'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu' İmralı Adası ziyareti sonrası ilk defa bugün toplandı. Toplantıyı, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş açtı.
Öte yandan CHP, 17 sayfalık raporunu TBMM Başkanlığı'na sundu. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, 'AYM kararları uygulanmıyor. Komisyondan ortak bir rapor çıkacaksa hepimizin oy birliğiyle çıkmalı. Biz; Terörsüz Türkiye için atılacak her ileri adımı bir fırsat biliriz' ifadelerini kullandı.
Raporunda 29 maddeye yer veren CHP'nin çözüm önerileri arasında basın özgürlüğünün önündeki kurumsal ve yasal engellerin son bulması, Kürt sorunun çözümü için demokratik siyaset ortamı oluşturulması, yerel yönetimlerde kayyum uygulamasına son verilmesi önerileri yer aldı.
CHP, Gezi Davası, 19 Mart süreci gibi kamuoyunda yankı bulan olaylara ilişkin tutukluların serbest bırakılması çağrısını yaptı.
19 MART TUTSAKLARINA TAHLİYE
Metinde şu başlıklara yer verildi:
1. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının Uygulanması Amacıyla İdari ve Siyasi Engellerin Kaldırılması
2. Toplumsal Barışın İnşası İçin Anayasada Düzenlenen Hak ve Özgürlüklerin Kullanılmasını Engelleyen İdari ve Siyasi Uygulamalara Son Verilmesi
3. Terörle Mücadele Kanunu’nda Hukuki Belirlilik İlkesine Dayanılması
4. Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunun Yeniden Düzenlenmesi
5. Otoriter Yönetimlerden İthal Edilen Yasa Tekliflerinin Gündemden Kalıcı Olarak Geri Çekildiğinin Açıklanması
6. Halkın Haber Alma Hakkı Önündeki Bir Engel Olarak Erişim Engellemesi Sorunu
7. Kamuoyunda Sansür Kanunu Olarak Bilinen 7418 Sayılı Kanunla Getirilen Düzenlemelerin Yürürlükten Kaldırılması
8. Basın Özgürlüğü Önündeki Kurumsal ve Yasal Engellerin Kaldırılması
9. Örgütlenme Özgürlüğü Önündeki Kanun ve Uygulamadan Kaynaklı Tüm Engellerin Kaldırılması
10. Kürt Sorununun Çözümü İçin Demokratik Siyaset Ortamının Oluşturulması
11. Yerel Yönetimlerde Kayyım Uygulamasına Son Verilmesi
12. Siyasetin Yargı Aracılığıyla Dizayn Edilmesi ve Toplumsal Muhalefetin Sindirilmesi Amacıyla Anayasaya Aykırı Olarak Yapılan Tutuklama ve Davalara Son Verilmesi
13. 19 Mart Darbe Girişimi Kapsamında Haksızca Tutuklanmış Olan Tüm Siyasetçi ve Bürokratların Derhal Tahliye Edilmesi
14. Gezi Davası Başta Olmak Üzere Toplumsal Muhalefeti Sindirmeye Yönelik Davalar Nedeniyle Cezaevinde Tutulanların Tahliye Edilmesi
15. Gizli Tanık Uygulamasıyla Adil Yargılanma Hakkı İhlaline Son Verilmesi
16. Etkin Pişmanlık Kurumunun İftiracılığa Dönüşmesine Derhal Son Verilmesi
17. Savunma Hakkına Getirilen Sınırlamaların Sonlandırılması
18. Cezaevleri İdare ve Gözlem Kurullarının Keyfi Kararlarının Önüne Geçilmesi
19. Siyasi Soruşturmalarda Başsavcılıkların Yetki Gaspının Sonlandırılması
20. Adil Kararlar İçin Yargı Mensuplarının Sorumluluğu
21. Cumhurbaşkanına ve Kamu Görevlisine Hakaret Suçlarının Yürürlükten Kaldırılması ve Cumhurbaşkanına Suikast ve Fiili Saldırı Suçunun Yeniden Düzenlenmesi
22. İnsan Haklarının Geliştirilmesi ve Korunması
23. İnsanlığa Karşı Suçlarla ve İşkenceyle Etkin Mücadele Edilmesi
24. Nefret Söylemleri ve Nefret Suçlarının Cezalandırılması
25. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun Bağımsız Bir Yapıya Kavuşturulması
26. Kadına ve Çocuklara Karşı Şiddetle Etkin Mücadele
27. Yargı ve İnfaz Sistemindeki Anti Demokratik ve İnsan Haklarına Aykırı Uygulamalara Son Verilmesi
28. Devletin İnançlara Karşı Tarafsız Olduğu Bir Düzenin Hayata Geçirilmesi
29. Cemevlerine İbadethane Statüsünün Tanınması
30. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının Kapatılması
31. Madımak’ın Müze Yapılması
32. İşe Girişlerde ve Yükselmelerde Yaşanan Ayrımcılığın Önlenmesi
33. Güvenlik Güçlerinin ve Güvenlik Bürokrasisinde Çalışan Sivil Memurların Özlük Haklarının İyileştirilmesi
TUTANAĞIN KENDİSİ DEĞİL ÖZETİ OKUNDU
Komisyon, İmralı’ya giderek terörist Öcalan ile görüşen heyetin dönüşte hazırladığı tutanağın özetini gündeminin ilk sırasına alarak oturumu açtı. Tutanağın kendisi değil de özetinin okunması dikkat çekti.
Öte yandan tutanakta vatan hainliğinden hüküm giymiş Öcalan'ın Türk-Kürt kardeşliğine vurgu yaptığı ve zihinsel olarak da terör örgütü PKK'ya silah bırakma çağrısı yaptığı sözler yer aldı.
Toplantıda, ziyaretin kapsamı, görüşme koşulları ve izlenecek adımlara dair başlıkları içeren metin üyelere verildi. Daha sonra değerlendirmeler, notlar ve itirazlar toplandı.
ÖCALAN NELER SÖYLEDİ?
Öcalan, İmralı tutanağının özetinde, Bahçeli ve Erdoğan'a övgüler yağdırırken, 27 şubat çağrısında ayrı devlet, federasyon ve özerklik olmadığını söyledi. Çağrısının PKK'nın tüm bileşenlerini kapsadığını belirten Öcalan, Suriye'de yerel savunma gücü olmayacağının altını çizdi. Öcalan, silah bırakma olayının olumlu karşılandığını ve PKK’ya zihinsel olarak da silah bırakması gerektiğini ifade etti.
İŞTE OKUNAN ÖZETİN TAMAMI:
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun 21 Kasım 2025 tarihli 18’inci toplantısında Komisyonda temsil edilen beş siyasi parti grubundan birer üyeden oluşacak bir heyetin İmralı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumuna gitmesi hususunda oylama yapılmış ve komisyonumuzun nitelikli çoğunluğuyla karar alınmıştır.
CHP ve Yeni Yol partisi grupları heyete üye bildirmemiştir.
Bu kapsamda isimleri bildirilen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyeleri Hüseyin YAYMAN, Feti YILDIZ ve Gülüstan KILIÇ KOÇYİĞİT, 24 Kasım 2025 Pazartesi günü Adalet Bakanlığından alınan izin çerçevesinde İmralı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumuna Abdullah Öcalan’ın beyanlarını almak amacıyla gitmiştir.
ÖCALAN'DAN ERDOĞAN VE BAHÇELİ'YE ÖVGÜLER
Bu görüşmede Abdullah Öcalan öncelikle yüzyıllık Türk-Kürt ilişki sistematiğine Sayın Devlet BAHÇELİ’nin sözleri ile büyük katkı sağladığını, kendisinin Cumhuriyet tarihinde ender görülen bir cesaret sergilediğini ve kendisine şükran duyduğunu ifade etmiş, yine bu süreçte gösterdiği cesaret için Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’a şükran ve teşekkürlerini beyan etmiştir.
SURİYE VE IRAK'TA ETKİLİYMİŞ...
Abdullah Öcalan, sürecin başından beri verdiği tüm sözlerin arkasında olduğunu, koşullar elverirse teorik ve pratik imkânlarının bunu gerçekleştirmeye müsait olduğunu ifade etmiştir. Uzun bir şekilde tarihsel arka planı anlatmış ve Ziya GÖKALP’e referans vererek Türk-Kürt kardeşliğinin önemine vurgu yapmıştır. Abdullah Öcalan silahlı yöntemden ayrıldığını, siyasi yöntemi benimsediğini, 27 Şubat 2025 tarihinde yapmış olduğu çağrı çerçevesinde bütün yapıların, PKK’nın tüm bileşenlerinin, örgütsel varlıklarının dağıtılmasının ve silahlarını bırakmasının ilanının toplum tarafından iyi karşılandığını, halkın bu gelişmeyi takip ettiğini, kendisinin Suriye ve Irak’ta da etkili olduğunu ifade etmiştir.
Bu noktada Feti YILDIZ, Abdullah Öcalan’ın mahkûm olduğu davada şehit ailelerinin avukatı olarak kendisinin bulunduğunu hatırlatması üzerine Abdullah Öcalan, ben Devlet beyin el sıkması ile başlayan süreç içinde verdiğim tüm sözlerin arkasındayım demiştir.
Hüseyin YAYMAN’ın, buraya şehit ailelerinin hassasiyeti ile gelindiğini belirtmesi üzerine ise Abdullah Öcalan, her asker kaybının kendisi için trajedi olduğunu, asla sevinmediğini, bu gençlerin böyle ölmemesi gerektiğini söylemiş, Türkiye’de ve bölgede kesinlikle çözüme ulaşmalıyız diye cevaplamış ve TUSAŞ eylemine üzüldüğünü belirtmiştir.
SURİYE KONUSUNDA ÖCALAN YENİ BİR AÇIKLAMA YAPACAK
Kendisine Lozan ve 1924 anayasası öncesi döneme ait dilin kullanılması süreci zehirliyor denmiştir. Yine devamla en son Zap Bölgesi boşaltılırken örgüt mensuplarının elinde silah olması kamuoyunda infial yaratmış, bu konuda yapılan çağrıya PKK’nın tam uymadığı görülüyor denilmiş, Suriye’de SDG’nin 10 Mart mutabakatına uymasının elzem olduğu, Suriye konusunda kendisinin yeni bir açıklama yapması gerektiği söylenmiştir.
SİLAH BIRAKIN DERKEN PKK'NIN TÜM BİLEŞENLERİNİ KAPSIYOR
Bu devletin hepimizin devleti olduğu, silahı bırakın derken PKK’nın tüm bileşenlerini kapsadığı, PKK’nın Irak’tan çektiği güçlerini Suriye’ye gönderdiği yönünde gözlemler olduğu, bu durumun daha önceki açıklamalarla çelişki yarattığının kendisine söylenmesi üzerine Abdullah Öcalan, PKK’nın sadece eldeki silahların değil, zihinsel olarak da silahların bırakılması gerektiğini ifade etmiştir.
ÖCALAN: BEN DEVLETE HİZMETE HAZIRIM LAFININ ARKASINDAYIM
Devamında iki halk arasında tarihsel bir kardeşlik bulunduğunu söylemesi üzerine Feti YILDIZ, şehit haberleri geldiği dönemde bile kimsenin gidip bir Kürt komşusunun camını kırmadığını, bu kadar acıya rağmen Türk-Kürt düşmanlığının hiçbir zaman oluşmadığını belirtmiştir. Bunun üzerine Abdullah Öcalan, kendisinin şehit ailelerine saygıyla baktığını, acılarının ne kadar büyük olduğunu bildiğini beyan etmiş, Devlet BAHÇELİ’nin konuşmasında hatırlattığı ben devlete hizmet etmeye hazırım sözünü hatırlatıp buyur demesine karşılık olarak sözlerinin arkasında olduğunu, koşullar el verirse ve iletişim imkânı artırılırsa teorik ve pratik imkânlarının bunu gerçekleştirmeye müsait olduğunu yenilemiştir.
