Yıldızlararası hareket üzerine yapılan son araştırmalar, Güneş Sistemi’nin Samanyolu Galaksisi merkezi etrafındaki döngüsel hızının mevcut bilimsel kabullerin çok ötesinde olabileceğini gözler önüne serdi.
Bugüne kadar yaygın olarak kabul edilen modeller, Güneş Sistemi’nin yaklaşık 220 km/s civarında bir hızla hareket ettiğini öngörüyordu. Ancak, yeni nesil gözlemler ve gelişmiş hesaplama yöntemleri, bu süratin üç katına yakın bir değere, yani 600 km/s'den fazla bir hıza ulaşabileceğini ortaya çıkardı.
YENİ VERİLER MODELLERİ GEÇERSİZ KILDI
Bu çarpıcı sonuç, uluslararası bir araştırmacı ekibi tarafından, özellikle Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) Gaia Misyonu verileri kullanılarak elde edildi. Gaia uydusu, Samanyolu Galaksisi'ndeki milyarlarca yıldızın pozisyon, uzaklık ve hareket hızlarını son derece hassas bir şekilde ölçüyor.
Araştırma ekibinin lideri, Cambridge Üniversitesi’nden Astrofizik Profesörü Dr. Elena Petrova, bulgulara ilişkin açıklamasında şunları ifade etti:
"Yıldızların ve yıldız kümelerinin kinetiğini incelediğimizde, Güneş Sistemi'nin Galaksi merkezi yönündeki toplam vektörel hızının, mevcut Galaktik Dönme Eğrileri ile uyumsuz olduğunu fark ettik. Hesaplamalarımız, beklenen Galaktik Dönüş Hızı’nın çok üzerinde bir değer gösterdi. Bu durum, Güneş Sistemi’nin Samanyolu içindeki yörüngesinin sanılandan daha 'hızlı' bir bölgede yer aldığını veya galaksimizin kütle dağılımının –özellikle Karanlık Madde halesinin– tahmin ettiğimizden farklı olduğunu işaret etti."
KARANLIK MADDE’NİN ROLÜ YENİDEN GÜNDEMDE
Uzmanlar, böylesine yüksek bir hızın varlığının, Samanyolu'nun toplam kütle içeriği ve bu kütlenin dağılımı hakkındaki mevcut teorileri derinden etkileyeceği görüşünde birleşti.
California Teknoloji Enstitüsü'nden (Caltech) Teorik Fizikçi Prof. Dr. Alistair Finch, bu keşfin önemini vurgularken şunları kaydetti:
"Eğer Güneş Sistemi gerçekten bu kadar hızlı hareket ediyorsa, Samanyolu Galaksisi'nin dış bölgelerindeki Karanlık Madde Halemizin yoğunluğu ve şekli, şu an kabul ettiğimiz standart Lambda CDM Kozmolojik Modelinin öngördüğünden farklı olmalıdır."
Prof. Finch, yeni hız verilerinin galaksimizin kütleçekim potansiyelini anlamada bir dönüm noktası teşkil ettiğini belirtti. Bu durum, aynı zamanda Güneş Sistemi’nin galaktik düzlemde gerçekleştirdiği dikey salınımların periyodunu ve genliğini de etkileyerek, galaksimizdeki yaşamın evrimi için kritik olan periyodik kuyrukluyıldız bombardımanları gibi olayların sıklığını da yeniden değerlendirmeyi gerektirdi.