Ufuk Söylemez: "İktidarda panik var"

Ufuk Söylemez: "İktidarda panik var"
Türk Lirası'nın döviz karşısında değer kaybetmesiyle daha da kötüleşen ekonomimiz hakkında değerlendirmelerde bulunan eski Devlet Bakanı Söylemez, "Çift haneli enflasyon ve yüksek faizlerin altında sıkıntı iktidarın paniğe kapılmasına neden oldu" dedi.

Eski Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, iktidarın daha çok sertleşerek ekonominin bozulmasının, işsizliğin ve iflasların artmasının üstünü örtmeye çalıştığı görüşünü dile getirdi.

Sözcü’den Erdoğan Süzer’in aktardığına göre, eski Devlet Bakanı ve Milli Merkez Ankara Temsilcisi Ufuk Söylemez, son dönemde Sözcü yazarlarına dava açılması, televizyonlara kapatma cezası verilmesi, sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen'in polis eşliğinde adliyeye götürülmesinin iktidarın giderek daha da hırçınlaşmasından kaynaklandığını iddia etti.  Ufuk Söylemez, ekonominin bozulması, işsizliğin ve iflasların artmasının yanı sıra anketlerden de kötü haberler alan iktidarın daha çok sertleşerek kötü gidişin üstünü örtmeye çalıştığını belirtti.

Söylemez, milletin ağır borç yükü, işsizlik, çift haneli enflasyon ve yüksek faizlerin altında sıkıntı ve hoşnutsuzluğu arttıkça iktidarın paniğe kapılarak daha tahammülsüz, daha hoşgörüsüz, daha otoriter ve despotça yöntem ve davranışlara yöneldiğini ifade etti.

Ekonomideki kötü gidişin yanı sıra yaklaşan belediye seçimleriyle ilgili gelen anket sonuçlarının da iktidarda ciddi moral bozukluğuna yol açtığını anlatan Söylemez, her alanda işlerin bozulması nedeniyle iktidarın despotluğunun olağanüstü biçimde arttığını öne sürdü. Son dönemde Sözcü yazarlarına açılan davalar, FOX TV sunucusu Fatih Portakal'a yönelik saldırılar ve Metin Akpınar ile Müjdat Gezen'e açılan davaların bu gerilimden kaynaklandığına işaret eden Söylemez, şu değerlendirmeleri yaptı:

“İktidar panik içinde, yerel seçimlerde olası bir yenilgiden ve hesap vermek zorunda kalmaktan ve giderek iktidarını yitirmekten korktuğu için, böyle anti-demokratik, yargıyı siyasallaştıran bir görüntü veren baskıcı-otoriter ve toplumu ayrıştıran söylem ve tavırlara tevessül ediyor. Yayın yasakları, muhalif gördükleri gazeteci ve yazarları zindana gönderme girişimleri, ülkenin saygın sanatçılarını polis nezaretiyle mahkemeye sevk etmeleri, hepsi bu paniğin ve iktidarlarını yitirme korkusu sonucunda yapılıyor.”