Kanserle mücadelede erken teşhisin kritik önemi bir kez daha bilimsel araştırmalar ve yabancı uzman görüşleriyle gündeme geldi.
Hastaların genellikle yorgunluk veya günlük stres gibi faktörlere bağladığı bazı hafif ve genel belirtilerin, aslında kanserin ilk ve önemli sinyalleri olabileceği vurgulandı.
Amerika Birleşik Devletleri merkezli Mayo Clinic ve Johns Hopkins Medicine’dan uzmanlar, sabah uyanıldığında dahi fark edilebilecek bu belirtilere karşı uyanık olunması gerektiğini belirtti.
GÖZ ARDI EDİLEN ALARM ZİLLERİ
Mayo Clinic’ten Onkoloji Uzmanı Dr. Gregory J. Adams, kanserin her zaman şiddetli semptomlarla başlamadığına dikkat çekti.
Dr. Adams, "Hastaların en çok gözden kaçırdığı şey, dinlenmeyle geçmeyen, aşırı ve sürekli yorgunluktur. Bu, kanserin vücuttaki besinleri 'çalması' sonucu ortaya çıkabilir ve özellikle lösemi veya lenfoma gibi kanser türlerinin ilk işareti olabilir" ifadelerini kullandı.
Journal of Clinical Oncology'de yayınlanan kapsamlı bir bilimsel araştırma, vücutta belirgin bir neden olmaksızın meydana gelen ve genellikle kilo alma veya diyet değişikliği gibi faktörlere bağlanan açıklanamayan kilo kaybının önemini ortaya koydu.
Uzmanlar, kısa sürede 4-5 kilo veya daha fazlasının aniden kaybedilmesi durumunda, bunun pankreas, mide, akciğer veya yemek borusu kanserleri için ciddi bir kırmızı bayrak teşkil ettiğini bildirdi.
SABAH RUTİNİNDEKİ KRİTİK DEĞİŞİMLER
New York'taki Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi'nden Dr. Eleanor V. Harris, özellikle sabah rutininde fark edilen değişikliklere dikkat çekti.
Dr. Harris, "Tuvalet alışkanlıklarındaki kalıcı değişiklikler çok önemli. İnatçı kabızlık veya ishal, dışkıda kan görülmesi veya idrar yapma sıklığındaki artış gibi durumlar, kolorektal veya prostat/mesane kanserinin habercisi olabilir" değerlendirmesini yaptı.
Dr. Harris ayrıca, ciltte görülen değişimlerin de erken teşhis için kilit rol oynadığını ekledi.
Mevcut benlerdeki boyut, şekil veya renk değişimlerinin (Melanom için ABCDE kuralı) yanı sıra, iyileşmeyen yaralar, ciltte sararma (sarılık) veya beklenmedik koyulaşma gibi durumların dahi iç organ kanserlerinin bir yansıması olabileceğini ifade etti.
BİLİMSEL GELİŞMELER VE ERKEN TEŞHİS
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), semptomatik hastaların mümkün olan en erken aşamada teşhis edilmesine odaklanan erken teşhis stratejisinin, tedavide başarı şansını artırdığını ve ölüm oranlarını azalttığını defalarca belirtti.
Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) tarafından desteklenen araştırmalar, kanseri erken aşamada belirlemek için sıvı biyopsi gibi yeni moleküler biyobelirteç teknolojilerinin geliştirilmesi ve doğrulanması üzerinde yoğunlaştığını gösterdi.
Uzmanlar, genel ve yaygın görünen bu tür belirtilerin çoğunlukla kanser dışı nedenlerden kaynaklandığını, ancak herhangi bir belirtinin birkaç haftadan uzun sürmesi veya giderek kötüleşmesi durumunda, vakit kaybetmeden bir sağlık uzmanına başvurulması gerektiği konusunda kamuoyunu uyardı.