Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Türk Dışişleri'ne ihale edilen rol ne?

Az şey değildir daha birkaç ay önce el ele, göz göze, kucak kucağa fotoğraf verdiğin, elinden 'ödüller aldığın' bir bedeviyi, birkaç ay sonra boy hedefi haline getirmek.

Ama bizimkiler beceriyorlar işte.

Hakeza Yahudi kuruluşundan aldığı 'cesaret madalyasını' omuzlarına takıp, sonrasında 'One minute' diye efelenmek; efelenip de 9 vatandaşının kanını Akdeniz'in serin sularına sızdırmak.

Zamanında sırtına yüklenen 'BOP Eş Başkanlığı' görevini bir övünç vesilesi saymak ile bugün darmadağın olan bölge ülkelerinin haline içlenmek, olsa olsa 'karanlıkta yol aramanın' hazin sonu diye özetlenebilir.

İçeride tezgahlanan 'kabuk tutmuş yaraları' kaşıyarak ve 'geçmişe sövme korosu' oluşturarak iktidarı perçinlemek numarası dışarıda pek tutmuşa benzemiyor.

Algılayabildiğimiz kadarıyla 'dışarıdaki' varlığımız, Big Brother'ın üstümüze diktiği gömleğin iç cebine sıkıştırılmış vaziyette.

Buldukları her fırsatta mevcut Anayasayı ağızlarına sakız edip, "Türkiye'ye artık dar geliyor, yerimiz küçük oynayamıyoruz" diyenler, küresel oyunda kendilerine layık görülen 'figüran' rolünü pek bir benimsemiş görünüyorlar.

At koşturdukları alan giderek daralıyor.

Elde avuçta kalan, haritada 'toplu iğne başı' kadar yer tutmayan ülkelerin lütfettiği vize kolaylığı.

+   +   +

Kuşbakışı bir görünüş ile dünyanın en kilit noktasındaki Türkiye'nin dış ilişkilerini tamamen 'günü kurtarma' üzerine oturtulmuş durumda.

Kuzey'e dönüyorsunuz, Rusya ile neredeyse 'çatışma vaziyeti' almış durumdayız; Gürcistan ve Azerbaycan ile örtülü bir gerilim; Ermenistan'a zoraki bir tebessüm.

Güney'e iniyorsunuz, turuncu devrim ile iktidara gelenler bile Türkiye'ye öfke kusuyor; Mısır, ikide bir "Çek elini içimizden" diye fırça atıyor; İsrail teyakkuz halinde tepemize binmek için fırsat kolluyor.

Doğu'da adeta 'Bizans' rüzgarları esiyor.

İran, Rusya ve Çin ile kurduğu gizli ittifaka dayanarak bölgede ortaya çıkan her krizi 'kendi lehine' çevirme telaşı ile yatıp kalkıyor.

Irak, ellerinden gele Türkiye'yi 'bir kaşık suda' boğmaya meraklı ne kadar türedi varsa, hepsinin doğal üssü haline gelmiş bulunuyor.

Suriye, bir zamanlar "Konfederasyon kuralım" diye yüzüne gülenlerin arkadan sapladığı hançer ile 'bölünme' noktasında.

Dönün yüzünüzü Batı'ya, bir tarafı Merkel'e öbürü Hollande'a kota edilmiş durumda.

İngiltere, İtalya ve diğer AB ülkeleri bilinen çizgilerinden milim sapmadan, bunların tabiriyle 'ilmi siyaset' üzerinden işi kotarmanın peşindeler.

Yani önüm arkam sağım solum sobe.

+   +   +

Her ülkenin 'kendince bir hesabının' olmasından tabii ki daha doğal bir şey olamaz.

İşin anormal olan tarafı, dengelerin tamamen 'çıkar çatışması' üzerine kurulduğu bir dünyada artık 'herkese mavi boncuk dağıtma' cinliğinin beş para etmeyeceğini anlayamamak.

Yahu dünyayı da bir yana bıraktık.

Şunun şurasında 'yavru vatan' diye bellediğimiz KKTC ile kopma noktasına gelen ilişkileri dahi olumlu bir çizgiye getiremedik.

Asıl gözden ırak tutulan ise Ankara'nın Türk Cumhuriyetleri ile irtibatının neredeyse 'kesilme derecesine' getirilmesi.

Mikrofonu ellerine her alışlarında 'bir yığın etnik grubun' kardeşliğinden söz edenler, '250 milyonluk' Türk Dünyası'nı ısrarla ve inatla görmezden geliyorlar.

Sanırsınız ki, Türk Dünyası ile ilgili konular özelleştirilmiş; 'ABD'nin gönüllü emir erleri' zaten oralarda 'gerekli çalışmayı' yapıyorlar.

Dışişleri'ne biçilen rol ise civardaki Müslüman halkları 'ABD' ve 'AB' emperyalizmine 'sıcak bakacak' kıvama getirmek.

Allah için hayli gayret harcadı bizimkiler bu konuda.

Ama 'senaryonun bir bölümü' kendilerinden saklanmış olacak ki ortaya çıkan her gelişme sonrasında 'boş gözler' ile ateş topuna dönen bölge ülkelerine bakıp bakıp yutkunuyorlar:

- "Neler oluyor yahu?" 

+   +   +

Ne olduğunu dünya alem biliyor.

'Bilemeyen' ya da 'bilmezden gelenler' ise yedikleri onca kazığa rağmen hala 'sıfır sorun' pembe rüyası peşinde koşmaya devam edenler.

Bu bakış açısıyla ellerinde daha çoook 'sıfır' kalacağını söylemek, sadece bir gerçeğin tespiti olsa gerek.

Bakalım ne vakit uyanacaklar.

 

Yazarın Diğer Yazıları