Seçimler ve görüşmeler

Cumhurbaşkanı Sayın Talat 19 Ocak’ta Akis programında  “19 Nisan seçimleri müzakere sürecini etkilemez; işbaşına gelecek hükümet, hükümet programını benim Türkiye ile birlikte yürüttüğüm müzakere esaslarına göre uyarlayacaktır” demiş. Yeni bir hükümetin “Türkiye ile birlikte yürütülen” müzakere esaslarına karşı çıkamayacağını savunmuş. Ben Türkiye ile birlikte müzakereleri yürütürken muhalefet partileri “uzlaşmaz politikadan vazgeçmemi, Türkiye’ye kulak vermememi”  savunuyorlardı.

Anavatandan destek
Annan Planı’na kadar iktidarda olan partilerse Türkiye ile birlikte yürüttüğümüz müzakereleri desteklemişlerdir. Annan Planı’nda ben Türkiye ile aynı çizgide olamayacağım içindir ki görüşmelerden çekildim ve görevi “derhal çözüm” yanlılarına devrettim. Dolayısıyla “işbaşına gelen”  yeni bir hükümet halktan “KKTC devam etmeli, egemenlikten vazgeçilemez, tek halk değil iki halkın eşitliğine ve egemenliğine dayalı bir ortaklık” yetkisi alarak gelmişse Sayın Talat, etik açıdan, tek halka, tek devlete, tek egemenliğe dayalı bir müzakereyi yürütemeyeceğini anlamak ve gereğini yapmak zorundadır. Türkiye, bugüne kadar tek halk, tek devlet formülünü kabul ettiğini açıkça beyan etmiş değildir, sadece Talat-Hristofyas görüşmelerini desteklediğini söylemekle yetinmiştir. Ancak bunun karşısında Sayın Toptan ile Sayın Çiçek’in ve Sayın Gül’ün iki halkın ve iki devletin ortaklığından bahseden açıklamaları vardır ki bu açıklamalar Annan Planı’ndan önce TBMM’de oybirliğiyle alınmış (ve bugüne kadar aksi bir kararla ortadan kaldırılmamış) milli çizgimizin ifadeleridir. Ayrıca Türk ulusunun bir bütün olarak üzerinde durduğu milli düşüncenin de yansımasıdır.
Halk tercihini  “KKTC-Egemenlik-Türkiye’nin fiili ve etkin garantisinden” yana koyduğu takdirde Sayın Talat müzakereleri bu çizgiye çekmek veya benim Annan Planı döneminde yaptığım gibi görevden ayrılmak zorunda kalacaktır. Halkın reddedeceği formüller üzerinde müzakereye devamın hiçbir yararı olamaz.

Milli çizgiye gelmeliyiz
Bu nedenledir ki “KKTC ve bağımsızlığım, egemenliğim, fiili ve etkin Türk garantisinin devamı” diyen partilerin milli davayı hırpalamayacak işbirliğine girmeleri ve Annan Planı’nı destekleyerek aldanmış ve halkımızı da aldatmış olan partilerin de milli çizgiye gelerek seçimlerde milli davaya zarar verecek girişim ve söylemlerden sakınmaları hepimizin çıkarına olacaktır. Sayın Talat “Ayrı devlete, ayrı egemenliğe gerek yoktur, Rumlar değişmişlerdir,yaptıklarını yeniden yapmazlar, Kıbrıs Kıbrıslılarındır”  diyenlere dayanacak olursa ileride çok zor durumda kalacağını
bilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları