İdamını roman okuyarak bekledi

52 yıl önce 6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş acaba son günlerini nasıl geçirdi, neler yaptı?

Bu sorunun yanıtını 19 Ocak 1972’de babasına yazdığı şu mektupta bulmak mümkün:
“Baba… Daha evvel yazdığım mektup eline geçmiştir herhalde.
Burada durum bildiğin gibi. Ben kitap okumaya devam ediyorum.
Gönderdiklerini okudum.
‘Savaş ve Barış’ın diğer ciltlerini sabırsızlıkla bekliyorum.
Şimdi Hugo’nun 93 İhtilali’ni yeni bitirdim.
Ayrıca yanımda Neruda ile Brech’in şiirleri var. Tekrar tekrar okuyorum onları.
Hani Eflatun ile ilgili bir olay var. 84 yaşında kitap okurken ölmüş. Kendimi Eflatun’la ölçmek diye bir şey yok kafamda, ama aslında çok iyi bir örnek olay bu.
Her ne kadar okuduklarımın çoğunluğu bilimsel değil sanat yapıtı olsa da yine de onların önemini küçültmüyor. İnsan aradığı bir sürü şeyi bulabiliyor Tolstoy’da.
Millî Savunma Bakanlığı’ndan kardeşler için izin çıktı. Onlar da ziyarete gelebilecekler…
Şimdilik hoşça kal. Herkese selam.”

...

Deniz Gezmiş, idamından hemen önce babasına yazdığı mektupta ise şöyle demişti:

“Baba, mektup elinize geçmiş olduğunda aranızdan ayrılmış olacağım.

Ben ne kadar üzülmeyin desem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanızı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. Önemli olan çok yaşamak değil yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir.

Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdi. Benim de tereddüde düşmeyeceğimden şüphen olmasın. Oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir. O bu yola bilerek girdi ve sonunun bu olduğunu biliyordu.

Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil Türkiye’de yaşayanların da anlayacağına inanıyorum.

Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara’da 1969’da ölen arkadaşım Taylan Özgür’ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul’a götürmeye kalkma.

Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.

Son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir; seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım.”

...

Peki, Deniz Gezmiş ve kendisiyle birlikte idam edilen Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hangi suçları nedeniyle idam edilmişlerdi, o suçların gerçek cezası ne olmalıydı?

Gezmiş ve arkadaşlarının iki suçu vardı:

Bunlardan biri Ankara’da bir bankayı soymaktı.

Diğeri ise yine Ankara’daki Amerikan tesislerinden 4 Amerikan askerini kaçırmaktı.

Kaçırdıkları askerlere kötü muamelede bulunmamışlar, götürdükleri apartman dairesinde bir odaya koymuşlar, üşümesinler diye battaniyeler vermişlerdi. Bakkaldan aldıkları çay, sucuk, peynir, sosisleri onlara ikram etmişler, Vietnam Savaşı’yla ilgili konuşmuşlardı. Bir süre sonra da o 4 ABD askerini serbest bırakmışlardı.

İşledikleri suçların yasalarımıza göre elbette cezası vardı ama bu kesinlikle idam değildi.

Kendi avukatlarının yanı sıra birçok hukukçu şu görüşü paylaşmıştı:

“Deniz Gezmiş ve arkadaşları bağımsız bir mahkemede yargılanmış olsalardı 10 yıl hapis cezası alırlar, geçerli infaz sisteminden yararlanarak yaklaşık 5 yıl hapis yatarlardı.”

Yazarın Diğer Yazıları