2015’te ekonomi vites değiştirecek

2014’ün günleri erirken, aynı hızı, Türk ekonomisinde de görüyoruz. 241 kuruşa çıkan Amerikan doları, Merkez Bankası müdahalesi ile 231’e indiriliyor. Analizleri dinliyorum gözlerim kapalı, bu iniş, çıkışlar, Amerikan Merkez Bankası rolü oynayan, Federal Rezerv açıklamalarına bağlanıyor. Yaşım müsait, vücudum genç olsa, kendimi yerlere atıp, katıla katıla güleceğim. Yani sanırsınız, sanayileşmiş, ekonomisi kurallara bağlı bir ülke için yorum yapılıyor. Aslında, öylesine garip ekonomi kuralları içinde seyreden bir ülkeyiz ki her çalkantı, meltem şeklinde esen her rüzgâr bile, bizi etkiliyor. Yapmayın, Allah’ınızı severseniz. Kendi yalanınıza, artık kendiniz bile inanmıyorsunuz, ama yalana devam.
Türk ekonomisi, gerçekte çatırdamaya başladı. Bu çatırtıda en büyük etken, kendine saraylar yaptıran zatın çıkışları. Parasal barometre gibi mübarek. Öylesine büyülü bir ağzı var ki açtı mı, aniden beklenenden hızlı çökebiliyor ülke ekonomisi. Bu çöküşün altında, bu iktidara rüşvet veren sermaye ve iş adamları da kalacaktır emin olun. Yurt dışına kaçırılan paralarsa bir yere kadar. Ben, dünyada en fazla parayı, ülke dışına kaçırmış olan kişinin oğlunu tanıdım. İran Şahı Rıza Pehlevi’nin oğlu. Kendisi öylesine büyük bir korku içinde ki başka bir ülkede, Amerika’da bile sokağa, kendi başına çıkamıyor. O parayı yemek, anlaşılan boğazdan geçmeyen lokmaya dönüşüyor. Bizimkilerin de gırtlağını parçalayacağından eminim.
Aslında bugünlerde, bizdeki dikta heveslilerine ders olması gereken, bir uluslararası olayı yaşıyor ve seyrediyoruz. Rusya. Batı, bu kez NATO, silah ve orduları kullanmadan, yeni bir silahla Rusya’ya diz çöktürüyor. Ekonomi. Bu durum, gerçekte, bizde her gün onlara meydan okuyan diktatörlere de ders olmalı. Adamlar kıllarını bile kımıldatmadan, resmi Rus parası Rubleye devalüasyon üstüne, devalüasyon yaptırıyorlar. Rus parası eriyor. İşin garibi, aynı hızla bizim para da eriyor. Oysa Ukrayna konusunda Moskova ile birlikte hareket etmemiştik.
Ekonomide silkelenmeler, yılbaşından itibaren iç piyasayı da vurmaya başlayacak. Rusya’yı çökertmek için uygulanan, petrol fiyatlarını düşürme, aslında bizim para ve ekonominin çöküş hızını kesmiş gibi. Zira bu düşüşe, bir de dolarla alınan enerji olayı eklense, seyreyleyin gümbürtüyü. Ama Rusya teslim olduğu an, petrol fiyatları yeniden tırmanışa geçecek ve o zaman değer kaybeden Türk lirası ile benzin ve gaz alacak olan vatandaşlarımızın hali ne olacak? Düşünmek bile istemiyorum. Nakliyeden dolayı piyasalara, pazarlara da yansıyacak. Bir de değer kaybeden Rus Rublesinin Türk lirasına getireceği yıkıntı. Bizim kefenli grup gene meydanlara çıkıp bağıracak mı,  “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye. Ne kadar ucuz bizdeki gurur Allah’ım?
Amerika ve Avrupa Birliği, Türkiye’deki kavgada, taraflarını seçmiş gibi görünüyor. Biraz da, bu tutum ve tavır bana, kullandıkları iki taraftan da kurtulma, ellerini yıkama operasyonu gibi görünüyor. Müttefiklerimiz, Türkiye’yi çağdaş düzeye getiren güç ve kurumları, bu iki şer merkezine yıktırdıktan sonra, şimdi de birbirlerine kırdırıyor. Ülkenin güç merkezi silahlı kuvvetleri, bunlara paralattıktan sonra, sıra ile Cumhuriyetin kurum ve eğitim sistemlerini de yok ettirdiler. Bu arada, Atatürk’ün bir avuç çocuğu dışında, herkes, ağzı açık, sanki olaylar, Afrika ülkesinde oluyormuş gibi hayretle izliyor.
Bu arada, Türkiye’de, son on yılda, insan hakları ve adalet ihlalleri konusunda, ayıp olmasın diye, bir iki çıkış yapan Washington ve Batı başkentleri, Ankara’daki zatı muhteremlere karşı, tavır aldılar. Çünkü kontrol edebileceklerini sandıkları zevatı, kontrol edemediklerini fark ettiler. Aslında, bu tür kafa yapısını kontrol edemedikleri, Afganistan ve Pakistan deneyleri ile ortaya çıkmıştı ama bizlerin can kaybı, onlar için önemli olmadığından, önemsemediler. Dangalak adamların, bunlardan birilerini öldürmesiyle ayıktılar. Veya ayıkmış göründüler.
Bu ülkelerin sözcülerinin, resmi açıklamaları da, saraylar yaptıran zatı, çileden çıkarıyor. Osmanlı gibi, birilerine kulluğu seçmenin sonucu bu. Bu arada, Çarşı için hafta sonunda, Washington, Los Angeles ve New York’ta yapılan gösteriler Amerikan basını ve siyasi yaşamında ses getirdi. Türkiye’de, Kaç-Ak Saray çevresinde dolaşılmıyor ama artık Küba lideri Kastro ile bile barış yapacağını açıklayan Obama, Beyaz Saray önünde gösteri yapan Türkler sayesinde, ülkede olan bitenleri, birinci elden öğreniyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları