Yarasa kaynaklıysa mağara ekosistemi bozulmuştur

Yarasa kaynaklıysa mağara ekosistemi bozulmuştur
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim ve Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Albayrak, 'Coronavirüs'ün çok önemli bir boyuta geldiğini söyledi.

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim ve Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Albayrak, 'coronavirüs' ile ilgili "Bu virüs eğer yarasa kaynaklı ise yeni enfekte olmuş yarasalar vasıtasıyla bulaşı var demektir. Bu, mağaralarda ekosistemin bozulmasına işaret eder. Yarasanın kendisinde değilse, parazitlerinde de aynı şekilde bit, pire, yarasa örümceği gibi canlılarda da bir ihtimal bu virüs olabilir" dedi.

Prof. Dr. Albayrak, Çin'de yarasaların kahramanlığın timsali olduğunu belirtip, bunların meyve ile beslenen büyük yarasalar olduğunu kaydetti. Türkiye'de ise, yarasaların korkutucu ve ürpertici görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Albayrak, "O ülkelerde piliç gibi değerlendirilir. Etleri makbul sayılır. Geçim kaygısı ve besin bulma nedeniyle bunlar daha kolay erişilebilir besinlerdir. Bu bakımdan tercih edilir. Bizim tavukta bildiğimiz pişirme şekillerinin çok farklı şekilleri yarasalarda uygulanır. Oralarda bu gelenek halini almıştır. Bütünü yaban hayatına aittir. Yaban hayatına biz el sürdükçe, orada kurcaladıkça bilmediğimiz pek çok hastalık yapıcı bakteriler, virüsler, mantarlar bize bu çeşit tehditleri her zaman gösterecektir. Bizim biraz dikkatli olmamız gerekiyor" diye konuştu.

'EKOSİSTEMİN BOZULMASINA İŞARET EDER'

Prof. Dr. Albayrak, 'Coronavirüs'ün yarasa çorbasından geçtiği iddialarına ilişkin, şunları söyledi:

"Bu virüs eğer yarasa kaynaklı ise yeni enfekte olmuş yarasalar vasıtasıyla bulaşı var demektir. Çünkü yarasa çorbası asırlardır devam eden bir alışkanlıktır ve tüketiliyor. Esas menüsü yarasa ise enfekte olmuş bir popülasyondan getirilmiştir ya da yeni bir enfekte olmuştur. Bu mağaralarda ekosistemin bozulmasına işaret eder. Yarasanın kendisinde değilse, parazitlerinde de aynı şekilde bit, pire, yarasa örümceği gibi canlılarda da bir ihtimal bu virüs olabilir. Böylece bu yarasa çorbasıyla insana geçer. Bu 'zoonotik' bir geçiş diye tabir edilir."

'ENFEKTE OLMUŞ YARASALAR KULLANILIYOR DEMEKTİR'

Yarasa çorbasının sıcak suda yarasanın haşlanmasıyla, üzerine bazı sebzelerin ilave edilmesiyle hazırlandığını söyleyen Prof. Dr. Albayrak, "Yarasanın sonradan derisi atılır. Süzülen suya et kısmı konulur. Bazı kremalar ve soslar ilave edilerek, servise sunulur. Bu şekliyle sadece bundan kaynaklıysa, yarasada ve yarasanın üzerindeki parazitlerden virüsün geçtiği düşünülebilir. Belki de çorbaya başka şekilde destekler de olabilir. Bazı deniz ürünleri de katılmış olabilir. Böylece bu geçiş bulaşı söz konusudur. Bu popülasyonların yerinde incelenmesi gerekiyor. Eğer başka popülasyonlardan getirilmiş yarasalar varsa, bu durumda bir risk söz konusudur. Enfekte olmuş yarasalar kullanılıyor demektir" dedi.

'DENİZ ÜRÜNLERİ VE YILANLARDA RİSK OLUŞTURABİLİR'

Dünyada 1116 yarasa türü var olduğunu kaydeden Prof. Dr. Albayrak, bunun 200'ünün meyve yani bitkisel beslendiğini söyledi. Bu tür dışındaki yarasaların böcekçi olarak adlandırılan türler olduğunu belirten Prof. Dr. Albayrak, "Bunun dışındaki türler böcekçidir. Bu yarasaların haritada yayılışlarına bakıldığı zaman meyve yarasaları Çin'in Güney kısımlarına kadar yayılış gösterir. Burada bazı yarasa türlerine 'uçan tilki' de denilir. Bu beslenmede önemli rol oynarlar. Daha sonra çorbaları yapılır. Böyle bir risk varsa, bulaşıya sebep olabilir. Bunun yanında bazı deniz ürünlerinden veya yılanlardan da geçebileceği şeklinde yorumlar vardır. Bunlar da göz ardı edilemez. Bütün bu kitlesel ölümlerden korkuluyor. Bu hastaların çoğalması dünya üzerinde yayılması, hakikaten hepimizi korkutuyor. Ülkeler de bu şekilde önlemlerini alma çabası içerisindedir" diye konuştu.

'ÜLKEYE GİRİŞ YAPANLARIN KONTROL EDİLMESİ GEREKİYOR'

Prof. Dr. Albayrak, Türkiye'de ise 38 yarasa türünün olduğunu belirterek, "Hatay ile Antalya şeridi arasında bir tür olan 'rousettus aegyptiacus' adında mısır meyve yarasasıdır. Bunun herhangi bir riski yoktur. Bizim yaklaşımımız ve davranışımız farklı olduğu için besin olarak da kullanmadığımızdan dolayı bize bu tür 'zoonotik' olarak uzaktır. Ancak insandan insana virüsün geçişi söz konusu olduğu için ülkemize dışarıdan giriş yapanların kontrol edilmesi gerekiyor. Bu hususta da devletimiz gereken önlemleri almaktadır" dedi.