Yapılan bilimsel araştırmalar ve yabancı uzman görüşleri, bu hayati mineralin düşük düzeylerinin, kalp hastalıklarından nörolojik bozukluklara kadar geniş bir yelpazede sağlık sorunlarına yol açabileceğini ifade etti.
Magnezyum eksikliği, toplum sağlığı için giderek büyüyen, ancak çoğu zaman göz ardı edilen ciddi bir sorun olarak uluslararası bilim camiasının gündemine oturdu.
Yapılan geniş çaplı araştırmalar, gelişmiş ülkelerde dahi nüfusun yaklaşık yüzde 10 ila yüzde 30'unun, yani her dört kişiden en az birinin subklinik magnezyum eksikliği yaşadığını ortaya koydu. Bu durum, bilim insanları ve tıp uzmanları tarafından "sessiz bir salgın" olarak değerlendirildi.
KÜRESEL VERİLER ALARM VERİYOR
Bilimsel yayınlar, magnezyum eksikliğinin hastaneye yatırılan bireylerde çok daha yüksek oranlara ulaştığını kaydetti; bazı yoğun bakım ünitelerinde bu oranın yüzde 65'e kadar yükseldiği belirlendi. Nutrition Today dergisinde yayımlanan bir derlemede, genel popülasyonun üçte birine kadarının magnezyum eksikliği yaşayabileceği ve hipomagnezeminin (düşük kan magnezyum seviyesi) klinik uygulamada sıklıkla gözden kaçırıldığı ifade edildi.
UZMANLAR ETKİLERİNE DİKKAT ÇEKTİ
Magnezyum, vücutta 300'den fazla enzimatik reaksiyonda kofaktör görevi üstlenmesi nedeniyle hayati öneme sahip bir mineral olarak biliniyor. Sinir ve kas fonksiyonlarının düzenlenmesinden enerji üretimine, protein, kemik ve DNA oluşumuna kadar pek çok temel biyolojik süreçte rol oynuyor.
ABD'deki Ulusal Sağlık Enstitüleri'ne (NIH) bağlı Diyet Takviyeleri Ofisi, magnezyum eksikliğinin erken belirtilerinin iştah kaybı, mide bulantısı, kusma, yorgunluk ve halsizlik olduğunu açıkladı. Eksikliğin şiddetlenmesi durumunda ise uyuşma, karıncalanma, kas kasılmaları ve kramplar, nöbetler, kişilik değişiklikleri, anormal kalp ritimleri ve koroner spazmların görülebileceği belirtildi.
Uluslararası alanda tanınmış bir bütünsel tıp uzmanı ve The Magnesium Miracle adlı kitabın yazarı Dr. Carolyn Dean, magnezyumun kalp sağlığı ve nörolojik işlevler üzerindeki kritik rolüne dikkat çekti. Dr. Dean, modern beslenme alışkanlıkları ve tarım yöntemleri nedeniyle gıdalardaki magnezyum miktarının azalmasını, bu yaygın eksikliğin ana nedenleri arasında gösterdi. Kendisi, düşük magnezyum seviyelerinin kronik yorgunluktan anksiyeteye kadar birçok sağlık sorununun altında yatan faktör olduğunu defalarca dile getirdi.
Harvard Tıp Fakültesi'nden kıdemli bir doktor olan Dr. Robert H. Shmerling, magnezyum eksikliğinin kalp-damar hastalıkları riskini artırabileceğini belirtti. Magnezyumun kalp ritminin düzenlenmesinde ve kan basıncının kontrolünde kilit bir rol oynadığını ifade eden Dr. Shmerling, düşük magnezyum düzeylerinin hipertansiyon ve aritmi (düzensiz kalp atışı) ile ilişkilendirildiğini kaydetti.
NEDENLER VE RİSK GRUPLARI
Bilimsel araştırmalar, topraktaki mineral içeriğinin azalması, işlenmiş gıdaların yaygın tüketimi, kronik stres, bazı mide ilaçları (proton pompa inhibitörleri) ve diüretikler gibi ilaç kullanımlarının magnezyum emilimini ve vücuttaki düzeylerini olumsuz etkilediğini gösterdi.
Uzmanlar, diyabet hastaları, alkol bağımlılığı olanlar, sindirim sistemi bozuklukları (örneğin Crohn hastalığı, çölyak) olanlar ve yaşlı bireylerin magnezyum eksikliği açısından en yüksek risk grubunda olduğunu bildirdi.
Tıp dünyası, bu yaygın eksikliğin tespiti ve yönetimi konusunda daha fazla farkındalık ve kapsamlı tarama programlarına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.