Toplum içinde konuşma korkusu, sosyal kaygı bozukluğu olarak tanımlanan, pek çok insanın zaman zaman veya sürekli yaşadığı bir durum. Özellikle büyük bir topluluk önünde konuşma yapma düşüncesi, insanların stres seviyelerini artırabilir, hatta bazılarında panik ataklara neden olabilir. Bu durum, kişilerin profesyonel ve sosyal yaşamlarını olumsuz etkileyebilir. Ancak, bilimsel araştırmalar ve psikolojik yaklaşımlar, bu korkunun üstesinden gelmenin yollarını sundu.

SOSYAL KAYGI NEDİR?

Sosyal kaygı, bir kişinin toplum içinde küçük bir grup ya da büyük bir topluluk önünde kendini yetersiz, utanç verici veya eleştirilen biri olarak hissetmesine yol açan duygusal bir durum.

Londra Üniversitesi'nde psikiyatri profesörü olan Dr. David Clark, sosyal kaygıyı, "Bireylerin topluluk önünde kendilerini sürekli olarak olumsuz bir şekilde değerlendirmeleri, sosyal kaygının temelini oluşturur. Bu durum, kişilerin toplumsal etkinliklerden kaçınmalarına veya bu tür durumlarda aşırı endişe duymalarına neden olabilir" şeklinde tanımladı.

Sosyal kaygı, çoğu zaman konuşma korkusuyla birleşir. Toplum içinde konuşma yapma, özellikle bu tür bir kaygı bozukluğu yaşayan bireyler için korkutucu ve engelleyici olabilir. Kişinin kendini ifade etme isteği, korku ve utanç duyguları tarafından bastırılır.

BEYİN VE SOSYAL KAYGI ARASINDAKİ İLİŞKİ

Sosyal kaygı, beyinde bulunan amigdala adı verilen yapının aşırı aktifliğiyle ilişkili.

Psikoloji profesörü ve sosyal psikoloji uzmanı Dr. Barbara Fredrickson, amigdalanın duygusal yanıtları yönettiğini ve bu bölgedeki aşırı uyarılmanın kaygı seviyelerini artırabileceğini belirterek, “Sosyal kaygıyı azaltmak için, amigdalanın aşırı tepki vermesini engellemek önemlidir. Bu, genellikle psikoterapi ve gevşeme teknikleriyle sağlanabilir” dedi.

SOSYAL KAYGIYI YENMEK İÇİN BİLİMSEL YÖNTEMLER

1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)

Sosyal kaygıyı tedavi etmede en etkili yöntemlerden biri, bilişsel davranışçı terapi (BDT) olarak öne çıktı.

BDT, kişilerin olumsuz düşünce kalıplarını fark etmelerine ve bu düşüncelerle başa çıkmalarına yardımcı olur.

Psikoterapi uzmanı Dr. Mark Williams, "BDT, kişilerin kendilerine olan güvenlerini artırmalarına ve toplum önünde konuşma gibi korkularını yönetmelerine yardımcı olabilir. Terapi sırasında bireyler, korkularını daha küçük, yönetilebilir parçalara ayırmayı öğrenirler" açıklamasında bulundu.

2. Maruz Kalma Terapisi

Maruz kalma terapisi, kişiyi korktuğu durumlarla yüzleştirerek kaygıyı azaltmayı amaçladığı bildirildi.

Sosyal kaygı bozukluğu uzmanı Dr. Richard Heimberg, bu yöntemin etkinliğine dair şu açıklamada bulundu:

“Maruz kalma terapisi, bireyleri toplum içinde konuşmaya başlamak için yavaşça adım adım cesaretlendirir. Kişi önce küçük gruplarda, sonra daha büyük gruplarda konuşmaya başlar, bu süreçte kaygı seviyesi azalır.”

3. Gevşeme Teknikleri ve Nefes Egzersizleri

Nefes egzersizleri, kişilerin aşırı kaygı duyduğu anlarda rahatlamalarına yardımcı olabilir.

Psikiyatri uzmanı Dr. James Schwartz, "Derin nefes alma ve kas gevşetme teknikleri, kişinin zihinsel olarak daha rahatlamasına ve vücudundaki gerilimi azaltmasına yardımcı olur. Bu yöntemler, anksiyetenin azaltılması ve daha kontrollü bir konuşma deneyimi sağlanmasında etkilidir" dedi.

4. Sosyal Destek ve Pratik Yapmak

Sosyal destek, konuşma korkusunu aşmada önemli bir rol oynar.

Psikolog ve yazar Dr. Susan Cain, "Toplum önünde konuşma korkusunu yenmek için en önemli adımlardan biri, güvenli bir ortamda ve destekleyici bir grup içinde alıştırma yapmaktır. Arkadaşlar veya destek gruplarıyla yapılan pratikler, kişiye cesaret verir ve kaygıyı azaltır" şeklinde öneride bulundu.

KONUŞMA KORKUSUNUN ÜSTESİNDEN GELMEK MÜMKÜN

Sosyal kaygı, zaman zaman herkesi etkileyebilecek bir durumdur, ancak doğru yöntemlerle bu korkuyu aşmak mümkün.

Bilişsel davranışçı terapi, maruz kalma terapisi ve gevşeme teknikleri gibi bilimsel yöntemler, sosyal kaygıyı aşmak için etkin çözümler sunmakta. Kişilerin kendilerine güvenmeleri, küçük adımlarla başlayarak kaygılarını yönetmeleri ve sosyal destek almaları önemli.

Dr. David Clark, "Toplum içinde konuşma korkusunun üstesinden gelmek zaman alabilir, ancak doğru destek ve yöntemlerle başarıya ulaşılabilir. Önemli olan, kişisel sınırları tanımak ve her küçük ilerlemeyi kutlamaktır" dedi.