Uzmanlar, bu yaş grubunda hastalığın tipik semptom üçlüsüyle ortaya çıktığını ve özellikle dalak büyümesi riski nedeniyle sportif faaliyetlerden uzak durulması gerektiğini ifade etti.

Epstein-Barr Virüsü (EBV) kaynaklı bir enfeksiyon olan ve halk arasında "Öpücük Hastalığı" adıyla bilinen enfeksiyöz mononükleozun, 10 yaş üzerindeki çocuk ve ergenlerde yüksek ateşle seyrettiği ve hastalığın seyrinin küçük çocuklara göre daha ağır geçtiği bilimsel araştırmalarla ortaya kondu. Uzmanlar, bu yaş grubunda hastalığın klasik semptom üçlüsü olan ateş, boğaz iltihabı (farenjit) ve lenf bezlerinde şişlik ile seyrettiğini belirterek, bazı kritik risklere karşı aileleri uyardı.

BİLİMSEL VERİLERLE GÜNDEMDE

Enfeksiyöz mononükleoz, genellikle tükürük yoluyla bulaşan ve genç yetişkinlerde ve ergenlerde yaygın görülen bir viral hastalıktır. Hastalık küçük çocuklarda çoğunlukla belirtisiz veya hafif bir soğuk algınlığı şeklinde seyrederken, bilimsel araştırmalar, yaş ilerledikçe semptomların şiddetlendiğini gösterdi.
ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'nde (NIH) görevli ve Epstein-Barr virüsü üzerine çalışmalarıyla tanınan Dr. Jeffrey Cohen, bu durumla ilgili görüşlerini ifade etti. Dr. Cohen, "Mononükleozun klinik tablosu yaşa bağlı olarak önemli ölçüde farklılık gösterir. 10 yaş ve üzeri ergenlerde ve genç yetişkinlerde semptomlar, genellikle daha uzun süren yüksek ateş, şiddetli boğaz ağrısı ve belirgin yorgunluk içerir," şeklinde konuştu.

HASTALIĞIN TİPİK SEYRİ VE UZAYAN YORGUNLUK

Bilimsel araştırmalar, ergenlik dönemindeki hastaların çoğunda ateşin yaklaşık 14 gün sürdüğünü ve şiddetli boğaz ağrısının ilk 3 ila 5 gün içinde yoğunlaşıp ardından gerilediğini ortaya koydu. Uzayan yorgunluk (malazi) hissi ise hastaların bir kısmında haftalarca, hatta aylarca devam edebildi.
Wisconsin-Madison Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Eric Johannsen, hastalığın teşhisi ve yönetimi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Dr. Johannsen, "Klinik muayenede boyun, koltuk altı ve kasık bölgesindeki lenf bezlerinin şişmesi belirgin bir bulgudur. Ayrıca, hastaların önemli bir bölümünde dalak veya karaciğerde büyüme saptandı. Dalak büyümesi olan hastalarda ani ve şiddetli karın ağrısı, dalak yırtılması gibi nadir ama hayati tehlike taşıyan bir komplikasyonun habercisi olabilir" ifadelerini kullandı.

KRİTİK UYARI: TEMAS SPORLARINA ARA VERİLMELİ

Mononükleoz tedavisi genellikle semptomların hafifletilmesine odaklandı. Uzmanlar, antibiyotiklerin viral bir enfeksiyon olduğu için etkili olmadığını, bu nedenle bol sıvı tüketimi, istirahat ve ağrı kesici/ateş düşürücü ilaçlarla semptomatik tedavi uygulandığını bildirdi.

Uluslararası kılavuzlar ve uzman görüşleri, özellikle dalak büyümesi riski nedeniyle hastaların iyileşme sürecinde temas sporlarından ve ağır fiziksel aktivitelerden kesinlikle uzak durması gerektiğini vurguladı.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) tarafından yayınlanan veriler de bu aktivitelere en az 3-4 hafta ara verilmesini önerdi.

Dr. Rebecca Pellett Madan, New York Üniversitesi Langone Sağlık Merkezi’nden Pediatrik Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı olarak, bu konuya dikkat çekti: "Dalak yırtılması riski göz önüne alındığında, ebeveynlerin 10 yaş üzeri çocuklarının semptomları geçtikten sonra bile fiziksel aktivite konusunda hekimin önerilerine uyması hayati önem taşır. Şiddetli yutma güçlüğü, solunum zorluğu veya ani karın ağrısı gibi durumlarda derhal tıbbi yardım alınması gerekir," açıklamasını yaptı.

Bilim insanları, virüsün sebep olduğu yorgunluğun uzun sürebileceğini ve hastaların normal yaşamlarına kademeli olarak dönmelerinin en doğru yaklaşım olduğunu belirtti.