Nerde değirmen var..

Çarşı-Pazar yangın yeri..

İşyerleri kapanıyor..

Fabrikalar üretime ara veriyor..

İşsizlik kol geziyor..

O meşhur 5 müteahhidi doyuracağız diye, derman kalmadı..

**

Muhalefet diyor ki aylardır;

"Ekonomiye çeki düzen verin.. Bu gidişle Türkiye'yi IMF kapısına dayandıracaksınız.."

İktidar da diyor ki her seferinde;

-Bunlar IMF'ye borçlandı.. Onu da biz ödedik.. IMF'ye artık para veriyoruz..

Sanırsın kendi cebinden ödedi..

Ve para verdiğimizi gören bilen de yok..

**

Niye girdim bu mevzuya..

IMF heyeti Ankara'ya geldi..

Ev sahibi kim?

İktidar..

Okeye dördüncü olmaya gelmediler şüphesiz..

Rutin bir programmış..

Rutin mutin, IMF'yle, iktidarın kişileri ve kurumları görüşüyor mu? Görüşüyor..

Muhtemel ki Ak Parti iktidarının çiçeği burnunda Goebbels'i (Göbels.. Hitler'in propagandacısı) düşünmüş taşınmış olmalı, harekata start verilmiş..

IMF heyeti herkesle görüşürmüş meğer..

Devlet.. İktidar.. İş dünyası.. Sivil Toplum Kuruluşları.. Siyasi partiler..

Zannımca bi tek bizim mahalleye uğramıyorlar..

CHP'den Faik Öztırak ve eski Merkez Bankası Başkanı İYİ Partili Durmuş Yılmaz da davet edilmiş..

İşte düğmeye basılan nokta burası..

Kurnazlık neyi gerektirir?

"Aaaaa, iktidar IMF"yle görüşüyor!" denilmesin diye, "Aaaaa, muhalefet IMF"yle görüşüyor!" diye yaygara yapmayı gerektirir..

Bi nevi "Aaa bak kuş" der gibi..

Öyle de yaptılar zaten..

Sanırsın CIA ya da Mossad ajanlarıyla gizli-kapaklı bir toplantı..

Hafif flu çekilmiş fotoğraflar servis edildi..

Önce kiralık kalemşörler döşendi altına, sonra da siyasi sesler girdi devreye;

İktidarın iki ortağı birden ekranlarda boy gösterdi;

- Muhalefet IMF'yle gizli gizli ne görüşüyor? Bu görüşmelerle nereye varmak istiyorlar?

Yanlış anlamayın, fotoğrafların çekildiği yer gizli kapaklı değil..

Özçekim yapılabilecek kıvamda, ortalık bir yer.. Otelin lobisi..

Soğuk savaş döneminin ürünü Hollywood filmlerindeki, ajan fotoğrafları gibi..

Muhtemel ki çiçeği burnunda Göbelsimiz fazla izliyor o filmleri..

Parmak kadar çocuğun bile özçekim yapabileceği (Türk olmayan anlamaz, hadi selfi diyeyim) bir ortamdan, film senaryosu çıkarmaya kalkmak beyhude iş aslında..

Çünkü, şu soruyu sorduğunuz zaman mevzu kilitleniyor;

-Arkadaş IMF heyeti kimin davetlisi?

- İktidarın

Bu durumda ne oluyor? IMF ile buluşan, ev sahipliği yapan, masaya oturan, iktidarın kendisi oluyor..

Bunu perdelemek için gerek var mıydı bu kadar komik duruma düşmeye..

Hele de bu işin özünü bilen insanların gözünde, bildiğin maskara olmaya..

Çünkü bu her yıl yapılırmış.. Ve uzmanı dışında, biz pek bilmediğimize göre, öyle teyyareden bir işmiş..

**

Amaaaa;

"Muhalefet gizli görüştü" başlıklı kafa bulandırıcı operasyon için iktidara hak vermiyor değilim..

17 yıldır, çarşı-pazar diyene "IMF'ye borç ödedik" diye ağlaşıp,

Faiz, kur, piyasalar diyene, "Bak artık IMF'ye para bile veriyoruz" diye caka satıp,

Ortalık yangın yerine dönünce de, ikinin biri "Dengelendik" diye aklımızla alay eden propaganda çökecek..

İktidar ne yapsın..

İşi bir senaryoyla gargaraya getirmekten daha kurnazca bir yol mu var?

Bak, üç gündür, "Sonunda IMF yine geldi" diyeni duydunuz mu?

Ağzını açan, "Muhalefet gizlice IMF'yle görüştü" diyor..

Oysa asıl mevzu, "IMF'nin iktidarın davetlisi olarak ülkemize gelmiş olması.."

**

Sevgili kardeşim Adnan Bulut anlattı dün;

Bizim oralarda bir abimiz değirmenlere bakıp dermiş ki;

-Gurban olduğumun hikmetine bak.. Nerde bir degirman varsa, yanında da su akıyor..

İşin özü, değirmen suyun yanına yapılıyor.. Ama abi nasıl da yeni bir hikaye yazmış;

"Değirmenin olduğu yere su geliyor.."

Ak Parti'nin ve ortağın sözcülerinin hikayesi de bu..

IMF'yi davet eden kendileri ama havaları bambaşka..

Gökyüzüne bakıp ıslık çalıyor, bizzat davet ettikleri IMF üzerlerine kalmasın diye de atraksiyon yapıyorlar..

Peki oluyor mu?

Bence olmuyor, oturmuyor..

Ama olsun.. Yavaş yavaş..

Öğrenecek abisi.. Bizimki de büyüycek, Göbels olcak inşallah..

NEDİM ŞENER'İ YAZMAYIP, 'PAZAR'A BIRAKAYIM..

Önceki gece Habertürk televizyonunda katıldığı programda, ezberletilmiş metni konuşan meslektaş(!) Nedim Şener, kendisini içeri atan fetöcülerin taktikleriyle yürürken, sosyal medya üzerinden ulaşabileceğimi düşünerek bir mesaj yazdım..

Dikkatini çekmiş, yayında okudu, ardından da verdi veriştirdi..

Benden bahsederken, "Bu ADAM" dedi..

O kısma katıldım..

Çünkü zordur ve iyi bir iştir "ADAM" olmak..

Neden mi?

Köşeye ikinci yazı olarak sığmayacağı için, mevzuyu pazar gününe bırakıyorum..

Haber vereyim istedim..

 

Yazarın Diğer Yazıları