Üç büyük yanlış

Üç büyük yanlış

Siyasi, sosyal ve ekonomik konjonktürü etkileyen üç büyük yanlışımız var…

* Faiz politikası;

* Şanghay İşbirliği Örgütü''ne üyelik hedefi,

* Mülteci sorunu.

Bu üç büyük yanlışı elbette ki, siyasi iktidarın ve hükümetin kararıdır. Ama bilmemiz gerekir ki, bu üç yanlış devam ederse, siyasi ve ekonomik istikrar sorunu da tırmanır. Bu yanlışlardan dönmemiz gerekiyor.

1. Faiz politikasının gerekçesi ne olursa olsun, sonuçları itibariyle bu güne kadar ekonomik istikrarı bozdu. Kur şoku ve TL krizi yarattı. Eğer faiz yanlışında devam edersek, dönüşü olmayan ağır bir bunalıma gireceğiz.

Yüzde 80 enflasyonda faizleri yüzde 13''e indirmenin açıklanan iki gerekçesinden birisi ihracatta rekabet gücünü artırma ve cari fazla yaratmaktı. Ters tepti. Eksi reel faiz kur artışına neden oldu. Kur artışı ise ithal girdi fiyatlarını artırdı. Hem hiper enflasyon riski arttı. Hem de Türkiye ilk 7 ayda son on yılın en yüksek cari açığını verdi.

İkincisi ekonomiyi canlı tutmak idi. Bu sene ilk iki çeyrekte büyüme oldu. Ama son iki çeyrekte devam etmeyecek. Çünkü nominal gelir artışı enflasyonun altında kaldı. Halkın satın alma gücü düştü. Toplam talep daraldı.

Dahası cari açığa dayalı büyüme, potansiyel büyümeyi düşürür.

Aşağıdaki tabloda, 2010 temel yılına göre; dolar kurundaki artış ve YD-ÜFE endeksini karşılaştırdık. YD-ÜFE; yurt dışına ihraç edilecek ürünlerin üretici fiyatlarını gösteriyor. Yİ-ÜFE, kur artışlarından daha fazla artmış. Oysaki ihracat mallarında ithal girdi payı yüzde 70 dolayındadır.

Yüksek enflasyon ortamında, malımı yerine koyamam diye üretici maliyetleri kur artışı üstünde artırıyor. Bu durum yeni maliyet artışına ve yeniden enflasyona neden oluyor.

2. Demokrasi - hukuk, laik devlet ve serbest piyasa ekonomisi alanında Türkiye 200 yıldır batı çizginde yürüyor. Avrupa Konseyi kuruluşunda üye olduk,  NATO''da güçlü orduya sahip ülke olarak kendimizle övündük. Şimdi niyet veya şantaj olsun, Şanghay üyelik tartışması bile Türkiye''yi Batı''dan koparacak. Demokrasi, hukuk ve insan hakları alanında en geri 9 ülke arasına sokacaktır. 

Şanghay İşbirliği Örgütü, kendi açıklamalarına göre NATO ve batı karşıtı ve alternatif bir örgüttür. Türkiye bu örgüte üye olursa, Batı''dan kopmak zorundadır. Bu karar hepimizi ve ülkenin geleceği ile ilgili bir karardır. Sayın Cumhurbaşkanının,  hükümetin ve iktidar partisinin kararı ile ülkenin geleceği çizilemez. Halkın 2023 seçimlerinde bu durumu dikkate alması gerekir.

3. Mülteci konusuna gelirsek;

Suriyeliler ve Afganlarla ilgili dört gerçek var:

Bir… On milyon parasız ve işsiz insanın olduğu bir Türkiye''de ekonomik kalkınma ve sosyal istikrar sağlanamaz. Zaten yetmiyormuş gibi birde Suriye Mafyası oluştu.

İki… Bu kadar sığınmacı sırayla vatandaş yapılıyor. Bu gidiş milli birliğimize ve kültürümüze konulan dinamittir. Toplum siyasi tercihlerinde iyi düşünmeli ve milli değerlerimizi tahribattan kurtarmaya öncelik vermelidir.

Üç… Ailesini, eşini, kardeşini bırakıp gelen Suriyeli ve Afgan gençlerin ideolojisi nedir? Dahası bunlar AKP iktidarına sahip çıkmalıyız diye video yayınlıyorlar. Oy verme yetkisi olmayanlar nasıl ve hangi yolla AKP''ye sahip çıkacaklar. Bunlar bayramlarda memleketlerine gidip geliyorlar. Yani mülteci değiller. O zaman neden bunları besliyoruz? Bu sorular toplumu rahatsız ediyor.

Dört… Türkiye de yüksek enflasyonda yoksul sayısı arttı. Mültecilere yapılan ve hükümetin söylediği 50-60 milyar dolar halkın refahı için harcayabilirdik. Siyasi iktidar insani yaklaşım diyor ama tehdit altındaki bizim insanımız insan değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları