Şah damarında (karotis arter) oluşan darlıkların, inme (felç) gelişme olasılığını ciddi boyutlara ulaştırdığı, son dönemde yapılan bilimsel çalışmalar ve uluslararası uzmanların açıklamalarıyla bir kez daha gözler önüne serildi.
Bilim dünyası, riskin belirlenmesinde sadece darlık oranına değil, plağın özelliklerine odaklanılması gerektiğini bildirdi.
PLAĞIN YAPISI DARLIK ORANINDAN DAHA KRİTİK
Uzun yıllardır karotis darlığının felç riskini artırdığı bilinirken, son araştırmalar bu riskin asıl kaynağının darlığın boyutu kadar, damar içindeki plağın yapısı olduğunu gösterdi.
İngiliz vasküler cerrahi uzmanı Dr. Bruce A. Perler, darlığın asemptomatik (belirti vermeyen) hastalarda bile yüksek bir felç riski oluşturabildiğini, ancak özellikle "yüksek riskli plak" özelliklerinin varlığının, cerrahi müdahale kararını hızlandırdığını ifade etti.
Uluslararası Anjiyoloji Birliği çatısı altında yürütülen ve uzun süreli takip verilerini içeren ACSRS (Asymptomatic Carotid Stenosis and Risk of Stroke) çalışması, sadece darlık yüzdesine değil, plağın içindeki kanama (intraplak hemoraji) ve plağın pürüzsüz olmayan yapısı gibi özelliklere de bakılarak hastaların felç riskinin daha doğru belirlendiğini ortaya koydu.
TIBBİ TEDAVİ İYİLEŞSE DE CERRAHİ SEÇENEĞİ KORUNUYOR
Son yıllarda kan sulandırıcılar ve kolesterol düşürücüler gibi en iyi tıbbi tedavilerin (Best Medical Treatment - BMT) ilerlemesi, asemptomatik karotis darlığı olan hastalarda yıllık felç riskini civarına kadar düşürdü. Bu gelişme, bazı uzmanları cerrahi girişimin gerekliliği konusunda yeniden değerlendirmeye yöneltti.
Ancak, Avrupa Vasküler Cerrahi Derneği (ESVS) tarafından yayınlanan güncel kılavuzlarda, özellikle arasında darlığı olan ve başka yüksek risk faktörlerini taşıyan asemptomatik hastalarda, cerrahi girişim olan karotis endarterektominin (CEA) hala önemli bir seçenek olarak düşünülebileceği belirtildi.
Amerika Birleşik Devletleri’nden nörolog Prof. Dr. Wesley S. Moore, belirti veren (semptomatik) hastalarda ise karotis endarterektomi veya stentleme (CAS) gibi işlemlerin, son iskemik olayın ardından iki hafta içinde yapılmasının, tekrarlayan felç riskini azaltmakta kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
GELECEK ÇALIŞMALAR YOLU GÖSTERECEK
Uluslararası çok merkezli çalışmalar, özellikle de ACST-2 ve CREST-2 gibi devam eden randomize kontrollü çalışmaların sonuçları merakla bekleniyor.
Uzmanlar, bu çalışmaların, gelişmiş tıbbi tedavinin uygulandığı günümüz koşullarında cerrahi girişimin hala ne ölçüde fayda sağladığını netleştireceğini bildirdi.
Karotis darlığının teşhis ve tedavisinde, risk faktörlerinin detaylı değerlendirilmesinin ve kişiye özel yaklaşımın önem kazandığı ifade edildi.