Avrupa Birliği’nin karbon salımı politikası kapsamında uygulamaya koyduğu Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), sanayi sektöründe büyük sarsıntılara yol açtı. KU Leuven Üniversitesi ve ULiège Yönetim Fakültesi'nin ortaklaşa yürüttüğü iki ayrı araştırmaya göre, ETS kapsamına giren şirketlerde toplu işten çıkarmalar belirgin biçimde arttı. Özellikle Belçika’daki düşük nitelikli iş gücü bu gelişmeden en çok etkilenen kesim oldu.
Sanayi, kimya, çimento ve enerji gibi yoğun salım yapan sektörlerde 2017 itibarıyla ETS maliyetleri sert şekilde arttı. Öncesinde ton başına 5 euro ödeyen şirketler, bu tarihten sonra aynı miktar için 30 euro ödemeye başladı. 2025 itibarıyla bu rakam 70 euroya ulaştı. ETS yükümlülüğü olmayan benzer şirketlerle karşılaştırıldığında, sistem kapsamındaki firmalarda toplu işten çıkarma olasılığı yüzde 5,7 artış gösterdi. Özellikle büyük ölçekli şirketlerde işten çıkarılan kişi sayısı 980’e kadar çıkabiliyor.

EN KIRILGAN HALKAYI KİMLER OLUŞTURUYOR?
Araştırma bulgularına göre, likidite gücü zayıf olan, özellikle borsaya kote olmayan şirketler bu durumdan daha sert etkileniyor. Ieseg School of Management’tan Prof. Jana Boeckx, "2017 bu şirketler için şok etkisi yarattı. O zamana kadar karbon maliyetleri çok ciddiye alınmazdı. Ancak şimdi bazı şirketler bu yükümlülükler nedeniyle milyonlarca dolar ek ödeme yapmak zorunda kaldı. Bunun karşılığı olarak da personel giderlerini kıstılar" dedi.
Bu şirketlerin sadece maaşları değil, üretim hacmini de kısmaya gittiği görülüyor. Hatta Boeckx’e göre, küçük ama borsaya açık şirketler bile yeterli mali yastıklarına sahip değilse, karbon maliyetlerindeki artış karşısında hızlıca işten çıkarmalara yöneliyor.
İşsizlik Fonu'na düzenleme: Yüzde 50'ye çıkarıldı
İŞ GÜCÜ AZALIYOR, ENDİŞELER BÜYÜYOR
Belçika özelinde yapılan incelemelerde, ETS kapsamındaki şirketlerde işçi sayısında yüzde 2'lik bir düşüş yaşandığı tespit edildi. Open Universiteit’ten Kristof Struyfs, "İşten çıkarılanlar genellikle erkek, düşük nitelikli ve yarı zamanlı çalışanlar. Üretim hattındaki emek yoğun işlerin azalması bu sonucu doğuruyor" değerlendirmesinde bulundu.
Boeckx ise, bu dönüşümün tümüyle olumsuz olmadığı görüşünde: "Daha az insan gücüne ihtiyaç duyan, daha temiz üretim yapan sistemler ekonominin verimliliğini artırabilir. Yeter ki işini kaybeden emekçiler, çevre dostu yeni işlere yönlendirilebilsin."
Öte yandan, sektör temsilcileri ve sendikalar Avrupa sanayisinin küresel rekabet gücünü yitirme riskiyle karşı karşıya olduğunu savunuyor. ETS’nin 2027’de genişletilerek benzin, motorin, doğalgaz ve fuel-oil gibi kaynakları da kapsayacak olması, bu tartışmaları daha da alevlendirmiş durumda. Avrupa’nın sıkı çevre politikalarıyla kendi ayağına kurşun sıktığını düşünenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
