Tedavi edilmeyen ilerlemiş varislerin, derin ven trombozu ve akciğer embolisi gibi ölümcül sonuçları tetikleyebileceği bilimsel çalışmalarla ortaya kondu.
Bacak damarlarında görülen genişleme ve şişliklerle belirginleşen, halk arasında "varis" olarak bilinen kronik venöz yetmezliğin ileri dereceleri, uluslararası alanda tanınmış uzmanlar tarafından yaşamı tehdit eden bir tablo olarak tanımlandı.
Genellikle estetik bir sorun olarak algılanan bu durumun, tedavi edilmediğinde kalp ve damar sağlığı açısından dramatik sonuçlar doğurabildiği, yeni bilimsel çalışmalarla desteklendi.
BİLİMSEL VERİLERLE DESTEKLENEN KRİTİK UYARI
Varis, bacaklardaki toplardamar kapakçıklarının işlevini yitirmesi sonucu kanın kalbe geri pompalanmak yerine bacaklarda birikmesiyle ortaya çıktı. Bu durum, damar içi basıncı artırarak başlangıçta ağrı, şişlik ve yorgunluk hissi ile kendini gösterdi. Ancak ilerleyen evrelerde, doku hasarı, cilt rengi değişiklikleri, iyileşmeyen bacak ülserleri ve en önemlisi derin ven trombozu (DVT) gibi ciddi komplikasyonlara neden olduğu vurgulandı.
ABD'nin önde gelen vasküler cerrahi otoritelerinden Dr. Mark White, konuya ilişkin açıklamasında, "İnsanlar varisleri sadece ağrıyan damarlar olarak görme eğilimindeyken, asıl büyük tehlike bu damarların içinde pıhtı oluşması ihtimalidir" ifadelerini kullandı.
Dr. White, ilerlemiş venöz yetmezlik hastalarında pıhtı atma riskinin önemli ölçüde yükseldiğine dikkat çekti ve bu pıhtıların akciğere ulaşarak pulmoner emboli (akciğer embolisi) dediğimiz, sıklıkla ölümcül seyreden duruma yol açabildiğini ifade etti.
KRONİKLEŞEN YARA VE ENFEKSİYON RİSKİ
Öte yandan, İngiliz Vasküler Biyoloji Derneği üyesi Prof. Dr. Elizabeth Harris, hastalığın son evresi olan ve halk arasında "varis yarası" olarak bilinen venöz ülserlere odaklandı.
Prof. Harris, uzun süreli yüksek venöz basıncın cilt altındaki dokuyu zayıflattığını ve genellikle ayak bileği çevresinde iyileşmesi zor, kronik yaraların oluşmasına zemin hazırladığını belirterek, "Bu yaralar, sadece yaşam kalitesini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda ciddi ve kontrol altına alınması güç enfeksiyon kapma potansiyeli taşır, bu da bazen uzuv kaybına veya sepsise kadar giden sonuçları beraberinde getirdi" diye konuştu.
Geçmişte yapılan büyük çaplı kohort araştırmaları, kronik venöz yetmezliği olan bireylerde DVT gelişme riskinin, genel popülasyona göre belirgin şekilde daha yüksek olduğunu gözler önüne serdi.
Uzmanlar, özellikle hareketsiz yaşam tarzı, obezite ve genetik yatkınlığı olan kişilerin, basit bacak şişliklerini dahi ciddiye alıp bir kalp damar cerrahına başvurması gerektiğini önemle bildirdi.
Tıbbi camia, hastalığın erken tanısı ve etkin tedavi yöntemleriyle (lazer, radyofrekans veya cerrahi müdahale) bu hayati risklerin büyük ölçüde ortadan kaldırılmasının mümkün olduğunu vurguladı.