Esad kazanıyor

Suriye iç savaşı askeri, siyasi ve diplomatik olarak bir dönemece doğru gidiyor. Bu dönemeç dönülür ise Esad rejimi iktidarda kalacak. Önce Suriye iç savaşının askeri boyutuna bakalım. Suriye ordusu, iç savaş başladıktan sonra büyük bir dağınıklık yaşadı. Ordu, bunun üzerine az askerinin bulunduğu, stratejik önem vermediği bölgelerde direnmedi ve geri çekildi. Savunma hatlarını stratejik noktalar etrafında kurdu. Ordudan firarlar arttı. Ancak zaman içinde ordu savaş doktrini iç savaş ve meskun mahal muharebeleri çerçevesinde yeniden yapılandırıldı.  Öte yandan askeri planda muhalefet komuta birliği sağlayamadı. Kendi aralarında çatıştılar. Ağır silahlara sahip olamadılar ve çok bekledikleri NATO’nun hava desteği gelmedi. Üstelik muhalefetin en iyi savaşan birliklerinin El Kaide’ye yakın gruplar olduğu meydana çıkınca, ABD ve AB’nin çekinceleri daha da arttı. İşte böyle bir ortamda Suriye ordusu üç önemli saldırı gerçekleştirdi. Birinci saldırı ile Suriye ordusu güneyde Ürdün sınır bölgesine hakim oldu. İkinci saldırı Şam’da isyancı güçleri etkisiz hale getiren, 4 Haziran’da yapılan 3. ve 4. tugaylar ile Fuji komando birliklerinin saldırısıydı. Bu saldırı ile Şam’a gelen ve giden bütün yollar ordunun kontrolüne girdi.
Bunu, 5 Haziran’da Hizbullah’ın da desteği ile Lübnan sınırındaki stratejik geçiş yolu olan Kuseyr’in ele geçirilmesi izledi. Kuseyr’in ele geçirilmesi, Şam-Tartus-Lazikiye ve Şam-Hama-Halep-İblip karayollarının kontrol altına alınması anlamına geliyor. Gelinen aşamada askeri olarak üstünlük kazanan Suriye ordusunun artık Halep etrafında Hizbullah güçleri tarafından desteklenerek konuşlandığı aşamaya girilmiş görülüyor. Özetle, Suriye ordusu kendisini galip bir ordu olarak görüyor.
İkinci dönemeci ise politik dönemeç oluşturuyor. NATO, kısa bir süre önce Suriye halkının % 70’inin Beşşar Esad’ı desteklediğini belirten bir kamuoyu araştırması açıkladı. Araştırmaya göre, % 20 kararsız iken, % 10 ise muhalefeti destekliyor. NATO için Batılı aktivistler ve yardım örgütleri tarafından yapılan araştırmaya göre Esad’a desteğin artmasının nedeni, Suriye muhalefeti içindeki El Kaide ve Selefi unsurların hakim olacağı bir Suriye’den Suriyelilerin çok korkması. Araştırma Suriye ordusunun başarısının arkasındaki önemli bir nedenin de halkın Suriye ordusuna destek vermesi olduğunu açıkladı. % 70’lik desteğin, çok önemli bir destek olduğu açıktır.
Askeri ve politik anlamda üstünlük kazanan ve bu üstünlüğe sahip olduğu ABD ve AB tarafından da bilinen Esad, şimdi üçüncü dönemeç olan Temmuz 2013’te yapılması planlanan 2. Cenevre Konferansı’na çok daha güçlü bir şekilde gidiyor. 2. Cenevre Konferansı, Beşşar Esad’a iktidarda uluslararası sistem tarafından onaylanarak kalma imkanını veren bir süreci temsil ediyor. Muhalefet de El Kaide’den arındırılarak sisteme entegre edilmeye çalışılacak.     
Esad rejiminin iktidarda kalmaya devam etmesi, bir çok devletin dış işleri bakanlıkları ve istihbarat servislerinin çok büyük analiz hataları yaptıklarını ortaya koyuyor. Bazı ülkeler bu hatalarını itiraf etmeye başladılar. Analizlerde yapılan hataların arka planında 1) Suriye’deki rejimin yaşama ve direnme isteğinin azımsanması, 2) Rusya ve İran’ın Esad’a desteğinin bu kadar güçlü ve inatçı olduğunun görülmemesi, 3)ABD’nin Suriye’ye müdahale etmekte daha istekli davranacağına inanılması, 4) Suriye muhalefetinin daha etkili olacağına inanç gibi öngörüler vardı. İki yıldan buyana AKP Hükümeti de bu temel dört varsayımdan hareket ederek, Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin an meselesi olduğunu söylüyordu. Bu bir yalan değildi, çünkü gerçekten Dışişleri Bakanlığı’nın iç yazışmalarında da bu analizlerin yapıldığı anlaşılıyor. 
Sonuç olarak; devam etmekte olan süreci, ABD’nin dolaylı/dolaysız müdahale kararı alması gibi kökten değiştirecek yeni bir unsur oyuna girmez ise Suriye’de Beşşar Esad ve Baas rejimi ile yaşamaya devam edeceğiz. Ancak bu çok daha zor bir komşuluk olacak.

Yazarın Diğer Yazıları