Migren, dünya genelinde yaklaşık bir milyar insanı etkileyen, zonklayıcı baş ağrıları, bulantı, ışığa ve sese aşırı duyarlılık gibi belirtilerle kendini gösteren kronik bir nörolojik rahatsızlık.

Toplumun yaklaşık %15’ini etkileyen bu durum, özellikle kadınlarda daha sık görülüyor ve günlük yaşamı ciddi şekilde sekteye uğratıyor. Ancak son yıllarda bilimsel araştırmalar ve yenilikçi tedavi yöntemleri, migren hastalarına umut ışığı oldu.

Uzmanlar, kişiselleştirilmiş tedaviler ve yeni teknolojilerle migrenin kontrol altına alınabileceğini belirtti.

MİGRENİN TOPLUMSAL VE EKONOMİK YÜKÜ

Migren, yalnızca fiziksel bir rahatsızlık değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir yük. Küresel Hastalık Yükü Çalışması’na göre, migren dünya çapında en yaygın üçüncü rahatsızlık ve engellilik nedenleri arasında yer alıyor. Özellikle genç kadınlarda birincil engellilik sebebi olarak öne çıktı.

UCLA Goldberg Migren Programı Direktörü Dr. Andrew C. Charles, “Migren, sadece bir baş ağrısı değil, karmaşık bir nörolojik durumdur. Hastalar, işlerini sürdürmekte ve sosyal hayatlarını devam ettirmekte büyük zorluklar yaşıyor” dedi.

BİLİMSEL İLERLEMELER VE YENİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Son yıllarda migren tedavisinde çığır açan gelişmeler yaşanıyor. Özellikle kalsitonin geniyle ilişkili peptid (CGRP) inhibitörleri, migren yönetiminde devrim oluşturdu.

Erenumab (Aimovig), fremanezumab (Ajovy), galcanezumab (Emgality) ve eptinezumab (Vyepti) gibi monoklonal antikorlar, migren ataklarını önlemede etkili sonuçlar gösterdi.

King’s College London’da baş ağrısı araştırmaları lideri Dr. Peter J. Goadsby, “CGRP inhibitörleri, migrenin altında yatan nörolojik mekanizmaları hedef alarak hem atak sıklığını azaltıyor hem de yan etkileri minimuma indiriyor” dedi.

Ayrıca, ubrogepant ve rimegepant gibi küçük moleküllü CGRP reseptör antagonistleri, akut migren ataklarının tedavisinde FDA onayı aldı.

Rimegepant, aynı zamanda önleyici tedavi olarak da kullanılıyor. Yayımlanan bir faz III çalışması, ubrogepantın migrenin prodromal (öncü) evresinde kullanıldığında belirtileri hafiflettiğini gösterdi.

NÖROMODÜLASYON VE ALTERNATİF YAKLAŞIMLAR

İlaç tedavilerinin yanı sıra nöromodülasyon cihazları da migren yönetiminde öne çıktı.

Sfenopalatin ganglion (SPG) stimülasyonu ve transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu (TENS) gibi yöntemler, özellikle ilaçlara yanıt vermeyen hastalarda umut vadetti.

Nörolog ve migren uzmanı Dr. Susan Lee, “Nöromodülasyon cihazları, beyindeki ağrı sinyallerini kesintiye uğratarak migren ataklarını hafifletebiliyor. Bu, özellikle kronik migren hastaları için önemli bir seçenek” dedi.

Tamamlayıcı ve alternatif tedaviler (CAT) de migren yönetiminde giderek daha fazla ilgi gördü. Akupunktur, magnezyum takviyeleri ve mindfulness temelli nörogeribildirim gibi yöntemler, bazı hastalarda atak sıklığını azaltıyor.

Yapılan bir çalışma, magnezyum ve sodyum valproat kombinasyonunun migren önlemede etkili olduğunu gösterdi. Ancak uzmanlar, bu yöntemlerin daha fazla bilimsel doğrulamaya ihtiyaç duyduğunu vurguladı.

UZMANLARDAN ÖNERİLER: KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİ

Migren tedavisinde başarının anahtarı, bireyselleştirilmiş yaklaşımlar. Harvard Tıp Fakültesi’nde nöroloji profesörü Dr. Elizabeth Loder, “Her hastanın migren tetikleyici faktörleri ve semptomları farklıdır. Tedavi planı, hastanın yaşam tarzına ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilmeli” dedi.

Tetikleyici faktörler arasında stres, uyku düzensizlikleri, hormonal değişiklikler ve belirli gıdalar yer aldı.

Uzmanlar, hastaların bu faktörleri belirlemek için bir baş ağrısı günlüğü tutmasını önerdi. Türkiye’de migren yönetimi konusunda da önemli adımlar atıldı.

Prof. Simona Sacco, 2025 Avrupa Nöroloji Akademisi Kongresi’nde, CGRP hedefli tedavilerin uzun vadeli etkinlik ve tolere edilebilirliğini vurguladı.

Türkiye’de nörologlar için düzenli eğitim programları ve baş ağrısı polikliniklerinin yaygınlaştırılması gerektiği belirtildi.

GELECEK: YENİ HEDEFLER VE UMUTLAR

Migren araştırmaları, pitüiter adenilat siklaz aktive edici polipeptit (PACAP) gibi yeni moleküler hedeflere odaklandı.

Lundbeck tarafından yapılan bir çalışma, PACAP antikorlarının migren günlerini azalttığını gösterdi.

Thomas Jefferson Üniversitesi Baş Ağrısı Merkezi Direktörü Dr. Hsiangkuo Yuan,“PACAP inhibitörleri, CGRP tedavilerine yanıt vermeyen hastalarda yeni bir umut olabilir” dedi.

Migren, hayatı gölgeleyen bir rahatsızlık olsa da, bilimsel yenilikler ve uzman görüşleri, bu mücadelede hastaların yanında.

Doğru tedaviyle, migrenin yükü hafifletilebilir ve yaşam kalitesi artırılabilir. Hastalar, uzman bir nörologla çalışarak kendileri için en uygun tedavi planını oluşturabilir.