LüksemburgDışişleri Bakanı Asselborn,Türkiye'nin ihracatının yüzde 50'sinin Avrupa'ya olduğunu, Türkiye'deki yatırımların yüzde 60'ının daAvrupa Birliği'nden geldiğini belirterek, “Bu büyük bir baskı aracı ve belli bir noktadan sonra bu baskı aracını kullanmaktan kurtulamayacağız” dedi.
Türkiye'dekisongelişmeleri sert bir dille eleştiren Asselborn, hukuk devletinin devre dışı bırakıldığını savundu. Alman Deutschlandfunk Radyosu'na konuşan Asselborn şöyle dedi:
“BugünTürkiye'de insan haklarını savunan biri, ya Gülenci ya da terörist olmakla damgalanıyor. Türkiye'de avukat yüzü görmeden beş gün cezaevinde tutulduklarını biliyorlar. 15 Temmuz'dan bu yana sadece 11 bin sendikacı görevden atıldı. Basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye 180 ülkeden 151'incisırada. 10 bin gazeteci işsiz. Ama işin en kötüsü ise Türkiye'de toplumsal ve sosyal açıdan bir sivilölümbaşladı. İşten atılanların resmi gazetede isimleri yayımlanıyor. Onların bir daha iş bulma şansları yok. Diplomaları, pasaportları yok ediliyor. İnsanların ailelerini geçindirecek geliri yok. Evlerini kaybediyorlar. Açlık çekiyorlar. Bunlar, açık söylemek gerekirse, Nazi döneminde kullanılan yöntemler. Ve bu Türkiye'de 15 Temmuz'dan beri çok, çok kötü bir dönüşüm.ABolarak bunu öyle kolay kabul edemeyiz.”
Asselborn, Eylül ayı başında Strasbourg'daki dışişleri bakanları toplantısında,TürkDışişleri Bakanı’nın kendilerine kelimesi kelimesine “Bende sizler gibi hukuk devletinde yaşamak istiyorum” dediğiniiddiaetti. İdam cezasının vazgeçildiğinden hareket ettiklerini belirten Asselborn, Türkiye'den 15 Temmuz ve sonrası kararnamelerinin insan hakları sözleşmelerine uygunluğu açısından Avrupa Konseyi uzmanlarınca inceleneceği yönünde sözlü taahhüt aldıklarını ileri sürdü ve “Bunlarınhepsison günlerde yok edildi” dedi.
AB'nin bu konuda nasıl bir tavır alacağı sorusuna Asselborn şu yanıtı verdi: “Türkiye ihracatının yüzde 50'sini AB ülkelerine yapıyor. Bir kıyaslama yapmak gerekirse, Rusya'ya ihracatı sadece yüzde 2. Türkiye'deki yatırımların yüzde 60'ı AB'den. Bu tam bir baskı aracı. Türkiye'de bu insan haklarında yaşanan bu inanılmaz duruma karşı durmak için bu baskı aracını kullanmaktan şu sıralar kurtulamayacağız.”