Yüksek kötü kolesterolün damar çeperlerinde plak oluşturarak atardamarları "tıpa gibi tıkama" potansiyelinin, uzun süredir bilindiği gibi kalp krizine ve felce neden olmanın ötesinde, böbrek fonksiyonlarını da ciddi ölçüde bozduğu bilimsel araştırmalarla bir kez daha kanıtlandı.

Ateroskleroz (damar sertliği) olarak bilinen bu durumun, böbrekleri besleyen atardamarlarda daralmaya (renal arter stenozu) yol açarak organı yavaşça iflasa sürüklediği ifade edildi.

HARVARD’DAN KRİTİK VURGU: YAŞAM TARZI VE KARDİYOVASKÜLER RİSK

Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'ndan Epidemiyoloji ve Beslenme Profesörü Dr. Eric Rimm, yaptığı bir açıklamada, kolesterolün ve genel yaşam tarzı faktörlerinin kardiyometabolik hastalıklarla ilişkisi üzerine geniş kapsamlı araştırmalar yürüttüklerini belirtti.

Dr. Rimm, yüksek kolesterolün damar duvarındaki hasarı hızlandırdığını, bunun da sadece koroner arterleri değil, böbreklere giden damarları da etkilediğini vurguladı.

Uzman isim, özellikle şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi risk faktörleri olan bireylerde, damar tıkanıklığı riskinin katlanarak arttığını ve LDL kolesterol seviyelerinin sıkı kontrol altında tutulması gerektiğini dile getirdi.

KARDİYOLOGLAR ALARM VERİYOR: BÖBREK YETMEZLİĞİ VE KALP SAĞLIĞI AYRILMAZ BİR BÜTÜN

San Francisco Kaliforniya Üniversitesi (UCSF) Tıp Profesörü ve Kardiyolog Dr. Rita Redberg ise, kolesterol yüksekliğinin neden olduğu damar hasarının vücudun farklı bölgelerini etkilediğine ve kronik böbrek hastalığının da bu etkilenen organlardan biri olduğuna dikkat çekti.

Dr. Redberg, aterosklerozun böbrekleri besleyen damarları daraltması sonucu, zamanla böbrek fonksiyonlarının geri dönülmez şekilde bozulduğunu ifade ederek, “Kalp ve böbrek sağlığı ayrılmaz bir bütündür. Kalp damar hastalığı olan hastalarda böbrek sorunları görülme riski oldukça yüksektir” sözleriyle, önleyici tıp yaklaşımlarının kritik önem taşıdığını belirtti.

BİLİMSEL VERİLER TEHLİKEYİ DOĞRULADI

Çok sayıda bilimsel araştırmanın verileri, kandaki kolesterol düzeyinin yükselmesiyle birlikte kalp krizi, inme ve kronik böbrek hastalığı riskinin de arttığını ortaya koydu.

Uzmanlar, özellikle risk grubundaki hastalarda LDL kolesterol düzeyinin altında, hatta ideal olarak civarında tutulması gerektiği konusunda fikir birliğine vardı. Bu bulgular, kolesterol kontrolünün sadece kalp sağlığı için değil, tüm vücut damar sistemi ve böbrekler için hayati bir savunma hattı olduğunu gösterdi.