Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Ülkeyi yağmalayan hain 'dış' mihraklar

Hadi bugün moda tabir ile biraz empati yapıp, şu 'dış mihraklar' olayına farklı bir açıdan yaklaşmak babından bir an için boğazın kıyılarına demir atıyoruz.

Öyle ya, madem bir "Bizi millet seçti, ancak millet yargılar" yaygarası var, halkın içine karışmalı ve halkın neler düşündüğüne şöyle bir kulak kabartmalı.

Hasır iskemleler ile donatılmış bir çay ocağında 'karper peynir' ve 'simit' eşliğinde güne başlıyoruz.

'Restorasyon' adı altında neredeyse iki yıldır muşambalarla sarılı cami karşımızda.

Hemen solumuzda yıllardan beri boş tutulan 'bir kamu kuruluşuna' ait sosyal tesis; içerisinde öylesine hummalı bir çalışma var ki; zira çimento torbaları ve kum tepecikleri ta uzaktan fark ediliyor.

Tam sağımızda ise adı bilmem kaçıncı kez değiştirilen ve arsası bir şekilde 'kamudan aşırılan' malum marketin iri reklam tabelaları.

Düştük bir kez 'dış mihrakların' peşine; çayımızı içip hemen yola koyuluyoruz; denize paralel gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz.

Kayrak taşları ile örülmüş olan duvarların 'tokatçılığı' ile nam yapmış olan müteahhidin eseri olduğunu biliyoruz.

Yolun ikinci kilometresinde ise hani şu 'millete küfreden' malum müteahhidin holding merkezi ile müşerref oluyoruz.

***

Hayranlık nazarları ile onu geçip Altunizade köprüsüne ulaştığımızda, yine vakt-i zamanında 'kamudan kapatılan', ön kısmı bir holdinge, arkası da TOKİ marifeti ile 'yandaşlara' ve 'yanaşmalara' dağıtılan bir başka kamu arazisine rastlıyoruz.

Hani şu daha sonra 'milyon dolar' karşılığında satışa çıkarılan villaları kastediyoruz.

Holding binası ile villaların arasında 'zata mahsus cami mi olur' eleştirileri üzerine bir yan yol ile sözüm ona 'umuma da açılan' cami çarpıyor gözlerimize.

Köprüyü geçip yokuşu tırmandığımızda İspark tarafından yaptırılan ve iktidar sahipleri dışında 'kime hizmet ettiği' pek bilinmeyen bir 'helikopter pisti' ile karşılaşıyoruz.

Pistin bitimindeki tarihi karakol adeta Sultan Hazretlerini Koruma Kolordusu hizmet karargahı gibi; bahçesinde 'zırhlı' son model cipler belli ki korumalara tahsis edilmiş.

En enteresanı daha yakın bir zamana kadar "Bu arsa OYAK'ın malıdır" tabelasının yer aldığı sol taraftaki devasa arazi.

O arazide de ismi hep iktidarla anılan bir firma tarafından yeni bir AVM inşa ediliyor.

Adeta 'Yeni Türkiye' profilini yansıtan etraftaki bu 'değişimi' ve 'gelişimi' ağzımız açık bir şekilde seyretmekten, ne yazık ki 'vatandaşın sesine' kulak kabartacak takatimiz kalmıyor.

***

Ama ahdettik bir kere; 'dış mihrakların' izini bulma umudunu asla kaybetmeden adımlarımızı biraz daha sıklaştırıp nefes nefese ulaşıyoruz Çamlıca tepesine.

Ben diyeyim 30, siz deyin 50, isimleri 'kolej', 'dershane', 'çocuk yuvası' ve 'sivil toplum derneği' olan kimi kurumlar adeta 'köstebek' gibi toprağı delerek, o güzelim çamları birer birer devirerek buraya yerleşmişler.

E haklarıdır; eğer 'bedelini' adam gibi ödeyip, 'imarını' da usulüne uygun bir şekilde hallettilerse kimin ne diyeceği olabilir ki?

Lakin insanın içine işliyor vesselam.

Kimse öyle Urla'ya falan gitmeye kalkışmasın; Üsküdar'dan Sultanbeyli yahut Alemdağ'a kadar şöyle bir yürüyün 'neyin ne olduğunu' gayet iyi anlayacaksınız.

Hele o "Yükseliyor" sloganlarına mevzu alan Ümraniye yok mu; mümkün mü gün içerisinde adeta 'arapsaçına' dönen trafiğini bir saatten önce geçebilmeniz?

Neyse meselemiz bu değil; biz milletin gözünün içine baka baka güzel memleketi soyup soğana çeviren, 'tüyü bitmemiş yetimin' hakkına göz diken 'hain dış mihrakların' peşindeyiz.

'Rengi', 'kokusu', 'şekli', 'şemaili' görünmese de, karda yürüyüp 'izini' belli etmese de ortada bir 'mihrak' olduğu kesin.

Nereden mi varıyoruz bu yargıya?

***

'Dış mihraklar' tezine yapışanların hemen hepsi kıyısından köşesinden bir şekilde 'yukarıda resmedilen tablonun' içerisinde.

Hele de o kendilerini 'en namuslu cemaat biziz' diye tanımlayanlar yok mu; 'kamu' ihalelerinden 'vakıf' mallarına çökmeye, 'ballı maaşlı' danışmanlıklardan, 'zengin enişte' avcılığına kadar her işin içindeler.

Muhteremlerin kalkıp da "Evet ya yolsuzluk, hırsızlık var" demeleri mümkün mü?

At topu 'dış mihrakların' üzerine kurtul.

Yemeyen kendisi bilir.

 

Yazarın Diğer Yazıları