyor ve ayılarla insanların çatışmasını önlemek için yeni teknolojiler geliştiriyor.

York, “Bir kutup ayısının aracı kokladığını, hatta yaladığını görebiliyorsunuz. Bu hayvanlar meraklı ve güçlü, bu yüzden onları anlamak ve korumak için yenilikçi yaklaşımlar şart” dedi.

“Bear-Dar” ve Teknolojik ÇözümlerPBI ekibi, Churchill yakınlarında “bear-dar” adını verdikleri radar tabanlı bir sistemi test ediyor. 360 derece tarama yapabilen bu dedektörler, yapay zeka ile kutup ayılarını tespit ederek kasaba sakinlerini uyarıyor.

York, “Bu sistem, gece ya da kötü hava koşullarında bile ayıları algılayabiliyor. İnsan-ayı çatışmalarını azaltmak için büyük bir adım” diye ekledi.

Ayrıca, Kanada’nın York ve Alberta Üniversiteleri’nden araştırmacılar, kutup ayılarının kürk ve kulaklarına takılan “SeaTrkr” adlı takip cihazlarıyla ayıları izledi. Bu cihazlar, ayıları insan yerleşimlerinden uzak tutarken, onların davranışlarını anlamak için değerli veriler sağlıyor. Araştırma, Animal Biotelemetry dergisinde yayımlandı.

YEREL HALKIN ÇARPICI DENEYİMLERİ

Churchill’de yaşayan 13 yaşındaki Tee, kasabanın genç sakinlerinden biri. Kutup ayılarıyla büyüyen Tee, ziyaretçilere çarpıcı bir tavsiye verdi:

“Eğer bir kutup ayısı size 30 santimetre yaklaşırsa, burnuna yumruk atın. Burunları çok hassas, hemen kaçar!”

Tee, bu yöntemi hiç denememiş olsa da, kasabada ayı güvenliği günlük yaşamın bir parçası. Okullarda, çocuklar ders bitiminde kutup ayısı alarm ekibinin koruması olmadan dışarı çıkamıyor.

Yerel koruculardan Ian Van Nest, ayıları kasabadan uzak tutmak için fok etiyle yemlenmiş canlı tuzaklar kullanarak, “Ayılar tuzağa girince, onları bir bekletme tesisine götürüyoruz ve uygun bir bölgeye bırakıyoruz” dedi.

Ancak Van Nest, iklim değişikliğinin bu çabaları zorlaştırdığını vurguladı:

“Ayılar, buzların geç oluştuğu dönemlerde kasabaya daha sık geliyor. Bu, hem onlar hem de bizim için riskli.”

BİLİM İNSANLARININ UYARISI: EKOSİSTEM DENGESİ TEHLİKEDE

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’ndan Dr. Karyn Rode, 30 yıllık bir çalışmada, kutup ayılarının karada geçirdiği zamanın artmasıyla virüs, bakteri ve parazitlere maruz kalma riskinin yükseldiğini belirterek, “Kutup ayıları, besin zincirinin tepesinde yer aldı. Onlardaki değişiklikler, tüm Arktik ekosisteminde bir dönüşümün habercisi” dedi.

PLOS One dergisinde yayımlanan bu çalışma, ayıların avladıkları foklar yoluyla patojenlere maruz kaldığını ortaya koydu.

Kutup ayıları, fokları avlamak için deniz buzlarını bir platform olarak kullanıyor. Ancak buzların erimesi, fok popülasyonlarını da tehdit ederek ayılar için besin kıtlığına yol açtı.

Prof. Dr. Burcu Özsoy, Türkiye’nin 3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi’nin koordinatörü olarak, “Deniz buzlarının kaybı, yalnızca kutup ayılarını değil, tüm Arktik besin zincirini etkiliyor. Foklar, saklanma alanlarını kaybediyor ve bu, ayılar için avlanmayı zorlaştırıyor” dedi.

BİRLİKTE YAŞAMA MÜCADELESİ

Churchill, kutup ayıları ve insanlar arasında eşsiz bir birlikte yaşama örneği sunuyor. Ancak bu denge, iklim değişikliğinin gölgesinde her geçen gün daha kırılgan hale geldi.

Dr. Amstrup, “Kutup ayıları, iklim değişikliğiyle mücadelede bir sembol. Onları korumak, sadece bir türü değil, tüm Arktik ekosistemini kurtarmak anlamına geliyor” dedi.

Yerel halk, turistler ve bilim insanları, bu çarpıcı birlikte yaşamı sürdürmek için el ele çalışıyor. Churchill’ün sokaklarında asılı uyarı levhaları, “Kutup ayısı çıkabilir!” mesajıyla hem bir tehlike hem de bir hayranlık uyandırıyor. Kasaba, doğanın vahşi güzelliğiyle insan yaşamının kesiştiği bir yer olarak, hem umut hem de mücadele dolu bir hikaye yazıyor.