27 Şubat açıklamasına yönelik olarak süreçte geçen bir yılı başarılı gördüğünü, bu dönemde hiç şehit verilmediğini, çatışma çıkmadığını ifade etmiş, böylelikle büyük bir politik açılımın sağlandığını, bu kapsamda kamuoyunda olan desteğin arttığını, ilerleyen süreçte kamuoyunun aklında olan bazı soru işaretlerinin giderileceğini de düşündüğünü söylemiştir. Tarihsel gerçekliği bilen bir heyet olarak terörsüz Türkiye gerçekleşecekse Türkiye’nin pratik ve somut adımları bekliyor olduğunun söylenmesi üzerine Abdullah Öcalan, pozitif hamleler ve adımlar peşinde olduğunu ifade etmiştir. Somut adımlar konusunda bir direnç bulunduğunu çünkü örgütün merkezini Kandil’den Suriye sahasına taşımasının sorunu çözmediği ifade edilmesi üzerine, kendisinin (Abdullah Öcalan) örgütün lideri olarak her saha için kesin talimat vermesi durumunda yeni bir iklimin oluşacağını ifade etmiştir.
'EVET ÖYLE...'
Abdullah Öcalan ayrıca, bu soruyu defaatle sordunuz diyerek, sözlerinin arkasında olduğunu, sürecin başarıya ulaşması için tüm gayretini ortaya koyduğunu, imkânlar ölçüsünde de gayret göstermeye devam edeceğini ifade etmiştir.
27 Şubat çağrısında ayrı devlet olmadığını, federasyon olmadığını, idari özerklik olmadığını, kültüralist çözümler olmadığının hatırlatılması üzerine Abdullah Öcalan “EVET ÖYLE” diyerek onaylamıştır.
ÖCALAN SURİYE'Yİ UYARDI
Hüseyin YAYMAN tarafından Suriye konusunda sorulan sorulara; SDG’nin 10 Martta anlaşma yaptığı, anlaşmanın 8 madde olduğu, bunları esas İsrail’in hamlelerine karşı çok dikkatli olunması gerektiğini, Suriye için üniter yapı ve yerel demokrasi benimsediğini söylemiş, yerel savunma gücünün olup olmayacağını sorusuna cevap olarak, savunma gücü yok, asayiş kapsamında güçler yani “polis gibi” cevabını vermiştir.
ÖCALAN'IN PKK'YI FESHETMESİNE BİR EL İZİN VERMEMİŞ
Bu coğrafyada Türksüz Kürt, Kürtsüz Türk yaşayamayacağını belirterek uzun bir tarihsel anlatımda bulunmuş ve Sultan Sencer’e referansla bu birlikteliğin tarihsel önemine vurgu yapmıştır. Reel sosyalizm düşüncesini 1995’ten beri terk ettiğini, zihinsel dönüşümün sancılı bir süreç olduğunu, normalde PKK’yı 1993’te feshetmesi gerektiğini söylemiş ancak her seferinde bir elin bu girişimini sabote ettiğini ifade etmiştir. Bu sabotaj sürecini darbe mekaniği olarak tanımlamış, 1993’ten günümüze Turgut ÖZAL, Süleyman DEMİREL, Necmettin ERBAKAN ile dolaylı görüşmelerinin nihayete erememesinde de bu darbe mekaniğinin etkisinin olduğunu belirtmiştir.
'Ferhat Abdi Şahin’i tanıyor musunuz, talimatınızı dinler mi?' sorusuna cevap olarak Abdullah Öcalan, kendisine yakın kişilerden biri olduğunu, kendisine bağlı olduğunu söylemiştir. Kendisine, Türkiye için hiçbir zaman gerçekleşmeyecek iddialarda bulunmanın süreci sabote etmek olacağını, buna dikkat etmek gerektiğini belirten ifadelerde bulunulmuştur.
Gülüstan KILIÇ KOÇYİĞİT’in 'Sizi çok sağlıklı ve zinde gördüm. Kadın hareketiyle ilgili söyleyeceğiniz hususlar var mıdır?' diye sorması üzerine, Abdullah Öcalan, selamlarını iletmiş ve görüşme tamamlanmıştır.