Papaz general
Papaz rütbesi ile general olunuyor.
İncil ellerinden düşmüyor. Cepheye haç çıkartarak gidiyorlar. Bir asker ne kadar Hıristiyan’sa o kadar taltif görüyor, güvenilir bulunuyor. İliklerine kadar Haçlılar. Başkomutanları bile İslâm ülkelerini, “Haçlı seferi başlattım” diye vurduruyor. Evet, NATO’dan müttefikimiz Batı ordularından bahsediyoruz. Dönemin sağcı İtalyan Başbakanı Berlusconi ile solcu İngiliz Başbakanı Tony Blair, “Biz Haçlıyız, Müslümanlar üstünlüğümüzü kabul etsin” fikrinde birleşiyor.
Türk aydınının bu bahiste hiç sesi soluğu çıkmıyor. Belli ki onlara göre de Müslümanlar için tahrif edilmiş İncil’in, zerresi değişmemiş Kur’an’a, Hâşâ Allah’ın oğlu olduğuna inanılan İsa’nın Allah’ın kulu ve Resulü olan Hz. Muhammed(s.a.v)’e üstünlüğünü kabul etmek gerekiyor. Yoksa bu “aydın”ların askerî okullarda Peygamberin hayatının ve Kur’an’ın seçmeli ders olarak konulması üzerine, “Askeriye’de gerici eğitime geçiş” mealinde tepkiler vermeleri başka türlü nasıl izah edilebilir? Onlara göre Kur’an’ın muhtevası ve Peygamberimizin hayatı demek ki bir “gericilikten” ibâret. Siz bu kafayla sittinsene bu milletten iktidar yüzü göremezsiniz ve sizin gibiler yüzünden din istismarcıları, Haçlı’ya laf çakan amma aslında Haçlı ile birlikte Müslüman’ın üzerine kurşun dökenler, ipleri elinde tutmayı sürdürür.. Şehitlik ve gazilik kavramlarının kaldırılmasını isteyenler de sizlersiniz, onlara destek verenler de... Şehit ve gazi İslâmi bir değerdir. Mehmetçik şehit olmak için can atmasa ne Çanakkale olur, ne Sakarya...
Sakarya Meydan Savaşı’nın Mareşali Fevzi Çakmak, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal tarafından Genelkurmay Başkanlığına atandığında Diyanet İşleri Reisliğine, “Ordunun maneviyat dersleri içinde en mühim kısmı diyanete müteallik tedrisattır” cümlesi ile başlayan bir resmî yazı kaleme alarak, Mehmetçiğin millî ve manevî değerlere bağlı olarak yetiştirilmesi için bir eser telifi ricasında bulunmuş, Diyanet Reisi Ahmet Hamdi Akseki de, “Askere Din Kitabı” adı altında bu eseri hazırlayarak Mehmetçiğin tedrisatı için Genelkurmay’a takdim etmiştir.
“Askere Din Kitabı” Mareşalin 23 yıllık Genelkurmay Başkanlığı döneminde ve daha sonra da kışlalarda okutulmuştur ve o kitaptaki bilgiler bugün neredeyse İmam Hatip okullarında bile verilememektedir. Kitap tam bir “gönül” ve “ilim” harmanıdır. Girişteki “Askerin Duygusu” bölümünde nöbet beklemenin ibadet olduğu, düşman karşısında nöbet beklerken ölenlerin şehitliği bu bölümde ilgili ayet ve hadisler, konulara emzirilerek aile tadında Mehmetçiğe anlatılmaktadır.
İkinci bölümün başlığı ise “İslâm Dini” dir ve bu bölümde İslâm’ın en doğru din olduğu Mehmetçiğe anlatılır. “Müslümanlığın itikat kökleri îman” başlığı altındaki üçüncü bölüm, okullarda Kur’an ve Siyer’in seçmeli ders olarak konulmasına “gericilik” diye karşı çıkanları çileden çıkartacak bir bölümdür. “Meleklere İman”, “Allah’ın kitaplarına iman”, “Kur’ân-ı Kerîm”, “Peygamberlere İmân” birinci bölümün ilk konularındandır.
Yine birinci bölümdeki “Hz. Muhammed Aleyhisselâm”, “Peygamber Efendimizin Ahlâkı”, “Peygamber Efendimizin Verdiği Terbiye”, “Peygamberimizin Askerliği”, “Peygamber Sevgisi” bölümleri Kurtuluş Savaşı’nı kazanan kadronun ve onun asker kaynağı Türk milletinin bu ocağa niye “Peygamber Ocağı” dediğini anlatmaya yeter herhalde...
“Âhiret Gününe İman”, “Kabir ve Âhiret” gibi pek çok bölümün yer aldığı “Askere Din Kitabı”nı Türk ordusunda okutulmayı elzem görenlerin tırnağı bile olamayacakların millet ve değerleri ile inatlaşmaktan vazgeçmeleri, bu değerlere karşı duydukları kini içlerinde tutmaları bütün taraflar için hayırlı olacaktır
diyoruz.
Batı ordularında papazların general olması hatta Batıdaki devlet adamlarının görevlerine İncil’e el basıp yemin ederek başlaması kendilerini rahatsız etmeyenlerin bu Kur’an ve Siyer takıntısı akla kriptoluğu getiriyor amma biz o kadar ileri gitmiyor; sadece, saygı bekliyoruz...