Paris, 2025 baharında, Afrikalı ve Afrika diasporasından sanatçıların eserlerini bir araya getiren “Siyah Paris” sergisine ev sahipliği yapmaya hazırlandı.

Galerie Perrotin’de başlayacak sergi, Siyah kimliklerin sanatsal ifadesini ve Paris’in çok katmanlı kültürel dokusunu keşfetmeyi amaçladı. Pharrell Williams’ın küratörlüğünde düzenlenen bu etkinlik, 40 sanatçının eserleriyle Siyah estetiğin tarihsel ve çağdaş yansımalarını gözler önüne serdi. Sergi, 19 Nisan’a kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

“Siyah Paris”, yalnızca bir sanat sergisi değil, aynı zamanda Paris’in tarihsel ve kültürel kimliğini yeniden sorgulayan bir platform. Sergi, Monica L. Miller’ın Slaves to Fashion: Black Dandyism and the Styling of Black Diasporic Identity adlı çığır açan kitabından ilham alıyor. Miller, Siyah modasının ve estetiğinin, Atlantik diasporası boyunca kimlik inşasında nasıl bir rol oynadığını araştırıyor.

Sergide, Tyler Mitchell’in çarpıcı fotoğrafları, Torkwase Dyson’ın soyut enstalasyonları ve diğer sanatçıların eserleri, 12 tematik bölümde Siyah stilinin evrimini izleyiciyle buluşturuyor. Bu bölümler, 18. yüzyıl dandy kültüründen 21. yüzyılın çağdaş moda hareketlerine uzanan geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

Sanat tarihçisi ve küratör Andrew Bolton, serginin önemini şu sözlerle vurguladı:

“Siyah Paris, yalnızca estetik bir kutlama değil, aynı zamanda Siyah kimliklerin tarihsel olarak nasıl şekillendiğini ve temsil edildiğini sorgulayan bir diyalog.”

Bolton, serginin, Paris’in çok kültürlü geçmişini ve Siyah toplulukların bu mirasa katkılarını yeniden düşünmeye olanak tanıdığını belirtti. Sergi, özellikle Josephine Baker gibi ikonik figürlerin Paris’teki sanatsal etkisine ve 1920’lerin Harlem Rönesansı’yla olan bağlarına odaklanarak, şehrin Siyah kültürle olan ilişkisini derinlemesine inceledi. Uluslararası sanat camiasından da sergiye büyük ilgi var.

Londra merkezli sanat eleştirmeni Rachel Spence, “Siyah Paris’in, Avrupa’nın kültürel başkentinde Siyah sanatçıların görünürlüğünü artırma potansiyeline sahip olduğunu” ifade etti. Spence, serginin, Siyah sanatçıların tarihsel olarak dışlanmış anlatılarını merkeze alarak, Paris’in sanatsal kimliğini yeniden tanımladığını vurguladı.

Benzer şekilde, Venedik Bienali’nin eski küratörlerinden Francesco Bonami, serginin “Siyah estetiğin evrensel bir dil olarak nasıl işlediğini gösterdiğini” söyledi.

Serginin bilimsel temelleri, Paris’teki Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales (EHESS) bünyesinde yürütülen araştırmalara dayanıyor. Sosyolog Pap Ndiaye, Paris’in 20. yüzyıl boyunca Siyah entelektüeller ve sanatçılar için bir çekim merkezi olduğunu belirtti. Ndiaye’ye göre, “Paris, Aimé Césaire, Léopold Sédar Senghor ve Frantz Fanon gibi figürlerin Negritude hareketini geliştirdiği bir merkezdi. Bu sergi, bu mirası günümüz sanatıyla buluşturarak yeni bir diyalog başlatıyor.” Ndiaye, serginin, Siyah Paris’in yalnızca tarihsel bir fenomen olmadığını, aynı zamanda günümüzde de yaşayan bir kültürel hareket olduğunu gösterdiğini ekledi.

“Siyah Paris” sergisi, ziyaretçilere interaktif bir deneyim de sunuyor. Dijital enstalasyonlar ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojisi, izleyicilerin Siyah sanatçıların eserleriyle daha derin bir bağ kurmasını sağlıyor. Örneğin, Tyler Mitchell’in fotoğrafları, AR aracılığıyla izleyicilere sanatçının yaratım sürecini ve eserlerin ardındaki hikâyeleri keşfetme fırsatı veriyor. Bu yenilikçi yaklaşım, serginin genç nesillerle bağ kurmasını ve çağdaş sanatın erişilebilirliğini artırmasını sağlıyor.

Galerie Perrotin’in direktörü Emmanuel Perrotin, serginin mekana özel tasarlandığını belirtti:

“Paris’in Haut Marais bölgesinde yer alan galerimiz, bu sergiyle Siyah sanatçıların sesini yükseltmek için bir platform sunuyor. Pharrell Williams’ın vizyonu, bu mekanı bir kutlama ve sorgulama alanına dönüştürdü.”

Perrotin, serginin, Paris’in sanatsal çeşitliliğini yansıtan bir ayna görevi gördüğünü vurguladı.

Sergiye paralel olarak, 8 Mart 2025’te Europa Expérience Paris’te düzenlenecek Uluslararası Kadın Hakları Günü etkinliği, Siyah kadın sanatçıların katkılarını öne çıkaracak bir dizi panel ve atölye çalışması sunacak. Bu etkinlik, serginin kapsayıcı yaklaşımını güçlendirerek, Siyah kadınların sanat ve kimlik alanındaki rollerini tartışmaya açacak.

“Siyah Paris”, sanat, tarih ve kimlik kavramlarını bir araya getirerek, Paris’in kültürel manzarasını yeniden şekillendiren bir deneyim vadetti. Afrikalı ve diasporik sanatçıların gözünden anlatılan bu hikâye, hem yerel hem de küresel izleyiciler için derin bir anlam taşıyor.

20 Mart’tan itibaren Galerie Perrotin’de başlayacak bu sergiyi kaçırmayın; çünkü Siyah Paris, yalnızca bir sergi değil, bir kültürel devrimin başlangıcı.