Baş ağrısı, dünya genelinde en yaygın şikayetlerden biri olsa da, uzmanlar bu ağrıların çok az bir kısmının altta yatan ciddi bir hastalığın habercisi olduğunu belirtti. Ancak bu nadir durumların erken teşhis için kritik öneme sahip olduğu ifade edildi.

Amerikan Nöroloji Akademisi'nden (AAN) Dr. Elizabeth Loder, "Hastaların büyük çoğunluğunun baş ağrısı, gerilim tipi veya migren gibi birincil ağrılardan kaynaklanıyor. Fakat, hayatında ilk kez bu kadar şiddetli bir ağrı hisseden ya da sürekli artan ağrılara sahip olan kişilerin gecikmeksizin doktora başvurması şarttır" ifadesini kullandı.

Beyin tümörlerine bağlı baş ağrıları, genellikle kafa içi basıncının artması ya da tümörün sinirlere doğrudan baskı yapması sonucu ortaya çıktığı bildirildi. İngiltere merkezli nöroşirürji uzmanı Prof. Dr. Richard Gullan, tümöre bağlı ağrıların kendine has özellikler taşıdığını aktardı:

"Bu tür ağrılar sıklıkla sabahları daha şiddetli olur ve bazen kusma eşlik edebilir. Ağrıya ek olarak, görme bozukluğu, denge kaybı veya kol/bacaklarda güçsüzlük gibi nörolojik semptomların eşlik etmesi, acil değerlendirme gerektiren ikincil bir baş ağrısına işaret edebilir"

Baş ağrısının ciddi nedenleri arasında sadece tümörler yer almıyor; menenjit (ateş ve ense sertliği ile birlikte), beyin kanamaları (anevrizma yırtılması) ve venöz tromboz (beyinde kan pıhtısı) da ani ve şiddetli baş ağrısıyla kendini gösteren acil durumlar arasında sıralandı.

MİGREN TEDAVİSİNDE ÇIĞIR AÇAN YENİ YAKLAŞIMLAR

Baş ağrılarının büyük bir bölümünü oluşturan migren, son yıllarda geliştirilen bilimsel yaklaşımlarla daha etkili bir şekilde kontrol altına alınmaya başlandı.

CGRP İnhibitörleri: Migren atağının oluşmasında rol oynayan CGRP (Kalsitonin Gen İlişkili Peptid) adı verilen molekülü hedef alan yeni nesil ilaçlar ve antikor tedavileri (Migren Aşısı olarak da anılıyor) geliştirildi. Bu tedaviler, migren ataklarının sayısını ve şiddetini azaltmada önemli başarı gösterdi. Yapılan klinik çalışmalarda, Rimegepant ve Ubrogepant gibi yeni ilaçların akut atak tedavisinde etkili ve güvenli olduğu tespit edildi.

Dijital Terapiler: Geleneksel tedavi yöntemlerinin yanı sıra, teknoloji tabanlı yeni çözümler de gündeme geldi. ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), CT-132 adı verilen, akıllı telefonlar üzerinden çalışan dijital terapi uygulamasına izin verdi. ReMMi-D ve ReMMiD-C gibi Faz 3 çalışmaları, bu uygulamanın aylık migren günlerini anlamlı ölçüde azalttığını ve hastaların yaşam kalitesini yükselttiğini gösterdi.

ABD'deki Yale Baş Ağrısı Merkezi'nden nörolog Dr. Peter J. Goadsby, bu yenilikleri değerlendirdi: "Migren araştırmalarındaki bu ilerleme, özellikle CGRP antikorları ile birlikte, kronik migren hastaları için büyük bir dönüm noktası oldu. Artık sadece ağrıyı kesmek yerine, migrenin temel mekanizmalarını hedef alan güçlü koruyucu tedavi seçeneklerimiz mevcuttur," sözleriyle gelişmeleri özetledi.

Baş ağrısı tedavisinde uygulanan Sinir Blokajı ve girişimsel olmayan Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS) gibi nöromodülasyon yöntemlerinin de ilaç tedavisine dirençli vakalarda giderek daha sık kullanıldığı bildirildi.